En Sıcak Konular

Eser Karakaş


Eser Karakaş
0 0 0000

TSK baştan aşağıya yenilenmeli



Ordumuzun acilen ve baştan aşağıya şeffaflaşmaya ve yeniden yapılanmaya ihtiyacı var.

Bu ihtiyaç demokrasi için gerekli, hukuk devleti için gerekli ama emin olunuz herşeyden önce militer anlamda etkinlik için gerekli.

Siyasete, Türkiye’yi duvar atlatmaya, kamp değiştirmeye bu kadar odaklanmış komutanların, subayların yönettiği bir ordunun militer etkinliğinden bahsetmek gerçekten zorlaşabilir.

Oysa Türkiye’nin 21. yüzyılın küresel siyasal ve güvenlik belirsizlik ortamında asli işine odaklanmış, siyasete değil ama siyasi otoritenin mutlak emrinde militer etkinliğini nasıl maksimize edebileceğine odaklanmış bir TSK’ya çok ihtiyacı var.

21. yüzyıl askeri darbelerin, vesayet rejimlerinin değil ama bir kamu hizmeti olarak değişen bir küresel güvenlik konseptinin öne çıkacağı yüzyıl olacak; umarım bu basit gerçek bir gün TSK komutanlarının da temel gündem maddesi olur.

Çok da gerilere, 1960 darbesine, 12 Mart muhtırasına, hatta 12 Eylül rejimine bile gitmeye gerek yok; 28 Şubat süreci ve sonrasında, 2002 seçimlerini izleyen dönemde TSK komutanlarının içine girdiği ilişkileri hatırlamakta büyük fayda var.

Cuma günü Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak haftalık basını bilgilendirme toplantısında ‘masuniyet karinesi’, ‘adil yargınma hakkı’ gibi çok kutsal hukuki kavramlara gönderme yaparak Ergenekon kelimesini kullanmadan bu süreci eleştirdi ve temel hukuki hakların çiğnendiğini ifade etti.

Ergenekon adı verilen soruşturma sürecinde temel hukuki ilkelerin çiğnenip çiğnenmediğini bilemiyorum, umarım herşey usulüne uygun yapılmaktadır ve yapılır.

Ancak, anlamakta çok zorlandığım mesele Genelkurmay basın sözcüsünün böyle açıklamayı neden yaptığıdır; amaç bu süreçte gözaltına alınan ya da tutuklanan muvazzaf ya da emekli subayları korumak ise yargı sürecinde bu tür bir müdahale kabul edilebilir bir şey zaten değildir.

TSK yargı sürecine yönelik yorumlar yapmak yerine kanımca çok radikal bir özeleştiri yapmak zorundadır ve çok da uzun olmayan bir vadede bu noktaya gelinecektir, gelinen bu nokta da Türkiye’nin güvenliği için çok yararlı olacaktır.

28 Şubat döneminde o çok çirkin andıçları hazırlayan paşalara TSK kurumsal olarak ne gibi bir yaptırım uygulamıştır?

Bu paşalar emeklilik dönemlerinde hala TSK hizmetlerinden mesela ordu evlerinden yararlanabiliyorlar mıdır?

2003-2004 döneminde Sarıkız, Ayışığı, Eldiven gibi darbe projelerini yapan paşalara yine TSK kurumsal olarak ne yapmıştır?

Bugün artık Özden Örnek’in günlüklerinin sahte olduğuna inanan pek kimsenin de kalmadığı biliniyor; öyleyse TSK’nın en tepesinde yaşanan bu hukuksal, siyasal, askeri skandal karşısında kurum ne gibi bir müeyyide uygulamıştır?

27 Nisan muhtırası saçmalığı için kurumsal hangi disiplin mekanizması devreye sokulmuştur?

Bu muhtırada belirli bir yurtaşlık anlayışını benimsemeyen Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları için ‘düşman’ ifadesi kullanılarak hem büyük bir hukuk skandalı yaratılmış, hem de yine büyük bir hukuk cehaleti sergilenmiş idi ama o cümleyi oraya koyan hakkında ne gibi işlem gerçekleşti, bir bilgimiz yok.

Geçen hafta ortalıkta tanınmamak için sakal uzatan, ülkeye gizli giriş yapan, bağlı olduğu Genelkurmay Başkanı’nı dinleten bir emekli general dolaşıyor idi.

Yine aynı hafta toprak altında, parklarda, apartman kapılarında ordunun depolarında olması gereken patlayıcılar, silahlar ele geçirildi.

TSK’nın bir kurum olarak bu ortamda Ergenekon soruşturmasında olan ya da olmayan usul hatalarını eleştirmekten başka işinin olup olmadığını okurların izanına bırakmak gerekebilir.

TSK yurttaşların vergileriyle faaliyet gösteren bir kamu hizmet birimidir ve bu kamu kurumlarında yaşanan hukuk dışı olayların kurum içinde çözüleceği diye bir ilke, çift başlı yargı hukuk devletlerinde olamaz.

TSK hemen askeri liselerde, harp okullarında, harp akademilerinde müstakbel subay öğrencilerine ve subaylara aşılaya geldiği ideolojiyi değiştirmek, askerliğin özünün siyaset üzerinde vesayet kurmak değil, militer etkinlik olduğunu anlamak ve anlatmak zorundadır.

star



Bu yazı 1,058 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Ağustos 2011 Arap baharı Türkiye ve AB
    • 24 Mayıs 2011 AK Parti neden kazanıyor?
    • 7 Mayıs 2010 İstifa ya da yargılanma seçeneği
    • 23 Kasım 2009 Kimler çağdaş kimler değil
    • 3 Ağustos 2009 Ergenekon’un gerçek mirası
    • 27 Temmuz 2009 Kürt meselesi ve Kıbrıs
    • 8 Haziran 2009 İki konuşma - iki skandal
    • 3 Mayıs 2009 Süleyman Demirel ve 1 Mayıs 1977
    • 21 Ocak 2009 AK Parti karşıtlığı ve Ergenekon
    • 19 Ocak 2009 TSK baştan aşağıya yenilenmeli
    • 23 Kasım 2008 CHP neden türbana yaklaştı?
    • 5 Eylül 2008 Türkiye’yi kim yönetemez?
    • 17 Şubat 2008 ‘Genç Siviller Korkuyor!’ basın açıklaması
    • 16 Şubat 2007 Türkiye’yi bekleyen tehlike

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,779 µs