En Sıcak Konular

Mustafa Karaalioğlu


Mustafa Karaalioğlu
0 0 0000

Erdoğan’ın en önemli seçim vaadi



Başbakan Erdoğan’ın Kızılcahamam’da yaptığı ve herhalde hayatının en uzun nutku olan konuşmayı dinledim. Ve herhalde değinmediği bir konu da kalmadı. Seçime hazırlanan bir partinin hem kendi içine, hem de kamuoyuna önce ‘Biz kimiz?’ diye sorup, ardından verdiği cevapları içeren bir konuşmaydı.

Ak Parti iktidarı altıncı yılını dolduruyor. Bu uzun sürenin içinde hem dünya hem de Türkiye, birçok önemli şey yaşadı. Büyük kırılmalar, gergin ve tartışmalı süreçler, yüksek tempolu siyasal çatışmalar ve elbette ekonomik krizler...

AK Parti’nin kriteri kendi birinci dönemi

Geçen süre zarfında iktidarı ölçmek ve değerlendirmek için kullanılan kriterler de değişti. AK Parti, 2007’ye kadar halefi olduğu koalisyon hükümetinin performansına göre ölçülüyordu, bugün ise kendi iktidarının birinci dönemiyle kıyaslanıyor. Baz alınan rakamlar, hizmetler ve politikaların ölçeği de doğal olarak değişti. Yani kıyas yapılacak değerler büyüdü. Sözgelimi, Başbakan enflasyonun yüzde 30’dan yüzde 11’e düşürülmesini bir icraat olarak anlatıyor. Evet öyle ama bugün insanların zihnindeki temel değer değişti. Yüksek enflasyon korkusu yerini çift haneli enflasyon endişesine bıraktı. Yeni ölçü bu...

Avrupa Birliği konusunda yapılmayan yapıldı, 40 yıl sürüncemede bırakılan sürecin önü açıldı; Türkiye müzakere eden ülke haline geldi. Bir ayağını AB’nin içine attı. AK Parti’nin bu süreçte cesur ve planlı adımlar atmasının, Avrupa’yı zorlamasının, içeride de toplum psikolojisini yönetmesinin rolü büyüktür. Ama şimdi, o konuda da standart değişti... İnsanlar 40 yıl öncesini değil 3 Ekim 2005’i; yani müzakerelerin başlangıcını baz alıyor.

Yani ikinci AK Parti iktidar döneminin ölçüsü her alanda birinciiktidar döneminde ortaya çıkan rakamlar, değerler ve standartlardır.

İşin özü şu; bugün artık AK Parti, AK Parti’yle yarışmak zorundadır.

Kıbrıs politikası da, toplu konut hamlesi de, duble yollar da, sağlık reformu da ya da mesela okullarda ücretsiz dağıtılan kitaplar da... İrili ufaklı bütün icraatlar geride kalan 6 yılda yapılanlarla kıyaslanacaktır. Çünkü, toplum daha fazlasını isteme hakkı ve imtiyazına sahiptir.

Reform cümleleri

İktidar partisi hem muhalefetle klasik mücadeleyi sürdürürken hem de kendiyle rekabet etmek zorundadır. Çünkü son seçimin geride bıraktığı iktidar da kendisidir.

Dünkü konuşma uzun süreden beri AK Parti’ye yönelen bir bölümü önemli ve ciddi eleştirilere karşı cevaplar içeriyordu. O kıyaslamanın Başbakan tarafından da anlaşıldığını hissettiriyordu.

Ben o uzun paragraflar arasından manşet için şu cümleyi seçtim:

‘Bizim kitabımızda statükoculuk yoktur!’

Bu cümlenin altını çiziyorum. Ve aynı zamanda bu cümlede, ‘Erdoğan reformları rafa mı kaldırdı, devlet içinde bazı güçlerle mi anlaştı, bazı şeyleri bilerek mi erteliyor, bazı adımları kasten mi durduruyor, vs.’ türünden endişeli soruların cevabını buluyorum.

Devamındaki şu sözler de o cevabı destekliyor:

‘’Kimse AK Parti’yi başka örneklerle tanımlamaya gayret etmesin. AK Parti’nin yolu demokrasi yoludur. AK Parti Türk siyasi tarihinde ezber bozan, yeni yaklaşımlar getiren bir partidir. Kıbrıs sorununda ezberleri AK Parti bozmuştur. AB sürecinde ezberleri AK Parti bozmuştur.’’

Başbakan, sadece cevap vermiyor hem partisinin felsefesi bağlamında iman tazeliyor hem de kendini bağlıyor. Evet, statükoya itiraz eden o cümleler aynı zamanda bağlayıcı bir seçim vaadidir.

Diyarbakır konuşmasınasahip çıkmak

2005 Ağustos’unda yaptığı Diyarbakır konuşmasının hala arkasında durduğunu tekrarlaması da bir başka vaat cümlesidir.

Başbakan, Kürt sorunu politikası konusunda değişen söylemi nedeniyle haklı eleştiriler alıyor. Çünkü, herkesin canının acıtan ve politik söylemler değiştiğinde ‘Yine mi eskiye dönüyoruz’ umutsuzluğunu üreten bir sorunla karşı karşıyayız. Ama Erdoğan, söylemindeki kızgınlığa rağmen mesela gözaltı sürelerini uzatan bir karar almadı, mesela OHAL yoluna giden bir sertlik politikası izlemedi. Yani aslında politikasını değiştirmedi, taktik hamleleri değiştirdi. O yüzden ‘Hala, Diyarbakır’daki sözlerimin arkasındayım’ sözü de önemlidir.

Seçime 4 ay var... 29 Mart, sadece yerel seçim değil; bekleyen reformların kaderini tayin edecek önemli bir ‘referans’ seçimidir.

star



Bu yazı 1,034 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 29 Nisan 2011 Erdoğan ne yapmış oldu?
    • 26 Ocak 2011 CHP değişmese ne olur?
    • 27 Eylül 2010 ''Seçkinler'' demokrasiye entegre olacak mı?
    • 3 Haziran 2010 İsrail’in başındaki bela
    • 14 Aralık 2009 DTP KAPALI, PKK AÇIK Bu karar kimi cezalandırdı?
    • 24 Kasım 2009 Aynı analiz, aynı nakarat
    • 6 Ağustos 2009 Ayıp
    • 28 Temmuz 2009 367’nin mucidine bir küçük soru
    • 2 Aralık 2008 Ergenekon davası nasıl başarısız olur?
    • 30 Kasım 2008 Erdoğan’ın en önemli seçim vaadi
    • 19 Ekim 2008 151 oy neyi anlatıyor
    • 17 Eylül 2008 Satır aralarından Başbuğ
    • 8 Mayıs 2008 O yemekte ne konuşulmadı
    • 13 Nisan 2008 ‘AB şimdi’nin iki faydası
    • 10 Mart 2008 CHP’den başka küçülen Atatürk kurumu var mı?
    • 14 Ocak 2008 Alevi ezberleri
    • 1 Ocak 2008 ‘2007’nin en önemli olayları’ listem
    • 24 Kasım 2007 Kritik operasyon soruları
    • 5 Temmuz 2007 MHP siyasetini bekleyen yüzleşme
    • 28 Haziran 2007 ‘Gül olamaz’ daha iyi bir gerekçeydi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,783 µs