Başbakan Erdoğan, Nisan'da anayasa değişikliği için düğmeye bastı. Yerel seçimlerden sonra anayasa değişikliğini yeniden gündeme getireceklerini ve uzlaşma arayacaklarını açıkladı.
Erdoğan'ın bu açıklaması 'Sivil Anayasa' bağlamında esaslı bir muhasebe yaptığını gösteriyor.
22 Temmuz seçimleri öncesinde anayasa değişikliği sözü veren Erdoğan, genel seçimden yüzde 47'lik parlak bir netice ile çıkmasına rağmen bu sözünü yerine getirememişti.
O dönemde Prof. Ergun Özbudun başkanlığında bir heyete sivil anayasa taslağı hazırlatılmış ancak daha ileri gidilememişti.
Kapatma Davası ve türbanla ilgili anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi engeline takılması, AK Parti'nin Sivil Anayasa arayışlarını rafa kaldırmasına yol açmıştı.
22 Temmuz sonrasındaki elverişli süreçte AKP'nin başta AYM'nin yapısı ile ilgili anayasa değişiklikleri olmak üzere belli başlı konularda adım atmamış olması ciddi bir yanlıştı.
*
AK Parti'nin kapatılmamış olması, statükonun değiştiğini gösteren en önemli gelişmelerden birisidir.
Erdoğan'ın Nisan'da anayasa değişikliği için yeniden yola koyulacaklarını açıklaması, Başbakan'ın yakın geçmişle ilgili bir otokritik yaptığı anlamına geliyor.
Başbakan, “CHP'nin Uzlaşma Komisyonu'na üye vermeyerek anayasa değişikliği girişimlerini engellemeye çalıştığına” dikkat çekerek “Asgari müşterekler nerede oluşabilir ona bakacağız” diyor.
Tam bu noktada, Sivil Anayasa için Nisan'dan itibaren yapılacak yeni çalışmalara CHP'nin bir kez daha set çekebileceği pekala öngörülebilir. Zaten, CHP'li Kemal Anadol da “İster perakende ister toptan bütün anayasa değişikliklerine karşıyız” diye itiraz etmekte gecikmedi.
CHP'nin katı tutumunu sürdürerek yeni değişiklikleri “Yangın var!” feveranıyla anında Anayasa Mahkemesi'ne götürebileceğinden söz edilebilir.
CHP sözcülerinin geçen yılki tartışmalar esnasında –akla ziyan bir biçimde- muhtemel anayasa değişikliklerini kategorik olarak “irtica” diye nitelemiş olduklarını da hatırlayalım.
*
Bütün bunlara rağmen, CHP'nin son dönemde yerleşik kalıpları kıran, “büyük sürpriz” yaparak iki tarihi açılıma imza atan parti olduğunu göz önünde bulundurmamız gerekiyor.
Türbanla ilgili değişiklikleri AYM'ye götüren bir partinin, AYM'nin türban ve kapatma davasıyla ilgili gerekçeli kararlarının açıklanmasının ardından -ezberleri bozup- çarşaf ve Kur'an Kursu açılımı yapmış olmasını çok iyi düşünmek ve doğru izah etmek gerekiyor.
Bu açılımları yapmış bir partinin “asgari müşterekteki anayasa değişikliklerine bile direnmesi” CHP'yi tümüyle bitirecektir.
Ezici çoğunluğun tahminlerinin/beklentilerinin aksine AK Parti'nin kapatılmamış olması; CHP'nin “beklenmedik” ve “kimilerince hala izah edilemeyen ve anlaşılamayan” açılımları; Başbakan'ın Sivil Anayasa için tekrar yola koyulacak olması gibi hadiseler -son dönemdeki sıra dışı ve fevkalade olumlu gelişmelerin yansımalarıdır.
Unutmayınız…
Sivil Anayasa'nın hayata geçmesi bildik nedenlerle gecikmiş olsa da; “darbe anayasası”ndan kurtulmamız -son tahlilde- engellenmesi mümkün olmayan bir süreçtir.
yenişafak
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle