En Sıcak Konular

Mümtaz'er Türköne


Mümtaz'er Türköne
0 0 0000

AYM kararında Ergenekon düzeni



Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti kararı için kaleme aldığı 378 sayfalık gerekçenin ana gövdesi, Başsavcılığın iddialarından ve AK Parti'nin bu iddialara verdiği cevaplardan oluşuyor. Başsavcılığın AK Parti'nin kapatılması talebini temellendirirken ileri sürdüğü iddialar arasından seçilerek gerekçeye konulan bir iddia, Anayasa Mahkemesi kararı ile Ergenekon davası arasında bir bağ oluşturuyor. Bu bağ Danıştay saldırısı.
Pasaj aynen şöyle: "Danıştay 2'nci Dairesi'nin türban konusuna ilişkin 26.10.2005 günlü, 2004/4051 E, 2005/3366 K. sayılı kararıyla ilgili olarak gösterilen tepkilerin ardından bir gazetede Danıştay kararını veren Daire üyelerinin resimlerinin yayınlanmasından kısa bir süre sonra da, 17 Mayıs 2006 günü "Alparslan Arslan" adındaki bir köktendincinin Danıştay'ın 2'nci Dairesi'ne müzakere sırasında silahlı saldırıda bulunduğu, Üye M. Yücel Özbilgin'i öldürdüğü, diğer yargıçları da ağır yaraladığı, olayın sanıklarının yargılanıp kararın verildiği 13.02.2008 tarihli karar duruşmasında sanıklardan Alparslan Arslan'a son sözü sorulduğunda, "Genelkurmay şeriatın önüne geçmeye çalışmasın, Abdullah Gül'den, Başbakan Erdoğan'dan ve imanlı kişilerden Türkiye'de şeriatı ilan etmelerini istiyorum, yoksa kan dökülür." diğer sanık Osman Yıldırım'ın da Atatürk'ü kastederek, "...(Burada Atatürk'e ağır hakaret içeren bir söz var. Ben bu ibareye yer vermekten ar ederim, merak eden gerekçeye baksın) kurduğu Cumhuriyet'i başınıza yıkacağız, benim yegane görevim Cumhuriyet'i yıkıp 2'nci Osmanlı Devleti'ni kurmak." ve bunun gibi sözler ve hakaretlerde bulundukları, sanıkların son duruşmadaki bu sözleri bile eylemi hangi saiklerle yaptıklarını, laikliği savunanları ve laik Cumhuriyeti bekleyen tehlikeleri göstermeye yeterli olduğu,..."(s.361)

Bu pasajın gerekçede ne işi var? Türkiye "asrın davası" başlığıyla Ergenekon davasına kilitlenmiş durumda. Bu dava ile Türkiye'de faili meçhûl cinayetleri işleyen örgütün ipliğinin pazara çıkmasını ve ortadan kaldırılmasını bekliyoruz. Türkiye bu dava ile kendi kontrgerillasını temizleyecek.

İşte bu koca davanın kilidi de Danıştay saldırısı. İtalyan Gladio'su nasıl tek bir eylemin izi sürülerek deşifre edilip, tasfiye edildi ise; bizim beklentimiz de Danıştay saldırısının derin bağlantılarından sonuca gitmek. Bir terör örgütünün kâğıt üzerinde örgütlenme şemasını çıkarmak ve bağlantıları çözmek zor iş. Somut bir eylem üzerinden bu örgütlenmeyi deşifre etmek ve ilişkileri çözmek ve bütün elemanları kıskıvrak yakalamak ise çok kolay. İşte bu yüzden Danıştay saldırısı, Ergenekon davasının adeta ruhu.

Danıştay saldırısı Ergenekon terör örgütü tarafından neden planlandı ve icra edildi? Bu sorunun kesin ve somut bir karşılığı var: "AK Parti kapatma davası iddianamesinde, tam da yukarıdaki cümlelerle yer alması için." Danıştay hâkimlerine yapılan saldırı ve hâkim M. Yücel Özbilgin'in öldürülmesinin tek sebebi, AK Parti hükümetine karşı şu yukarıdaki pasajın yazılmasına ilham vermekti. Doğru mu, değil mi?

Peki Anayasa Mahkemesi kararını sadece 30 delile dayandırırken, diğerlerini s. 345'te sıraladığı "tahrifat" gibi gerekçelerle elerken, üstelik Başsavcı bu iddiasından vazgeçmişken yukarıdaki iddiaya gerekçede neden yer veriyor? Bu kadar itici, incitici, Atatürk'e yönelik ağır hakaretin yer aldığı bu sözlere; bu sözlerin sahiplerinin "ulusalcı provokatörler" olma iddiasıyla yargılandıkları bir dava sürerken, Anayasa Mahkemesi neden itibar ediyor?Üstelik Yargıtay'dan bir karar bekleniyor. Ergenekoncuların tamamı umutlarını, Danıştay saldırısı ile ilgili açılacak yeni davaya ve bu saldırının Ergenekon davasından ayrılmasına bağlamışken.

Beni rahatsız eden ise şu: Alıntıladığım pasajdaki ifade Atatürk'ü Koruma Kanunu'na aykırı. Hem iddianamede, hem de gerekçede Atatürk'e yönelik bu ağır ifadelere olduğu gibi yer vermek yerine, "Atatürk'e hakaret edildi" diye bu sözler benim yaptığım gibi nakledilebilirdi. Ulusalcı provokatörlerin, provokasyon kokan bu sözlerine olduğu gibi yer vermek de, provokasyona alet olmak değil mi? Hem de hiçbir dindar insanın aklından geçirmeyeceği bu söz üzerinden, bütün dindarları töhmet altına sokmak ve AK Parti'yi kapatmak konuşulur iken.

 
zaman



Bu yazı 914 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Bu sefer çözülecek mi?
    • 16 Eylül 2012 Din eğitiminde devlet tekeli kalkıyor
    • 14 Eylül 2012 Siyaset, artık dine alet edilmiyor!
    • 13 Eylül 2012 CHP, PKK ile müzakere yapabilir mi?
    • 9 Eylül 2012 Merkez Sağ'ın son noktası
    • 7 Eylül 2012 Başbakan sertleşmekte haklı mı?
    • 28 Ağustos 2012 Hükümet haklı çıktı
    • 26 Ağustos 2012 Kawa ve Ergenekon
    • 24 Ağustos 2012 Terör sorunu ayrışıyor
    • 17 Ağustos 2012 Hem şiddet üreten, hem barış isteyen bir örgüt
    • 16 Ağustos 2012 'Paralel devlet'in iflası
    • 12 Ağustos 2012 Kürt, Türk, Alevî ve Sünni olmak
    • 10 Ağustos 2012 Yangını kim söndürecek?
    • 5 Ağustos 2012 Ordulaşan partiler ve partileşen ordular
    • 22 Temmuz 2012 Davutoğlu haklı çıkarsa?
    • 17 Temmuz 2012 'Hücre yenilenmesi'
    • 29 Haziran 2012 ÖYM'leri kaldırması için hükümete yetki verdiniz mi?
    • 24 Haziran 2012 Türkiye savaşa girer mi?
    • 21 Haziran 2012 Teröre teslim olmak
    • 19 Haziran 2012 Çözüme yakın mıyız?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,713 µs