En Sıcak Konular

Emre Aköz


Emre Aköz
0 0 0000

Bilimcinin her yaptığı ''bilimsel'' değildir



Siyaset bilimci Binnaz Toprak, Açık Toplum Enstitüsü'nün desteklediği bir araştırma yaptı: "Türkiye'de Farklı Olmak: Din ve Muhafazakârlık Ekseninde Ötekileştirilenler."
Prof. Toprak ve arkadaşlarının (İrfan Bozan, Tan Morgül ve Nedim Şener) neler yaptığını sanırım çeşitli haberlerden takip ettiniz:
Anadolu kentlerini ziyaret eden araştırmacılar, başta CHP'liler, Alevi ve Atatürkçü Düşünce dernekleri olmak üzere laiklik konusunda hassas olan kesimlere, karşı gruptan baskı görüp görmediklerini soruyorlar.
Yüz yüze geldikleri 401 kişi ile derinlemesine söyleşi yapıyor araştırmacılar. Onlardan başlarından geçenleri anlatmasını istiyorlar.
Sonuçta da, bu söyleşilerden çıkan anekdotları, kendi yorumları ve güncel tartışmalarla birlikte 189 sayfalık bir raporla kamuoyuna sundular.

Geçelim araştırmanın tuhaflıklarına:
1) Öncelikle bu bilimsel bir araştırma değil, olsa olsa uzunca bir "gazetecilik" çalışması. Cumhuriyet gazetesi, "Gidip şu mahalle baskısına örnekler bulun" diyerek muhabirlerini Anadolu'ya salsaydı, sonuç hiç ama hiç farklı olmazdı.
2) Araştırmacılar bu işi nasıl ve niye yaptıklarını zaten apaçık anlatıyorlar.
Nasıl yapmışlar: "Amaçlı örneklem" (purposive sample) metoduyla ile çalışmışlar. Yani bu türden anekdotları ("kantinde şöyle oldu", "ev sahibimiz böyle yaptı", "minibüste başıma şu geldi") kendilerine anlatacak insanları bilhassa arayıp bulmuşlar.
Niye yapmışlar: Prof. Şerif Mardin'in ortaya attığı 'mahalle baskısı' lafını "doğrulamak" üzere yola çıkmışlar. (Halbuki bilimsel araştırma, bir "iddiayı doğrulamak" için değil, bir "hipotezi sınamak" için yapılır.)
3) Araştırmacıları "401 kişiyle bilimsel araştırma mı olurmuş" diye eleştirenlere katılmıyorum. 40 kişiyle de bilimsel araştırma olur!
Ancak Toprak ve arkadaşları, 40 bin kişiyle konuşsalardı da sonuç değişmezdi: Çünkü yapılan zaten bir bilimsel araştırma değil, laikçi gazetelere uygun bir "yorumlu yazı dizisi"!
4) Binnaz Toprak, TESEV için Ali Çarkoğlu ile yaptığı çok daha ciddi ve önemli çalışmada ("Değişen Türkiye'de Din Toplum ve Siyaset") başını örten kadınların, son 10 yılda 10 puan (70'lerden, 60'lara) düştüğünü bulmuştu.
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu: Madem kadınlar dindarların baskısıyla başlarını örtüyor, nasıl oluyor da başını örtenlerin oranı düşüyor?
5) "Toplumsal baskı" dünyanın her yerinde var. Fırsatını bulan ötekine baskı yapıyor, yola getirmeye ya da dışlamaya çalışıyor.
Anadolu'daki muhafazakâr/tutucu baskı ise yeni bir olgu değil. 1970 'lerin başında "yerli turist" olarak Kayseri'ye gittiğimizde "komilist" diye bağırarak bizi taşladıklarını daha önce anlatmıştım. Gidin bir de bugünkü Kayseri'ye bakın.
Önemli olan değişimi saptamak: Şimdi Avrupa Birliği'ni, serbest piyasayı, çok partili rejimi muhafazakârlar savunuyor; "Kemalistler, laikçiler, devletçiler" ise tek partili kapalı ekonomi hayalleri kuruyor.
6) Sanki çok açıklayıcı bir kavrammış gibi 'mahalle baskısı' lafına sarılanlara, mahallenin hızla dağıldığını, giderek yok olduğunu bir kez daha hatırlatırım. (Tabii gerçeği anlamak gibi bir amaçları varsa.)

sabah



Bu yazı 1,190 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Ağustos 2012 Yeni Anteplere dikkat!
    • 28 Haziran 2012 Suriye aynı zamanda Rusya'dır!
    • 21 Haziran 2012 Bunlar bizi kandırıyor
    • 23 Mayıs 2012 Tek emperyalist ABD mi?
    • 15 Mayıs 2012 Silivri izlenimleri (1)
    • 10 Mayıs 2012 Başkanlık sistemi: Valiyi halk mı seçecek?
    • 6 Mayıs 2012 Aşk olmadan meşk olur mu?
    • 3 Mayıs 2012 Çelişik mesajlar kafa karıştırıyor
    • 27 Nisan 2012 27 Nisan'ın da hesabı sorulacak mı?
    • 24 Nisan 2012 Stalinci olmak suç mu, değil mi?
    • 3 Nisan 2012 PKK'nın vesayet aracı KCK
    • 16 Mart 2012 Aleviler neden Sivas'ı 'yaptıranları' görmek istemez?
    • 9 Mart 2012 Hani kadınları eve kapatacaklardı?
    • 22 Şubat 2012 Seçilmişler, atanmışların kulu değil... Ya seçenler?
    • 16 Şubat 2012 Krizler bitmeyecek
    • 14 Şubat 2012 O ajanlara bir de böyle bakın
    • 10 Şubat 2012 2014 kavgası
    • 8 Şubat 2012 Kemalistler ve İsrail lobisi
    • 5 Şubat 2012 Müsamere kardeşliği
    • 25 Ocak 2012 Kemalistlerin baba kompleksi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,464 µs