En Sıcak Konular

Yahya Bostan



Yahya Bostan
0 0 0000

Erdoğan Diyarbakır’ı gözüne kestirdi



Önümüzde beş aylık uzun bir süre var. Ancak Mart ayında yapılacak yerel seçimler için siyasi partiler çoktan çalışmalara başladı. Öyle ki toplumun oyunun rengini belirleyecek çalışmaları sadece siyasi partiler yapmıyor. Kimi uzmanlara göre terör de saldırılarla ‘oy belirleme’ telaşında.

Aslında terörün de ‘seçimlere bulaşması’ bu yerel seçimlerin ne kadar önemli olduğunu, ne kadar çetin geçeceğini gözler önüne seriyor. Seçimler AK Parti için önemli. Çünkü ikinci iktidarının ilk yılını dolduran parti %47’lik oy oranını koruyamazsa seçim sonrasında meşruiyet eleştirileriyle sık sık yüzleşecek demektir. %47’yi kabullenemeyen muhalefetin seçimlerden daha düşük bir oy oranı ile çıkmış bir iktidara ne söyleyeceğini kestirmek güç değil.

Diğer yandan seçimler CHP için de çok önemli. Zira tek başına ikinci dönemini yaşayan bir iktidar var Türkiye’de. Yaşanan terör olayları, soğuk nefesini hissettiren küresel ekonomik kriz ya da yolsuzluk dosyaları… Tüm bunlara rağmen oyunu artıramamış bir CHP yönetiminin eleştiri oklarının hedefi haline geleceğini de kestirmek güç değil.

Aynı durum DTP için de geçerli. Artan terörle arasına mesafe koymakta güçlük çeken ve çözümü tansiyonu yükseltmekte bulan partinin seçimlerde ne yapacağı geleceğine ilişkin bir yol haritası anlamına gelecek. DTP’nin oy kaybetme lüksü yok. Üstelik bir de kapatılmazsa, yani mağdur duruma düşmeden oylarını yitirirse, bu partinin allak bullak olacağı, söylemini, duruşunu tekrar gözden geçireceği bir süreci başlatabilir. Meclis’te temsil edilen DTP’nin gelinen süreçte ‘başarısız’ olduğu izlenimi doğarsa bu yeni ve daha sivil partilere, siyasi hareketlere yol açabilir. ‘Şiddetle buraya kadarmış’ düşüncesinin yayılmasına neden olabilir. PKK’nın da benzer bir tehdidi gördüğü, tansiyonu yükselterek karşıtlığı körükleyerek ‘seçimlere müdahale’ etmeye çalıştığı uzmanların dile getirdiklerinden.

İşte bu üç parti için böylesine hayati bir seçimden bahsediyoruz. MHP, Anavatan, DSP ya da Saadet partileri için değil… AK Parti, CHP ve DTP için yüksek öneme haiz bir yerel seçim olacak bu. Partiler bu sebeple sadece kendi kalelerini koruma telaşında değil, rakibinin ‘kale’lerini düşürerek ağır darbe vurma arayışında.

* * *

Şahsen ben Diyarbakır’daki seçimlerin Türkiye’nin ve Türk siyasetinin geleceği açısından dönüm noktası olacağına inanıyorum. Bölgede yarışan iki parti bunun farkında. CHP ve MHP’nin neredeyse yarışa katılmadığı bu ilde AK Parti ile DTP ‘kozlarını’ paylaşacak. AK Parti Diyarbakır’ı alırsa ‘Türkiye’nin bütünlüğü bana emanet, bu ülkenin harcı benim’ diyecek. DTP Diyarbakır’ı alırsa ‘hala gücümüzü koruyoruz, halk hala arkamızda’ mesajı verecek.

Belki de en çetin mücadelenin geçeceği –terör saldırılarını hatırlatalım- bu şehirde AK Parti seçimleri kazanmak için güçlü aday çıkarmaya çalışıyor. Bu nedenle kamuoyu yoklamaları yapıyor, ‘siz kimi görmek istiyorsunuz’ sorusuyla Diyarbakırlıların karşısına çıkıyor.

* * *

Dün Taraf gazetesinde yer alan bir habere göre bu anketlerden beş kişinin ismi öne çıkıyor. Bu isimler çeşitli tartışma programlarında karşımıza çıkan yazar Altan Tan, iyibilgi.com’un sık sık görüşlerine başvurduğu eski milletvekili Haşim Haşimi, Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem, adı il başkanlığı için de geçen avukat Ömer Serdar Kaplan ve TİGEM Genel Müdürü Halis Bilden.

Açıkçası AK Parti’nin stratejisi akıllıca. Çünkü sözkonusu isimleri sadece bölge halkı tanımıyor. Özellikle Altan Tan ve Haşim Haşimi tüm Türkiye’ye mal olmuş isimler. Kürt sorunu ile ilgili söyledikleriyle her defasında ufuk açıyorlar. Ne Tan ne de Haşimi sorunun çözümüyle ilgili söyleyeceklerini eğip bükmüyor. Bu yüzden her iki isim de güven oluşturuyor. Bölge halkının kendilerine gösterdiği teveccühün kaynağı açık, net ve adil olmaları. İğneyi sadece bölgede şiddeti körükleyenlere değil çözüm üretme konusunda bunca yıl ayak direten devlete de batırıyorlar. İşte bu yüzden güven topluyorlar. Çünkü ‘taraf’ değiller. Bu sorunun adil bir şekilde çözülebileceğine inanıyorlar.

AK Parti’nin bu isimleri Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi için aday göstermesi her halde DTP’nin en son isteyeceği şeydir. Son zamanlarda Erdoğan’ın yaptığı sert çıkışlarla parti bölgede bir oy kaybı yaşasa da bu isimlerin kayıpları geri döndüreceği söylenebilir.

* * *

Peki, bu isimlere teklif gitti mi? Altan Tan ve Haşim Haşimi ‘konuyla ilgili bir gelişme yok’ diyor. Yani AK Parti genel merkezi henüz değerlendirme aşamasında. Ancak kamuoyundan bu isimlere yönelik talep geliyorsa AK Parti’nin farklı bir tercih yapmayacağı ortada. Bu yüzden Tan ve Haşimi’nin talep gelmesi halinde nasıl yanıt vereceği önemli.

Altan Tan ‘Ankara’da belediye başkan yardımcılığı yaptım, meselenin teknik boyutuna yabancı değilim. Yerel yönetim nasıldır bilirim’ diyor. Ancak bu Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için kapıların sonuna kadar açık olduğu anlamına gelmiyor. Erdoğan hükümetinin daha önce verdiği sözlere rağmen şu ana kadar bir adım atılmamış olması, bölgede yaşanan olumsuzluklar Tan’ı kararsızlaştırıyor. Tan ‘işin teknik boyutunu biliyorum. Ancak yaklaşım nasıl olacak o çok önemli’ diyor. ‘Önce neler yapılacak, proje, politika ne? Bunları konuşmak ve buna göre adım atmak zorundayız’ diyor. Diyarbakır’ın her hangi bir belediye gibi olmadığını, artık siyasi bir mesele haline geldiğini belirten Tan ‘siyasette yokum demem mümkün değil, ancak hangi şartlarla olduğu çok önemli’ diyor.

Diğer adaylarla da konuştuğumuzda ortaya şöyle bir tablo çıkıyor: AK Parti’nin Diyarbakır’dan aday göstermeyi düşündüğü, bölgede çok sevilen ve soruna duyarlı isimler Erdoğan hükümetinin Kürt sorununa nasıl bir çözüm getirebileceğini öğrenmek istiyor. Hangi adımların atılacağını duymak ve ona göre karar vermek istiyor.



Bu yazı 2,467 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Ekim 2008 Erdoğan Diyarbakır’ı gözüne kestirdi
    • 21 Ekim 2008 DTP Türkiye’yi kaybetti
    • 26 Eylül 2008 Siyaset işte böyle dinamitlenir
    • 15 Eylül 2008 Büyük İsrail artık bitti
    • 8 Eylül 2008 Pax-Anatolia: Yüzyılın barış projesi
    • 4 Eylül 2008 Başbuğ ne yapıyor?
    • 30 Ağustos 2008 Bölge cehenneme döner mi?
    • 24 Ağustos 2008 Bahçeli Ergenekon’la nasıl mücadele etti
    • 5 Ağustos 2008 Bir devir böyle bitti: Siyaset dışı beklenti çöpe gitti
    • 30 Temmuz 2008 ‘Dünyanın en büyük siyasi projesi’ ne demek?
    • 28 Temmuz 2008 Baykal’ın göremediği…

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,635 µs