En Sıcak Konular

Ismet Berkan


Ismet Berkan
0 0 0000

Geçiyordum, uğradım!



Emekli general Veli Küçük, Ergenekon duruşmasındaki çapraz sorgusu sırasında Hrant Dink’in yargılandığı davaya katılma gerekçesini de anlatmış.
Eğer emekli generale inanacak olursak, Veli Küçük korumalarıyla birlikte Şişli’den geçerken bir kalabalığın orada toplandığını görmüş, acaba ne oluyor diye meraklanmış, otomobilinden inmiş, adliye kapısından içeri girmiş, o kalabalıkta yine de kendini Hrant Dink’in yargılandığı minicik duruşma salonuna sokmayı başarmış.
Üstelik tek başına da değilmiş, yanında dört koruması da varmış. Bir başka detay daha: Kimse ne Küçük’ün ne de korumalarının üstünü aramış, o yüzden hepsi birden bellerinde tabancalarıyla mahkeme salonuna girmişler, duruşmayı izlemişler.
Veli Küçük fazla ayrıntıya girmiyor, mesela hazır içeri de girmişken salonda Hrant Dink’e sözlü sataşmada bulunup bulunmadığını, onunla göz göze gelip gelmediğini falan söylemiyor.
Belinde silahı ve yanında korumalarıyla duruşma izlemeye giden Veli Küçük, başta mahkeme heyeti olmak üzere bütün Türkiye’den bu işi ‘sırf meraktan’ yaptığına inanmasını istiyor.
***
Hrant Dink’in bir yazısı nedeniyle meşhur 301. maddeden suç duyurusunda bulunanlar kim? Bir kısmı Veli Küçük’le aynı davada yargılanmakta olan, bir kısmı da Ergenekon davasının savunma heyetinde yer alan bir grup milliyetçi avukatımız.
Aynı avukatlar bu davada müdahil olmaya da çalıştılar. Aynı avukatlar grubu ve onların etrafında yer alan bir kısım başka Ergenekon sanığı da, duruşmaları nümayiş fırsatı sayıp işte o Veli Küçük’ü ‘meraklandıran’ kalabalığı oluşturanlar.
Ve şu tesadüfe bakın ki tam o gün o saatte Veli Küçük’ün Şişli’den geçesi gelir, kalabalığı görür, meraklı bir vatandaş olarak duruşmayı izler. Belinde silahıyla!
***
O duruşma salonunda korunaksız olan, yalnız olan tek kişi Hrant Dink’ti. Bu tartışmalı davada önde gelen bir Ermeni aydını olarak ‘Türklüğe hakaret’ten mahkûm oldu, hakkındaki hüküm Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun itirazına
rağmen kesinleşti.
‘Türklüğe hakaret etmiş’ bir Ermeni olarak o gün itibarıyla öldürülmesi de kesinleşti. Nitekim birtakım ‘çoluk çocuk’un kurşunlarına kurban gitmesi de fazla gecikmedi.
Bu cinayetin hemen ardından yazmıştım: Hrant Dink’i eğer arkada acayip bir örgüt çıkmasa bile bu yaratılan örgütlü atmosfer öldürdü.
Veli Küçük, kendisinin de yaratıcıları arasında olduğu bu atmosferi bile sahiplenmiyor bugün, ‘Ben o duruşmaya merakımdan gittim’ diyor. Bizatihi varlığının nasıl bir tehdit oluşturduğunu görmezden geliyor. Bizim de bu masumane anlatıma inanmamızı bekliyor.
Hrant Dink’i öldüren, başkalarını ölüm listelerine alan, mahkemelerde terör estirip bağımsız yargıyı baskı altına almaya kalkışan o zehirli atmosferi yaratanların önemli bir bölümünün bugün aynı davada yargılanıyor olması tesadüf müdür?
Hiç de tesadüf değildir. Hiç de ‘Geçiyordum, uğradım’ hafifliğinde geçiştirilecek bir şey değildir.
Ergenekon davası umuyorum bir başlangıç.

radikal



Bu yazı 1,467 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Temmuz 2012 ‘Tanrı Parçacığı’ bize neler vaat ediyor?
    • 10 Mart 2012 Tartışmayı içerikten biçime kaydırmak
    • 25 Haziran 2011 PKK dağdan nasıl iner
    • 26 Şubat 2011 1968 neden 68’de olduysa, şimdi de isyanlar ondan oluyor
    • 26 Aralık 2010 Seçim soruları: AK Parti kaç alacak, ya CHP?
    • 2 Kasım 2010 PKK’nın içine girdiği açmazı görmek
    • 31 Ekim 2010 ‘Kırmızı Kitap’efsanesinin sırları
    • 27 Temmuz 2010 Askeri vesayetin hukuki altyapısı
    • 24 Temmuz 2010 Enerji stratejimiz var mı?
    • 21 Temmuz 2010 Sahiden 12 Eylül'ü mü oylayacağız?
    • 14 Temmuz 2010 İran çelişkileri ve iç politika yansımaları
    • 7 Temmuz 2010 Liderler neden görüşecek, neyi görüşecek?
    • 5 Temmuz 2010 Dindar solcular
    • 3 Temmuz 2010 Kılıçdaroğlu, bu kafayla hiçbir şeyi çözemez!
    • 26 Haziran 2010 Hep aynı denklemin içine sıkışmak
    • 24 Haziran 2010 Eşit yurttaşlığa dayalı demokratik cumhuriyet
    • 13 Haziran 2010 Karpuz gibi ortasından ikiye bölünmüş ülke...
    • 6 Haziran 2010 Mahkûmun açmazı: Hayattaki karşılığı
    • 24 Mayıs 2010 Maalesef bizde hattı muhalefet yoktur, sathı muhalefet vardır
    • 4 Mayıs 2010 Eski defterleri açmak...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,572 µs