En Sıcak Konular

Gülay Göktürk


Gülay Göktürk
0 0 0000

Devleti kalıcı olarak şişirmemek



Dün Meclis'te 2009 bütçesi üzerindeki görüşmeler başladı.
 
Bu yazıya başlamadan önce muhalefetten Baykal'ı ve Bahçeli'yi dinledim. Bizde bütçe tartışmalarında bütçeden başka her şey tartışılır. O gün parti ileri gelenleri için bir gövde gösterisi günüdür.

Hem muhalefet, hem iktidar partisi liderlerinin bütün münazara yeteneklerini, polemik ustalıklarını ve daha çok da demagoji ustalıklarını sergiledikleri gün...

Geleceğin yıldızları bütçe konuşmalarında parlamaya başlar. Kimlerin yıldızının sönmekte olduğunu da yine bu konuşmalardan anlarız.

Muhalifler iktidar partisiyle ilgili ne kadar dosyaları varsa - çoğu da bütçeyle ilgisiz - hepsini sayar döker, sonunda da bütçeye oy vermeyeceklerini söylerler. İktidarlar da muhalefetin söylediği her suçlamayı söz ustalığıyla savuşturup ne eyledilerse doğru eylediklerini tekrar etmekten öte gitmezler.

Sonunda ortaokul düzeyindeki bu yıllık münazara biter, ama biz ne o yılki bütçemizin ana hatlarını şöyle derli toplu öğrenebiliriz; ne de muhalefetin bütçe konusundaki somut eleştiri ve önerilerini...

Oysa teoride, demokratik rejimlerin en can alıcı tartışmaları bütçe tartışmalarıdır, öyle olmalıdır. Çünkü bu görüşmelerin, sonuç olarak ortak paramızın- vergilerimizin- nasıl kullanılacağını ortak olarak belirlediğimiz görüşmeler olması beklenir. Ben özellikle yılki bütçe tartışmalarının yaşanmakta olan global kriz nedeniyle alınacak ekonomik önlemler üzerinde yoğunlaşmasını, açılacak ya da açılması önerilen paketlerin didik didik edilmesini beklerdim.

Biliyorsunuz, IMF'den gelecek paranın ne yapılacağı; hangi kesime verilirse krize karşı daha etkili olacağı konusunda farklı tezler var. Bu tartışmalar sürerken, çok sık dile getirilen bir görüş de şu: Devlet memur alımını hızlandırsın; örneğin işsiz bekleyen 110 bin öğretmenin atamalarını yapsın. Böylece hem işsizliği azaltmış hem de iç talebi canlandırmış olur.

Oysa hatırlayacaksınız, 2009 Bütçe Tasarısı'nda kamuya alınacak memur sayısının yüzde 50 düşürülmesi öngörülüyor. Ayrıca emeklilik ve istifa nedeniyle boşalan kadrolara da yüzde 50 yerine yüzde 25 oranında personel alınması söz konusu... Peki şimdi ne olacak? Kriz nedeniyle bütçede öngörülen bu küçülme politikası terk mi edilecek?

Devlet yatırımlarının ve harcamalarının arttırılması yoluyla iç talebin canlandırılması bugün krize karşı birçok ülkenin başvurduğu bir yöntem...

Bizde de bu yönteme katılan var, itirazı olan var...

Bu ayrı tartışma konusu... Ama herhalde, artan devlet harcamalarının devletin memur sayısının arttırılması yönünde kullanılmasından daha kötü bir fikir olamaz. Zira bu, yıllardır küçülmesini beklediğimiz devletin kalıcı bir biçimde şişirilmesi, daha da hantallaşması, zaten gizli işsiz deposuyken daha büyük bir gizli işsiz deposu haline gelmesi anlamı taşır.

Eğer geçici talep canlanması için böyle bir yol seçilirse, bu kriz gelir geçer ama biz bu kamburu sırtımızdan kolay kolay atamayız. Daha da büyüttüğümüz kamu giderleri yüzünden daha çok kriz yaşarız.

O yüzden de, kamu harcamalarının arttığı bu dönemde devletin kalıcı olarak büyümemesi için hepimiz uyanık olmalıyız. Devlet artan altyapı yatırımları için daha fazla insan istihdam etmek ihtiyacı duyacaksa bunu mutlaka sözleşmeli ve geçici işçi statüsünde çalıştırarak yapmalı, memur sayısını büyütmemelidir. Ben merakla hükümetin Kasım'da kabul edilen bütçe tasarısındaki memur sayısının küçültülmesi kararının arkasında durup durmayacağını merak ediyorum.

bugün



Bu yazı 1,175 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Eylül 2012 Susmak için artık çok geç
    • 24 Eylül 2012 Darbecilik mahkûm oldu
    • 21 Eylül 2012 7 adımda çözüm planı
    • 14 Eylül 2012 Libya
    • 25 Ağustos 2012 Kürtler'i PKK'dan korumak
    • 8 Ağustos 2012 Tehditle canlı kalkan olunur mu?
    • 30 Temmuz 2012 Suriye Kürdistanı
    • 2 Temmuz 2012 Zana kimi, neyi temsil ediyor?
    • 18 Haziran 2012 Kılıçdaroğlu Bahçeli'nin arkasına saklanıyor
    • 15 Haziran 2012 Olmayacak duaya amin
    • 11 Haziran 2012 Oslo süreci yeniden mi?
    • 8 Haziran 2012 Erdoğan-Kılıçdaroğlu görüşmesi
    • 4 Haziran 2012 Ses kayıtları
    • 30 Mayıs 2012 Parti kongreleri neden yapılır?
    • 21 Mayıs 2012 Sivil bayramlar dönemi
    • 11 Mayıs 2012 Yine mi?
    • 9 Mayıs 2012 Solun resmi tarihi
    • 25 Nisan 2012 Keşke CHP bölünse
    • 11 Nisan 2012 Kafası karışık bir Demirtaş
    • 9 Nisan 2012 Nizam-ı alem

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,871 µs