En Sıcak Konular

Mümtaz'er Türköne


Mümtaz'er Türköne
0 0 0000

Sosyal demokrat cemaatler



İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin'in patentini taşıyan "çarşaf" açılımından sonra CHP'nin gözlerini cemaatlere dikmesi ciddiye alınmalı. Çünkü bu açılımların çok sağlam bir siyasî mantığı var.
Başörtüsü sorunu toplumla CHP arasında aşılması güç kale duvarlarına benziyordu. CHP'liler bu yüksek duvarlar arkasında kendilerini koruduklarını düşünürken sadece gelenlere engel olduklarını fark edemediler. Bu yüzden başörtüsü sorunu CHP'yi kitle politikalarından uzaklaştırdı. Bir siyasî partiden ziyade, rejimi temsil eden bürokratik bir kuruma dönüştürdü.

Cemaat açılımı ise başörtüsünden daha önemli. CHP grubundaki milletvekillerinden çoğu tarikatle cemaat arasındaki farkı bilmezler. "Kadirî, Halvetî, Melamî geleneklere bağlı yerel cemaatler" sözüne bir itiraz gelmemesi bu farkın bilinmediğini gösteriyor. Varlığını cemaatlere düşmanlık temeline dayandıran CHP'de cemaatler hakkında üç adet sosyoloji kokan cümle kuracak kişi bulunmaz. Belki yeni açılım bir merak ve öğrenme süreci de başlatabilir.

Bize düşen, Türkiye'de siyaseti normalleştirecek bu çabalara katkıda bulunmak. İlk adım olarak CHP'lilere sosyal demokrasi ile cemaatler arasındaki teorik ilişkiyi gösterebiliriz.

Sosyal demokrat politikalar ile cemaatleri var eden sosyal ihtiyaç bütünüyle aynıdır. Sosyal çevreyi insanîleştirmek, daha güvenli hale getirmek için partiler sosyal demokrat politikalar üretir; cemaatler de doğrudan bu ihtiyacı karşılamak için ortaya çıkar. Cemaatler dinî değil, sosyal ihtiyaçları karşılamak için vardır. Dindarlık, oluşan sosyal organizasyonu daha güvenilir kıldığı için ortak paydayı oluşturur. Dindarane bir yaşam, cemaat dışında da mümkün olabildiğine göre, cemaatlerin dinî nitelik taşıması o cemaati var eden asıl sebep değildir.

Basit insanî tabirleri kullanalım. Yoksul bir çevrede işsiz ve aç kalma riski ne kadar çok ise, güvenilir bir sosyal organizasyonun içinde yer alma ihtiyacı o kadar artar. Sattığı malın parasını tahsil edemeyen işadamı, tanıdığı insanlardan oluşan güvenli bir cemaat networkünde iş yapmayı tercih edecektir. Sosyal güvenlik boşluğu arttıkça cemaatlere duyulan ihtiyaç, sosyal politikalara olan talep gibi çoğalacaktır.

Max Weber "Protestan Etiği ve Kapitalizmin Ruhu" başlıklı klasikleşen eserinde, dinî organizasyonların ve ahlâk kurallarının ekonomik ilişkilere nasıl anlam kattığını ve değiştirdiğini anlatır. Temel tezi kapitalist ekonominin prüten tarikat ve cemaatler sayesinde ortaya çıktığıdır. Bu teze göre modern ekonomik ilişki kalıpları mutaassıp-dindar cemaatlerin eseridir. Türkiye'deki dinî cemaatlerin de üstlendikleri sosyal ve ekonomik fonksiyon itibarıyla diğerlerinden bir farkı yok. Bir cemaat büyüğünden dinlemiştim. Eğitime destek için müracaat ettiği zengin bir işadamı sadece şu soruyu sormuş: "Bu okuldan mezun olanlar benden aldıkları malın parasını vaktinde öderler mi?"

İşin paradoksal tarafı, Türkiye'de tarikat ve cemaat yapılarını zayıflatan asıl gücün AK Parti olması. AK Parti'nin yoksul kesimlere yönelik sosyal politikaları cemaatlere olan talebi azaltmakta, parti örgütü bütünüyle modern bir kurum olarak geleneksel cemaatlerin yerini almaktadır. Cemaat önderinin yerine yerel parti otoriteleri geçmektedir. Yeşil kart, bir cemaat içinde yer almak kadar değerli. İnsanî ihtiyaçları basit çıkar hesapları ile açıklamak doğru değil; elbette cemaatler çıkar hesabı ile açıklanamaz; ama bu hesap dikkatten kaçınca gücünün kaynağı da anlaşılamaz.

CHP'nin basmakalıp şekilde anlamı düşünülmeden tekrarlanan ezberlerin dışına çıktığı anlaşılıyor. Bu çabanın söylem düzeyini aşıp parti politikalarına dönüşebilmesi için, CHP'lilerin cemaatlere birer sosyal organizasyon gözüyle bakmayı öğrenmeleri lâzım. Bunun için cemaatleri mercek altına alıp, yaptıkları işleri incelemeleri lâzım. Şu soru CHP'liler için politik olarak çok değerli olmalı: "Cemaatler dinî ihtiyaçların dışında hangi sosyal fonksiyonları icra ediyorlar?" Doğru cevap için düşman gözlükleri çıkartıp biraz sosyolojik bir gözle çevreye bakmak yeterli.

 
zaman



Bu yazı 1,188 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Bu sefer çözülecek mi?
    • 16 Eylül 2012 Din eğitiminde devlet tekeli kalkıyor
    • 14 Eylül 2012 Siyaset, artık dine alet edilmiyor!
    • 13 Eylül 2012 CHP, PKK ile müzakere yapabilir mi?
    • 9 Eylül 2012 Merkez Sağ'ın son noktası
    • 7 Eylül 2012 Başbakan sertleşmekte haklı mı?
    • 28 Ağustos 2012 Hükümet haklı çıktı
    • 26 Ağustos 2012 Kawa ve Ergenekon
    • 24 Ağustos 2012 Terör sorunu ayrışıyor
    • 17 Ağustos 2012 Hem şiddet üreten, hem barış isteyen bir örgüt
    • 16 Ağustos 2012 'Paralel devlet'in iflası
    • 12 Ağustos 2012 Kürt, Türk, Alevî ve Sünni olmak
    • 10 Ağustos 2012 Yangını kim söndürecek?
    • 5 Ağustos 2012 Ordulaşan partiler ve partileşen ordular
    • 22 Temmuz 2012 Davutoğlu haklı çıkarsa?
    • 17 Temmuz 2012 'Hücre yenilenmesi'
    • 29 Haziran 2012 ÖYM'leri kaldırması için hükümete yetki verdiniz mi?
    • 24 Haziran 2012 Türkiye savaşa girer mi?
    • 21 Haziran 2012 Teröre teslim olmak
    • 19 Haziran 2012 Çözüme yakın mıyız?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    15,892 µs