En Sıcak Konular

Nuh Gönültaş


Nuh Gönültaş
0 0 0000

Tuncay Güney'in sıra dışı portresi



Ergenekon davası ile birlikte hayatımıza giren Tuncay Güney kim?

Memleket Tuncay Güney ile yatıp Tuncay Güney ile kalkıyor ama kimse onun kim olduğunu bilmiyor. Bilenler de konuşmuyor. Tuncay da bu ortamda herkesle dalgasını geçiyor.

Bizde biraz Tuncay Güney çalıştık. İşte o veriler:

Çorumlu. Kargı ilçesinin Gölet köyünde doğmuş. Nüfusunda din hanesinde Müslüman yazıyor. Ayşe ile Ali'nin oğlu. Lise 1 terk. İngilizce bilmiyor. Okumaya meraklı. Neşeli, misafir ağırlamayı seven biri. Kolay ilişki kurabiliyor. Her yere girip çıkabiliyor.

Oldukça fakirdiler. Çoğu zaman çorba bile kaynatamıyorlardı.

Tuncay 12'sinde Mithat Ulusoy adlı bir tanıdıkları vasıtasıyla Ayazağa'daki yatılı bir Kuran kursuna verildi. İmam Hatip'e falan gitmedi. Bu yurtta biraz Arapça, oldukça da düzgün Kuran okumayı öğrendi.

1986 da babası öldükten sonra annesi onu okuldan aldı ve bir demir doğrama atölyesine çırak olarak verdi.

Ezikti. Geceleri sessiz sessiz ağlarken "Bir gün bu zalim dünyadan intikamımı alacağım" diye yemin ediyordu.

Sabetaycı olduğunun doğru olduğu düşünülmüyor. Gizemli bir adam olarak görünmeyi seviyor. Bunun için yalan da söylüyor. Annesinin geceleri gizli gizli Tevrat okuduğu yalan. Kadıncağız beş vakit namazlı başı örtülü biri. Hatta mahalleli çocuklara hâlâ Kuran öğrettiği söyleniyor.

Matematik öğretmeni Ali Kuru, Tuncay'ı lise birdeyken kendisine iş vermesi için Sabah Gazetesi'nde Spor ve Magazin Müdürü Tevfik Yener'e gönderdi. O yıllar Sabah ve Milliyet'te ofisboyluk yaptı. 19 yaşındayken Sabah Gazetesi'nden eline geçen kazanç 1 milyon 100 bin lira. Bu rakam o yılların asgari ücretinin beş katı kadar. Milliyet'te de çalıştı. Milliyet'ten sonra 1994'te kuruluş aşamasında olan Samanyolu TV'ye geçti. Burada altı ay "Doruktakiler" adlı bir program hazırladı. Daha 22 yaşındaydı. Burada kendisini çok önemli bir kişi gibi takdim ediyor.

STV'de çalışırken İşçi Partisi ile ilişki kurdu. MİT onu bu ilişkisi sırasında keşfetti.

Bir harp okulu öğrencisi onu emekli Albay Necabettin Ergenekon ile Ergenekon da onu Veli Küçük ile tanıştırdı. Bu Güney'in iddiası, ama Necabettin Ergenekon Güney'i hiç tanımadığını söylüyor.

 Ama Veli Küçük ile tanışması STV'de çalıştığı yıllara dayanıyor. STV'de çalışırken Ayşe Önal'ı Veli Küçük ile tanıştırıyor.

Hakkında MİT'ci JİTEMci gibi iddialar yüzünden STV'den ayrılıyor.

Veli Küçük Tuncay Güney'i Tercüman Gazetesi'ne yerleştiriyor. Buradaki çalışma şartlarını beğenmeyen Güney yeniden Veli Küçük'e gidiyor. O da onu HBB televizyonuna gönderiyor. Burada Behiç Kılıç ile tanışıyor. Sonra da Akşam Gazetesi... Güney, Akşam Gazetesi Sahibi Mehmet Ali Ilıcak'ın tamamen Veli Küçük tarafından yönlendirildiği iddiasında.

Güney'in ABD'ye kaçırıldıktan sonra orada kimin yanında kaldığının da öğrenilmesi gerekiyor!

Tuncay Güney Akşam'da çalışırken arşivden aldığı birtakım fotoğraflarla dönemin başbakanı Mesut Yılmaz'ı Abdullah Çatlı ile birlikte gösteren bir fotomontaj olayına karıştı. Bu fotoğrafı Yılmaz'ın muhalif milletvekillerine 5 bin dolara sattı.

O dönemde Güney'in yazıişleri müdürü olan Arslan Bulut "O dönemde hem Veli Küçük, hem Mehmet Eymür ile bağlantılıydı" diyor.

bugün



Bu yazı 1,369 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 8 Temmuz 2012 Delikli demir ile mertlik arasındaki ilişki...
    • 5 Temmuz 2012 İki arada bir derede ölüm!
    • 28 Haziran 2012 Dessas-ı ehli dünyanın hafiyeleri veya satılık kalemler...
    • 26 Haziran 2012 Kılavuzu NATO olanın...
    • 17 Haziran 2012 Davet ile davete icabet...
    • 5 Haziran 2012 AK Parti celladına gülümserken...
    • 31 Mayıs 2012 Kürtaj emanete ihanettir!
    • 13 Mayıs 2012 28 Şubat dalgaları ve hükümetin kıyıları...
    • 26 Nisan 2012 CHP'nin tarihi en yumuşak yeri...
    • 24 Nisan 2012 Vatana ihanetin yasal dayanağı olur mu?
    • 19 Nisan 2012 Peki, AK Parti iktidarı bin yıl sürecek mi?
    • 17 Nisan 2012 Çevik Bir nefreti, Tayyip Erdoğan sevgisi...
    • 14 Nisan 2012 Adaletin rövanşı...
    • 8 Nisan 2012 İçimizdeki darbeciler yüzünden...
    • 29 Mart 2012 Gazete kapatmak çağ dışı bir çözümdür...
    • 22 Mart 2012 Talimatla akreditasyon olur fakat demokrasi olmaz...
    • 13 Mart 2012 Liderlik cesareti...
    • 8 Mart 2012 Stratfor ve WikiLeaks gazeteciliği!
    • 1 Mart 2012 Bu ülkede 28 Şubatlar bitmez!
    • 26 Şubat 2012 15 yıl sonra yeniden ''şubat soğuğu!''

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,149 µs