En Sıcak Konular

Mahir Kaynak


Mahir Kaynak
0 0 0000

Nereye varacağız?



Ülkemizde giderek artan bir tedirginlik ve gerginlik yaşıyoruz. Demokratik düzeni ortadan kaldıracağı iddia edilen bir grup yargılanıyor ama süreç olağan bir yargılamada kamuoyunun sonucu beklemesine benzemiyor. Suçlu olduğu iddia edilenleri, yaptıkları ispatlansa bile, savunmaya hazır insanlar var. Herkes kutsal bir şeyi savunurken kurallara uymanın gerekmediği kanısında. Ergenekoncular ülkenin felakete gittiğini ve bu gidişi durdurmak için her yolun mubah olduğunu düşünüyor.

Gerçekte temeldeki bir yanlışlığın yansımalarını yaşıyoruz. Siyasetçiler doğruyu bulmak için tartışmıyor ama karşı tarafı itham ediyor. Onlara göre diğer taraf, bilerek ya da bilmeyerek, ülkeyi felakete sürüklüyor.

Oysa siyasi tartışmalar önce hedeflerin belirlenmesi sonra buraya varmak için hangi yolun izlenmesinin daha isabetli olacağı üzerine olmalı.

Siyasetçilerin gündeminde somut hedefler bulunmuyor. Dış politikada dünyada ve bölgede barışın sağlanması, ekonomide refahın artırılması gibi soyut hedeflerden söz ediliyor. Bir sorunla karşılaştığımızda kimin haklı olduğunu arıyoruz ve haklının yanında yer alacağımızı söylüyoruz. Böyle bir yaklaşım haklıyı bulmamızı da imkansız hale getiriyor. Çünkü her zaman bizim ya da yandaşlarımızın haklı olduğunu söylüyoruz.

Kim haklı sorusu yerine kim neyi niçin yapıyor sorularına cevap arasak gerçeği görür ve uygun politikalar belirleyebiliriz. Haklının kim olduğunu arayarak olayları kendimize uygun gelecek şekilde yorumluyor ve gerçeği hiçbir zaman göremiyoruz.

ABD’nin bölgemizde ne yapmak istediğini bilmediğimiz için Irak’ta başarısız olduğunu söylüyoruz. Kendimize göre bir hedef belirliyor ve bu gerçekleşmemişse ABD’yi başarısız ilan ediyoruz. Hamas’ın İsrail’e yönelik manasız roket saldırısını haklılığının bir sonucu sayıyor ama bu çatışmanın bölgedeki dengeleri etkilemek için yapılıp yapılmadığını sorgulamıyoruz.

Darbeleri ya da müdahaleleri demokrasi karşıtı bir eylem sayıyor ama bunun hangi siyasi amaca ulaşmak için yapıldığını, onu gerçekleştiren yapıların ne olduğunu araştırmıyoruz. Yani bir örgütlenmenin uluslararası boyutu var mı yok mu, varsa nasıl bir kadro ve metotlarla amaçlarına ulaşıyorlar sorusuna cevap aramıyoruz.

İlk işimiz siyasetin bir yarış olmadığını ve amacının karşısındakini yenmek olmadığını kabul etmemiz gerekir. Siyaset yoluyla somut hedef ve yolları tartışarak, doğru olanı bulmak ve buna ulaşmak için hangi kadroların daha uygun olacağına karar vermek gerekir. Yani, ABD’nin yaptığı gibi şartlar gerektiriyorsa, bir Obama seçmeliyiz.

Şöyle bir formülden söz edebiliriz: Türkiye bölgesel bir güç olmak yolunda ve zorundadır. Bu amaçla hem ideolojisini hem de ülkeyi yöneten kadroları bu amaca uygun olarak belirlemelidir. Bu belki de sevdiğimiz ve beğendiğimizden vazgeçmeyi, başkasını öne çıkarmayı gerektirebilir. Şampiyon bir güreşçiyseniz yüksek atlama yarışına kendiniz girmeyin, uygun olanı sokun. Bu iyi sporcular kadar iyi bir yöneticiye ihtiyaç gösterir.

star



Bu yazı 1,107 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 5 Ağustos 2012 Yeni değil
    • 1 Temmuz 2012 Dünden bugüne
    • 13 Mayıs 2012 Yönlendirme
    • 14 Nisan 2012 28 Şubat
    • 8 Nisan 2012 Dış güçlerin rolü
    • 25 Mart 2012 Kürt sorunu
    • 11 Mart 2012 İstihbarat operasyonu
    • 4 Mart 2012 Zayıf yanımız
    • 19 Şubat 2012 Ekonomik kriz
    • 12 Şubat 2012 Suriye’de neler oluyor?
    • 29 Ocak 2012 Görüntü ve gerçek
    • 1 Ocak 2012 Siyaset ne işe yarar?
    • 25 Aralık 2011 Kim seçilecek?
    • 23 Ekim 2011 Ekonominin geleceği
    • 16 Ekim 2011 Ülkenin gücü
    • 17 Temmuz 2011 Karşı tarafın rolü
    • 10 Temmuz 2011 Yeni Osmanlıcılık
    • 25 Haziran 2011 Bakış açısı
    • 19 Haziran 2011 Değişen muhalefet
    • 11 Haziran 2011 Darbeyle hesaplaşmak

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,979 µs