Çocuğunuzun boğazı ağrıyor, ateşi var, burnu akıyor diye üzülmeyin ve de hemen antibiyotiklere sarılmayın! Çünkü son yıllarda yapılan araştırmalar küçük yaşlarda geçirilen enfeksiyonların bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve ileriki yaşlarda başta astım olmak üzere alerjik hastalıkların ortaya çıkma riskini azalttığını gösteriyor.
Bağışıklık sisteminin tam olarak gelişebilmesi için 1 yaşından önce geçirilen enfeksiyonların büyük önemi vardır. Çocuklar, geçirdikleri enfeksiyonlar sayesinde mikrop ve virüslerle mücadele etmeyi öğrenirler. Bağışıklık sistemi bu enfeksiyonlar sayesinde güçlenir. Buna karşılık, çok temiz ortamlarda büyüyen, çok az enfeksiyon geçiren ve çok sık antibiyotik verilen çocukların bağışıklık sistemleri yeteri kadar mikropla karşılaşamadığından, alerjiye daha yatkın olurlar.
Gerçektende, çok çocuklu ailelerde ve erken yaşta yuvaya gönderilen çocuklarda astım ve alerjik hastalıkların daha az görülmesi, bu çocukların daha çok enfeksiyon geçirmeleriyle açıklanmaktadır. Buna karşılık az çocuklu ailelerde ve topluma fazla girmeyen ve daha az mikropla karşılaşan çocuklarda astım riski de yüksektir.
Astım ve alerjiler, köy, çiftlik gibi ortamlarda büyüyen çocuklarda ve hatta gebeliklerini bu tür yerlerde geçiren kadınların bebeklerinde de daha az görülmektedir. Bu gibi yerlerde kedi, köpek ve diğer çiftlik hayvanları ile iç içe büyüyen çocuklar daha fazla mikropla karşılaştıkları için, bağışıklık sistemleri daha güçlü olmakta ve alerjiye yatkınlık azalmaktadır.
KORUYUCU ENFEKSİYONLAR
Araştırmacılar, çocukluk çağında geçirilen ve astıma karşı koruyuculuk sağlayan enfeksiyonları şöyle sıralıyorlar:
Kızamık
Kızamıkçık
Suçiçeği
Kabakulak
A tipi hepatit
Nezle
Son yıllarda yapılan bazı araştırmalar, tüberküloza karşı BCG aşısı olan çocuklarda da alerjik hastalıkların daha az görüldüğünü ortaya koymuştur. BCG’ nin, organizmanın hücresel bağışıklık sistemini kuvvetlendirerek etki gösterdiği düşünülmektedir.
Farelerde yapılan deneysel araştırmalarda da tüberküloz mikrobu verilen farelerin bronşlarında eozinofil hücrelerin miktarında yüzde 70 azalma saptanmıştır. Eozinofiller astımın ortaya çıkmasında en önemli role sahip hücrelerdir. Bunların azalması astım belirtilerinin de azalması ya da tamamen kaybolması anlamını taşımaktadır. Hatta tüberküloz mikroplarından astıma karşı bir ilaç geliştirilebilmesi de düşünülmektedir.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle