Dün “postmodern darbe” Yirmi Sekiz Şubat'ın on ikinci yıldönümüydü: 28 Şubat sürecinde Genelkurmay Başkanı olan
İsmail Hakkı Karadayı'nın internete düşen yeni ses kayıtları
darbenin arka planı hakkında aydınlatıcı bilgiler içeriyordu.
*
Karadayı “Erbakan Hoca'ya ayrıl dedim ayrıldı. Daha ne olsun?” diye konuşuyor…
“Cumhurbaşkanı Demirel ne dediysem yaptı” diyor.
Erbakan'ın Haziran'daki istifasından sonra Başbakan olan Mesut Yılmaz'a -eşinin yanında- “Size altın tepsi içinde bir iktidar teslim ediyoruz. Bunu iyi değerlendirin” dediğini anlatıyor, Karadayı Paşa…
Şu sözler de “28 Şubat'ın Genelkurmay Başkanı”na ait:
“-Sizin arkanızdayız. Ancak bazı taleplerim var, dedim. Partiler ve seçim kanunu ile sekiz yıllık eğitimi söyledim. Mesut Yılmaz, hepsini sırıtarak dinledi.”
*
Normal koşullarda “Poker Surat” olarak bilinen Mesut Bey'in o günlerde Karadayı'ya “sırıtması” başbakanlığın kendisine altın tepsi içinde sunulmasından dolayı olmalı!
Yoksa, Karadayı'nın “kaypak” diye nitelediği Yılmaz'la ilgili yüzeye dair kimi politik şikayetleri magma tabakasındaki gerçeğe asla halel getirmez.
28 Şubat sürecindeki “derin korku” filminde Karadayı'yı da, Demirel'i de, Yılmaz'ı da, başkalarını da oynatan/istihdam eden aynı “Gizli Devlet”ti.
Karadayı'nın ses kaydından öğrendiğimiz “hayli faydalı bilgiler”le birlikte darbenin yıldönümünde basına yansıyan “Dönemin generallerinin Refahyol'u devirme ve toplumu biçimlendirme planlarını içeren resmi yazışmalar” 28 Şubat gerçeklerinin iyice sırıttığını gösteriyor.
O yazışmalardan birinde “Basın yayın organlarında Aczmendi ve üfürükçü hoca gibi konuların sürekli gündemde tutularak bunların gerçek yüzlerinin anlaşılması sağlanacak” deniliyor.
Kaderin cilvesi işte; Müslüm Gündüz'ün, Ali Kalkancı'nın veya o dönemde kullanılan diğer figüranların gerçek yüzleri çoktan ortaya çıkmış durumda! Bu kurgusal isimlerin hangi derin bağın mahsulü oldukları özellikle Ergenekon sürecinde deşifre edilen belgelerle çok daha iyi anlaşılmış oldu.
*
Türkiye, Ergenekon soruşturması/davası ile girdiği uzun ve aydınlatıcı yolda 28 Şubat'la ilgili henüz gün ışığına çıkmamış başka çarpıcı gizli gerçekleri, dahası hiç kapağı açılmamış sarsıcı hadiseleri de öğrenecek…
28 Şubat'ın arka planında yaşananlar, her geçen yıl iyiden iyiye ortaya dökülüyor olsa da; “postmodern darbe”nin bir yönüyle “en kirli darbe” olduğu gerçeği henüz kamuoyunca bilinmiyor.
28 Şubat döneminin “faili meçhul” olayları da er veya geç gün ışığına çıkacaktır.
yenişafak
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle