En Sıcak Konular

Şamil Tayyar


Şamil Tayyar
0 0 0000

AK Parti, CHP ve MHP’ye uyarı



Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Kuruluşu Metropoll’ün Kasım ayı sonuçları, toplumun başta AK Parti, CHP ve MHP olmak üzere tüm partilere ‘isyan’ havasında olduğunu gösteriyor. Siyasi tarihimizde ilk kez kararsız ve protest seçmen oranı, yüzde 40’ı aştı. Eğer siyasi partiler, toplumdaki bu değişimi algılayamaz ve taleplere doğru karşılık veremezse 29 Mart’ta topyekun hayal kırıklığı yaşayabilir.

Tüm siyasi partilerin bir önceki seçime göre istisnasız olarak seçmen desteğini kaybettiği ve öfkeli seçmen oranının yüzde 40’ı aştığı bir ortam, büyük sürprizlere de ‘ucu açık’ demektir. Vahim tarafı, siyaset kurumuna güvenin azaldığı dönemler anti demokratik arayışların yoğunlaştığı dönemlerdir.

Siyaset ‘çözüm’ üretemez ve ‘umut’ olmaktan çıkarsa, başka mahfillerde ‘çözüm odaları’ kurulur ve siyaset mühendisleri devreye girer. Gerçi onlar kaya çatlaklarından bile uç vermek için her yolu deniyor ama bu kez şansları yüksek olabilir.

O nedenle hem demokratik rejimin bekası hem öfkeye dayalı sürprizlerle siyaset tarlasının yanlış sürülmesini önlemek adına siyasi partilere düşen görev, içinde bulundukları tablodan ders çıkarmak ve siyaset kurumuna güveni arttırmaktır.

Onun için bu anketi partilere ‘uyarı’ olarak görüyorum.

Öfke patlaması

Ankete göre; kararsızlar ve sandığa tepki gösterenler dağıtılmaksızın halkın yüzde 32,6’sının AK Parti’ye, yüzde 12,5’inin CHP’ye ve yüzde 7,6’sının MHP’ye oy vereceği görülüyor. Kararsız, siyasal tavrını açıklamayan ve tepkili seçmenlerin oranı ise yüzde 40,1 olarak belirlendi.

Aynı kuruluşun geçen ay yaptığı ankete göre; AK Parti’nin oyu yüzde 35, CHP’nin oyu yüzde 15.5, MHP’nin oyu yüzde 8.6, öfkeli ve kararsız seçmen oranı ise yüzde 30 civarındaydı. İki sonucu karşılaştırdığımızda, bir ayda AK Parti’de yüzde 2.4, CHP’de yüzde 3, MHP’de yüzde 1 oranında oylar düştü.

Tabi, bu sonuçlar, ‘Bugün milletvekili seçimi olsa hangi parti için oy kullanırsınız’ sorusuna verilen cevaplardan derlenmiştir.

Ne var ki, ‘29 Mart yerel seçimlerinde hangi partiye oy vereceksiniz’ sorusu karşısında seçmen eğilimi yine değişmedi. Ancak farklı olarak ‘oyumun rengi adaya bağlıdır’ diyen yüzde 16 oranında bir kitle çıktı ortaya.

Bu sonuç da son derece önemlidir. Partiler öyle ‘odunu bile koysam seçtiririm’ böbürlenmesi içinde olamayacaktır. Adayların isimleri de sonuçlara önemli ölçüde sirayet edecektir.

Araştırmayı yürüten Prof. Dr. Özer Sencar’la anketteki öfke patlamasını görüştüm. Şöyle dedi: ‘Yıllardır bu anket çalışmalarını yürütüyorum. Hayatımda ilk defa kararsız, tavrını belli etmeyen veya sandığa gitmeyeceğini söyleyen seçmen oranını bu kadar yüksek gördüm. Daha önce yüzde 30’lar civarındaydı, şimdi ilk kez yüzde 40’ı aştı. Bu sonuç, tüm partiler için tehlike çanıdır. Seçmen tüm partileri ‘kendinize çeki düzen verin’ diye uyarıyor. Mesajı alan güçlenir diğerleri kaybeder.’

Bence de öyle. Oylar artık ‘çantada keklik’ değildir.

Açılımlarda güven sorunu

Ankette irdelenen önemli bir konu ise AK Parti’deki ‘milliyetçi söylem’, CHP’deki ‘çarşaf açılımı’, MHP’deki ‘Alevi hassasiyeti’ ile siyaset gündemini etkileyen yeni politik manifestolardı.

Bu soruya verilen cevaplar, siyasi partilere olan güvenin neden azaldığı sorusuna da ışık tutmaktadır.

Araştırmaya katılanların yüzde 58,8’i bu açılımların temel sebebini ‘oy artırmak’ olarak görüyor. Yüzde 15,1 oranında katılımcı ise bu açılımları ‘Türk siyasetinin yeniden biçimlendirilmesi amacıyla yürütülen toplum mühendisliği çalışmaları’ olarak algılıyor. Yalnızca yüzde 9,6’lık bir kesim herhangi bir art niyet aramaksızın bu türden açılımları ‘yeni politikalar üretmek’ şeklinde görüyor.

Buna rağmen CHP ve MHP’deki yeni politik açılımlar toplumda yüksek oranda destek buluyor. Bu oranlar yüzde 70’e kadar dayanıyor. Ancak burada ‘samimiyet sorunu’ ortaya çıkıyor. Mesela örtülü kadınların siyasete girmesini toplumun yüzde 68’i olumlu bulurken yüzde 80.8’i Baykal’ın çarşaf açılımı için ‘samimi değil’ diyor.

Burada özellikle CHP’ye düşen görev, toplumun geniş kesimlerinin sempatisine mazhar olan bu açılımdaki güven sorununu çözecek somut adımlar atmaktır. Çarşafa rozet takarak seçmen kalbine yerleşmenin ve çarşafı oya tahvil etmenin zor olduğu anlaşılmıştır.

Tercih eski Erdoğan

Farklı şekilde olsa da Başbakan Erdoğan’a seçmenden mesaj var. Ankete katılanların yüzde 48.4’ü Erdoğan’ın demokrat ve özgürlükçü çizgiden uzaklaştığı, devletçi-statükocu çizgiye kaydığını düşünüyor. Bu görüşe katılmayanların oranı ise yüzde 36’yı geçmedi.

Ayrıca, ‘Başbakan Erdoğan’ın önceki halini mi yoksa bugünkü halini mi daha çok beğeniyorsunuz?’ sorusuna verilen cevaplar çok önemlidir. Bakın katılımcıların yüzde 45.9’u ‘Önceki halini beğeniyorum’ diyor. Bugünkü halinden memnun olanların oranı yüzde 16.8, ‘her iki hali de iyidir’ diyenlerin oranı yüzde 13.9 civarında.

‘Eski hal’den kasıt, ‘değişimci-reformist’ kimliğidir.

Sanıyorum, Başbakan Erdoğan da bunun farkına vardı. Partisinin Kızılcahaman kampında ‘Bizim lügatımızda statüko yok, yolumuz demokrasidir’ şeklinde yeniden bulunduğu değişim taahhüdü, bu farkındalığın tezahürü olabilir.

Çünkü AK Parti, her ay düzenli olarak toplumun nabzını tutmak için farklı şirketlere anketler yaptırıyor. Görüyoruz ki, toplumun sesine yeniden kulak verilmeye başlandı. O nedenle Kızılcahamam taahhüdü önemlidir.

Kaldı ki, Başbakan, 22 Temmuz’dan sonra değişmediğini düşünse bile toplumda böyle bir algılama varsa, o algıyı değiştirmek durumundadır.

Ve 29 Mart çarkı dönmeye başladı.

star



Bu yazı 1,092 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Ağustos 2012 Hüseyin Aygün vakası
    • 8 Ağustos 2012 Atatürk yaşasa ismini değiştirir miydi?
    • 1 Ağustos 2012 Hatay’da neler oluyor?
    • 30 Temmuz 2012 Suriye’ye PKK operasyonu
    • 25 Haziran 2012 Vurulan jet değil çünkü...
    • 18 Haziran 2012 Başbakan’ın başka seçeneği yok
    • 14 Mayıs 2012 Kim bu üst komutanlar?
    • 7 Mayıs 2012 CHP’de derin çatışma
    • 28 Mart 2011 Kalemim size emanet
    • 16 Mart 2011 Arşiv bir açılsa görürsünüz
    • 9 Mart 2011 Sen de yoğunlaş, koçum benim
    • 7 Mart 2011 Ergenekon’da neler oluyor?
    • 4 Mart 2011 1 Mart operasyonu
    • 23 Şubat 2011 Olmadı sayın Bakan
    • 22 Şubat 2011 O mektubu kim verdi?
    • 18 Şubat 2011 Kılıçdaroğlu-Yalçın pazarlığı
    • 16 Şubat 2011 Yeni Türkiye nasıl kurulacak?
    • 7 Şubat 2011 CHP’yi yıkmaya mı geldi yoksa?
    • 4 Şubat 2011 Böyle terbiyesizlik olmaz
    • 28 Ocak 2011 Asılacakların listesi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,600 µs