En Sıcak Konular

Ahmet Hakan


Ahmet Hakan
0 0 0000

Aydın Doğan’la bir fasıl gecesi



CUMA günü Aydın Bey aradı...

Dedi ki:

"Fehmi Koru beni aramış... Eresin Otel’de fasıl yapacaklarmış... Sen de davetliymişsin... Beraber gidelim mi?"

Aydın Bey daha cümleyi bitirir bitirmez, kafamda "başlıklar" uçuşmaya başladı:

"Aydın Doğan muhafazakár camiaya açılıyor..."

Bulduğum ilk başlık buydu...

Sonra içimden "Ama davet Fehmi Koru’dan gelmiş" diye geçirdim...

Ve başlığı şu şekilde revize ettim:

"Muhafazakár camia Aydın Doğan’a açılıyor."

Ben başlıklara dalmışken...

Aydın Bey’in sesiyle kendime geldim:

"Ne diyorsun?"

Kendimi toparlayıp cevap verdim:

"Tabii Aydın Bey... Gideriz..."

Epey bir süredir aksatmıştım fasılları... Aylar sonra ilk kez gidecektim...

"Bakalım bizim eski mahallenin aylık popüler eğlencesi nasıl bir hal almış" diye düşündüm ve akşamı beklemeye başladım...

* * *

Ve Cuma akşamı... Saat 20.00...

Aydın Doğan’la birlikte Topkapı’daki Eresin Oteli’nin kapısındayız...

Yanımızda kadim dostumuz ve sosyal ilişkilerin efendisi Taylan Bilgel var...

"Bu üçlü çok güçlü" edasına zerre kadar prim vermeden içeri girdik...

Manzarayı görünce az kalsın küçük dilimi yutacaktım...

Nasıl yutmayayım?

Fehmi Koru, Erhan Köknar, Nuray Mert, Ahmet Hakan, Mustafa Karaalioğlu, Levent Güntekin gibi isimlerden oluşan "çelik çekirdek"in Tophane’deki hayli mütevazı bir kıraathanede başlattığı "düşük profilli" fasıl eğlencesi gitmiş...

Yerine beş yıldızlı otelde, hiçbir masraftan kaçılmamış, yemekli, hatta isteyene alkol ikram edilen, ünlü sanatçıların da teşrif ettikleri dört başı mamur ve şatafatlı bir eğlence gelmiş...

İşin şekli değişmiş:

Amatör heyecan, yerini profesyonel kurumsallaşmaya bırakmış...

Eskiden muhafazakár gazetelerden birkaç arkadaş ile alçakgönüllü takılmayı şiar edinmiş birkaç bürokrat Tophane’deki kıraathanede buluşurduk...

Derken yüzüne bakıldığında insana "itimat" ve "sükûnet" telkin eden Dr. Deniz Adnan Çoban, uduyla gelir ve bizden gelen istek şarkı ve türkülere sabırla karşılık verirdi...

Oysa yeni "fasıl konsepti" şöyleydi:

Geniş bir salon... Şık masalarda yemek... İsteyene şarap... Ustalardan oluşan bir fasıl heyeti... Söylenecek şarkıların listesi... Dev ekranda şarkıların notalarının belirmesi falan...

* * *

Aydın Doğan gecenin hem "onur konuğu", hem de "ilgi odağı" idi...

Fakat muhafazakár dostlarımız, yine de "ilgi" ile bunaltmadılar onu...

Haberin büyüklüğünün farkındaydılar ama bu fark ettirmeme nezaketinden de zerre kadar taviz vermediler...

Arada baktım:

Aydın Bey gayet mutlu ve mesut görünüyordu...

Hele Samime Sanay’ın seslendirdiği ve beni 12 Eylül sonrasının apolitik günlerine götüren "Bir sevgi istiyorum" şarkısını dinlerken Aydın Bey’in şarkıya eşlik edişini görünce...

Son günlerde yaşadığım depresyon nedeniyle kendimi antidepresanlara vurduğumu hatırlayıp, "Maliye’den cezayı biz mi aldık, yoksa Aydın Bey mi?" diye sordum kendime...

Gelelim muhabbete:

Kimse "netameli" konulara girmedi... Biraz "matbuat dedikoduları", biraz "yerel seçimlere dair saptamalar" falan...

Aydın Bey, her zaman olduğu gibi yine "önemsiz" gibi görünen sorular sorarak "önemli" bilgiler aldı muhataplarından...

Muhatapları da Aydın Bey’e "netameli" olmayan sorular sordular...

Ve böylece ilk gerginlikler çabucak atlatıldı ve muhabbet kıvamına geldi...

Bu arada ben bazı konuklarla Aydın Bey’i tanıştırmak için işgüzarlık yapmaya kalktım...

Bir de ne göreyim?

Aydın Bey’le tanışmayan yok gibiydi...

Yani "bir açılım"dan ziyade, bir "buluşma" idi gerçekleşen...

Eksik kalmış, gecikmiş bir buluşma...

Geceden notlar

BİR: Gecede "Maliye", "Vergi", "Haksızlık", "Doğan Yayın Holding" gibi sözcüklerin hiçbiri geçmedi...

İKİ: Gecenin keyfini en fazla çıkaran ismi Aydın Doğan oldu...

ÜÇ: Hanendeler ve sazendeler işlerini acayip ciddiye aldılar...

DÖRT: Fehmi Koru temas ve mesafeyi mükemmel ayarlayarak iyi bir ev sahipliği yaptı...

BEŞ: Gecenin sosyal kaynaştırmayı sağlama ve sohbeti ilerletme görevini Nazlı Ilıcak üstlendi...

ALTI: Benim oturduğum masada Nazlı Ilıcak ve Aydın Doğan şarap içmeyi tercih etti... Diğer masalardaki alkol durumu saptanamadı...

YEDİ: Centilmenlik had safhadaydı: "Yandaş medya" lafına şaka yollu olsa bile yer verilmedi...

SEKİZ: Gecenin en sempatik ismi Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan idi... Demircan, bir sonraki "fasıl gecesi"nin sponsorluğuna talip oldu...

DOKUZ: Gecenin sponsoru Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, seçim kampanyasının etkisindeydi... Hem işlerin aksamaması için özen gösterdi, hem de Fatih’teki çalışmalarını fırsat buldukça anlatmaya çalıştı...

ON: THY Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin protokolden uzak durdu...

ON BİR: Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert gecenin en kafa dengi konuğuydu...

ON İKİ: Edebiyat profesörü İskender Pala, etrafındakilere ağır şarkıların sözlerinin anlamını açıkladı...

ON ÜÇ: Fasıl gecelerinin organizasyon işini yürüten "Yeni Şafak Spor’dan" Erhan Köknar, detaycılığı ve iş bitiriciliğiyle göz doldurdu...

Fasıl gecesinde kimler vardı

AYDIN Doğan, Taylan Bilgel, Mustafa Demir (Fatih Belediye Başkanı), Fehmi Koru, Nazlı Ilıcak, Mustafa Karaalioğlu (Star ve Kanal 24 Grup Başkanı), Yusuf Ziya Cömert (Yeni Şafak Yayın Yönetmeni), Selahattin Sadıkoğlu (Bugün TV Yayın Yönetmeni), Atilla Koç (Eski Kültür Bakanı), Candan Karlıtekin (THY Yönetim Kurulu Başkanı), Hamdi Topçu (THY Yönetim Kurulu Üyesi), Bircan Eresin (Eresin Oteli’nin sahibi), Mehmet Ali Akben (Türkiye Finans Genel Müdür Yardımcısı), Samime Sanay, Ahmet Misbah Demircan (Beyoğlu Belediye Başkanı), Sezen Cumhur Önal, Alaattin Kaya (Zaman Gazetesi’nin eski sahiplerinden), Erhan Çelik (Kanal 7), Metin Yurdagül (Ülker İstişare Kurulu Üyesi), Ali Bayramoğlu, Ömer Erdem (TRT İstanbul TV Müdürü), Hakan Peker, Elif Çakır (Taraf Yazarı), Aylin Taşçı (Sanatçı), Ergün Diler (Yeni Şafak Yayın Koordinatörü), Prof. İskender Pala...

 
hurriyet



Bu yazı 1,196 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 1 Temmuz 2010 Yeter ki Tayyip gitsin duygusu
    • 3 Eylül 2009 Umreden mahrem notlar
    • 26 Şubat 2009 28 Şubat bitti mi?
    • 22 Şubat 2009 Aydın Doğan’la bir fasıl gecesi
    • 9 Şubat 2009 Hastasıyım bu istismarın
    • 18 Ocak 2009 Benim gözümle Kemal Gürüz
    • 24 Kasım 2008 CHP’nin Tayyip’i
    • 6 Ağustos 2008 Ahmedinejad’ın Anıtkabir’de ne işi var
    • 23 Temmuz 2008 Kandıra’dan mesaj var
    • 9 Temmuz 2008 Gaza gelme Latif Abi
    • 4 Haziran 2008 Önder Sav’a açık mektup
    • 25 Mayıs 2008 Kısa Türkiye tarihi
    • 19 Mayıs 2008 Ağustosta rapsodi
    • 7 Mayıs 2008 Asılmışların paylaşımı
    • 5 Mayıs 2008 Biri Tayyip’e fısıldadı: Parti kapatılmayacak
    • 10 Nisan 2008 Organize’de iki saat
    • 13 Mart 2008 Bayan Çölaşan yalan söylüyor
    • 7 Mart 2008 Da Vinci Baykal’ın şifresini çözdüm
    • 2 Mart 2008 Yaşar Paşa’ya da bir şey söylenir mi?
    • 17 Şubat 2008 Artık şu İranlılara yüz vermesek diyorum

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,328 µs