Taraf gazetesi geçen gün Aktütün saldırısıyla ilgili bazı önemli belge ve görüntüler açıkladı. Bu verilere göre saldırı bir ay önceden beri, militanların adları dahil biliniyordu.
Ancak gereken tedbirler alınmamıştı. Sonucu biliyoruz: 17 şehit ve yaralılar.
Habere çeşitli tepkiler geldi. En dikkate değeri hiç kuşkusuz Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un yaptığı açıklamaydı.
8 Orduda Gruplaşma Var: Özellikle son bir yılda TSK'den çok sayıda belge sızdı. Bu belgelerin bir kısmı toplumu rahatsız edecek nitelikteydi: Fişlemeler, psikolojik operasyon planları, andıçlama faaliyetleri.
Taraf'ta yayınlanan son belge ise PKK ile mücadelenin, kamuoyuna söylendiği gibi olmadığını gösteriyordu. Komutanların açıklamaları ile belgelerde yazılanlar ve görünenler çelişiyordu.
Bütün bunlar TSK'de " en az " iki grup olduğunu gösteriyor. Bir grup " toplum ve siyaset mühendisliği " yapmaya çalışıyor, diğer grup bunu deşifre ediyor.
-Niye Sinirliydi: Org. Başbuğ, belgeleri yayınlayan Taraf'a ve eleştirilere kızıyor. Ama bence onu asıl sinirlendiren, teşkilata hakim olamamak.
Yukarıda sözünü ettiğim gruplaşma engellenebilmiş değil. Başbuğ'un açıklamasını, sadece "bize" değil, " kendi kamuoyuna " da yapılmış bir uyarı ve "teessüf" ifadesi diye de okumak gerek.
-Yanlış Hedef: Org. Başbuğ dünkü açıklamasında, genel olarak medyaya, özel olarak da (isim vermeden) Taraf'a yüklendi. İyi ama ordudan sızan belgelerin sorumlusu medya değil ki! Gazeteciler hırsızlık yapmıyor. Kendilerine ulaşan belgeleri yayınlıyor.
Not: Başbuğ herhalde en çok, Aktütün belgelerinden dün hiç söz etmeyen Hürriyet gazetesini seviyordur.
-İnternet Çağını Kavramamış: Bir gazeteyi suçlamak işin kolay yönü. Eğer Taraf olmasaydı bu belgeler internetten yayınlanırdı.
Not: Bu satırları yazmadan önce PKK militanlarının hazırlıklarını ve Aktütün/Bayraktepe saldırısını internetten izledim.
Ve hatırlatırım: Resmi verilere göre, şu anda Türkiye'de 16 milyon internet kullanıcısı var!
-Bürokrat 'Teknik' Açıklama Yapar: Hangi statüde olursa olsun, bir bürokrat kamuoyuna " teknik " düzeyde açıklama yapar.
Yani: Yayınlanan belgeler gerçek mi, değil mi? "Teknik" açıklama bu sorunun cevabını vermektir.
Org. Başbuğ ise suçlamayı ve tehdit etmeyi seçti. Bu da belgelerin gerçekliğini " dolaylı olarak kabul ettiğini " gösteriyor.
-Kıssadan Hisse: Türkiye eski Türkiye değil. İletişim araçlarının gelişmesi, okuryazarlığın artması, orta sınıflaşma, dünyaya açılma gibi etkenler, mevki makam sahiplerinin her dediğini kabul etme anlayışını değiştirdi.
İnsanlar sorguluyor! ' En pasif kesim' sanılan ev kadınları dahi internet ve cep telefonu aracılığıyla tepkilerini dile getiriyor.
" Vatan için ölmeye hazırım " diyenler bir şart koşuyor: " Ama komutanların doğru yaptığına, samimi olduklarına inanmam gerek. "
O halde kurumların da otoriter zihniyeti terk etmesi gerek. Devir, bağırıp çağırma devri değil.
sabah
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle