En Sıcak Konular

İlter Türkmen


İlter Türkmen
0 0 0000

Fransa’nın dış politikası



ÇOK tartışmalı kişiliğine, bir hayli yadırganan davranışlarına ve Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki menfi tutumuna rağmen, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin bugünkü devlet başkanları arasında cesur, yaratıcı ve tutarlı bir siyasi vizyon ile temayüz ettiği inkár edilemez.

Bu vizyon her şeyden önce küresel dengelerde artık büyük bir değişiklik olduğu teşhisine dayanmaktadır. Sarkozy, soğuk savaş devrindeki iki kutupluluğu tek kutupluluğun izlediğini, bugün ise "nispi güçler" devrinin hüküm sürdüğünü, AB’nin de bir nispi güçler topluluğu oluşturduğunu düşünüyor.

Fransa Cumhurbaşkanı’nın, seleflerinden farklı olarak NATO’ya ve transatlantik ilişkilere değer verdiğini de görüyoruz. NATO ile AB’nin birbirini tamamladığını, ABD’nin artık Avrupa savunması projesine destek verdiğini söylüyor.

AB savunması projesinin gerçekleşmesi için rekabete dayanıklı ve güçlü bir savunma endüstrisi kurulması, subayların AB’de eğitim alanında mevcut "Erasmus" programından esinlenen bir yöntemle birbirlerini daha iyi tanıyarak yetiştirilmesini öngörüyor.

AB dönem başkanlığını üstlenmiş bulunan Fransa bugün Ortadoğu’da, Kafkasya’da, Rusya ile ilişkilerde, Afrika’da, insancıl girişimlerde, İran ile nükleer müzakerelerde oldukça ön planda.

* * *

23 Eylül’de, Birleşmiş Milletler Asamblesi’nin yıllık toplantısında Sarkozy’nin yaptığı konuşmanın diğer konuşmalardan çok daha etkileyici olduğu konusunda da galiba herkes mutabık. Sarkozy özellikle 21. yüzyılda dünyanın 20. yüzyılın kurumları ile yönetilemeyeceğinin altını çiziyor.

BM Güvenlik Konseyi’nin olduğu kadar G-8’lerin de Çin, Hindistan, Afrika’yı temsilen Güney Afrika, Meksika ve Brezilya’nın katılmaları ile genişletilmesini öneriyor. Sarkozy’ye göre halen bütün dünyayı sarsan ekonomik krizi hiçbir ülke tek başına çözümleyemez:

"Elde ettiğimiz bütün başarıların, geçirdiğimiz bütün krizlerin etkisiyle yeni bir dünya doğmaktadır. Bu yeni dünyayı beraberce inşa etmeliyiz. Birlikte, finansal faaliyetlerin yalnızca piyasa operatörlerinin elinde bırakılmadığı, bankaların spekülasyonda bulunmak yerine ekonomik kalkınmaya hizmet ettikleri, mali kurumların aşırı risk almalarını önleyen kuralların herkese uygulandığı, şokların önlendiği, kredi değerlendirme kuruluşlarının (Standard & Poors gibi) kontrol edildiği, işlemlerin bir sis bulutu içinde değil, fakat şeffaflık içinde yürütüldüğü, ücretlerin ve ikramiyelerin rasyonel olmayan riskleri teşvik edecek bir seviyeye çıkmadığı bir düzen kurmalıyız."

Halen AB dönem başkanlığını Fransa yaptığı için Sarkozy, asambledeki nutkunda, Avrupa üzerinde de uzun uzun durmuş: "Avrupa savaş istemiyor, medeniyetler savaşı istemiyor, din savaşları istemiyor, soğuk savaş istemiyor, Avrupa barış istiyor ve istendiği zaman barış her zaman mümkündür."

Sarkozy iklim ve enerji konusunda da Avrupa’nın politikasını izah ediyor. Aralık ayında AB’nin bu iki konuda çok kapsamlı önlemler açıklayacağını, Avrupa’nın amacının ders vermek değil, fakat örnek teşkil etmek olduğunu belirtiyor.

Rusya’ya çağrıda bulunarak Avrupa’nın onunla ortaklık kurmak istediğini, hatta Avrupa ile Rusya’yı birleştiren bir ortak ekonomik alan öngörülebileceğini, fakat devletlerin egemenlik, bağımsızlık ve toprak bütünlüğü prensibinden feragate gidilemeyeceğini, sorunların çözümünde kuvvete başvurulmasının kabul edilemeyeceğini söylüyor.

* * *

Sarkozy, İran konusunda da çok kararlı. Nükleer silahlara sahip bir İran’ın kabul edilemeyeceğine inanıyor. İsrail’e dostluk eli uzatıyor, fakat yaşamasına imkán verecek koşullarda ve tanınmış sınırlar içinde bir Filistin devleti kurulmadıkça Ortadoğu’da barış olamayacağında ısrarlı.

Ne dersiniz, üzerinde düşünülmesi gereken fikirlerle dolu bir konuşma değil mi? Bu kadar rasyonel düşünebilen bir kişi ileride Türkiye hakkında da akılcılığı tercih edebilir mi? Denemeye değer.



Bu yazı 1,206 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2008 Fransa’nın dış politikası
    • 13 Eylül 2008 Montrö Sözleşmesi
    • 12 Ağustos 2008 Bölgemizdeki her krizde telaşa kapılmayalım
    • 20 Ekim 2007 Sağduyu kazanıyor mu?
    • 13 Ekim 2007 Ermeni karar tasarısı ve Kuzey Irak tezkeresi
    • 11 Ağustos 2007 İyi gidiş tersine dönmesin
    • 7 Ağustos 2007 Asya dengeleri
    • 17 Şubat 2007 Küresel kaos ve Rusya
    • 30 Eylül 2006 Başbakan’ın ABD Başkanı ile buluşması
    • 26 Eylül 2006 Bir bardak suda fırtına
    • 19 Eylül 2006 Tren kazası olur mu?
    • 16 Eylül 2006 11 Eylül ve global terör
    • 4 Eylül 2006 Duruluk
    • 2 Eylül 2006 Hayırlısı ile
    • 29 Ağustos 2006 Lübnan politikamız
    • 26 Ağustos 2006 Nükleer kulübe yeni bir ülke daha mı katılıyor?
    • 22 Ağustos 2006 Lübnan krizinden sonra Ortadoğu
    • 19 Ağustos 2006 Lübnan konusundaki değerlendirmede çok dikkat edilmeli
    • 15 Ağustos 2006 Gürültü zulmü
    • 8 Ağustos 2006 İslam Konferansı Örgütü ve Türkiye

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,850 µs