0 0 0000

Satır aralarından Başbuğ

Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un basınla sohbet toplantısında çoğu ‘askeri’ nitelikte önemli konular konuşuldu. Yeni başkan, yeni bir üslupla gündemdeki konuları anlattı, soruları cevapladı. Kendisi de sorular sordu...

Konuşma boyunca dikkatimi çeken en önemli husus; Org. Başbuğ’un terörle mücadele konusunda sık sık özeleştiri yapmasıydı. Kaçan fırsatlardan, güvenlik önlemlerinin yanı sıra diğer adımlardan, ‘dağa çıkışın önlenmesi’ mecburiyetinden söz etti.

Ayrıntıları haberde var. Ben uzun konuşmanın satır aralarından aldığım notları aktarayım:

1-) ‘Bundan sonra basın bültenlerini azaltmak istiyoruz. Mümkün olduğunca az açıklama yapacağız.’

Türkiye’nin sivilleşmesi, demokratikleşmesi ve normalleşmesi için önemli bir açıklama. Org. Başbuğ, açıklamaların özellikle askeri konularda olacağını da belirtti ki doğrusu budur.

2-) ‘Kimse, özellikle de medya asker üzerinden siyaset yapmasın.’

Başbuğ, askerin siyaset malzemesi olarak kullanılmasından rahatsızlık duyduklarını ısrarla ifade etti. Buna bağlantılı olarak Ergenekon konusunda da gayet dikkatli bir dil kullanarak ‘Yargıyı etkilemeye çalıştığımız iddiası yargıya hakarettir’ dedi. Ergenekon’dan tutuklu iki paşaya ziyaretçi gönderilmesini de ‘Silah arkadaşlığı, vefa ve insanlık’ kavramlarıyla izah etti. Ergenekon’u cesaretlendirici bir kelime kullanmamaya özellikle dikkat etti.

3-) Terörle mücadele özeleştirileri...

Genelkurmay Başkanı konuşmasının birçok yerinde yıllar içinde terörle mücadele konusunda atılan veya atılmayan adımların ortaya çıkardığı faturayı örnekledi. ‘Mesela, 1985’te yanlış değerlendirme yapmasaydık sorun bitebilirdi. Terör eylemi olmamasını örgütün bitişi zannettik. Sonra da benzer hatalar tekrarlandı’ dedi. ‘Şimdi de mücadeleye devam edeceğiz ama bazı alanlarda bazı şeyler yapmak lazım’ diye devam etti. Yapılması gereken o ‘şeyler’ silahlı mücadeleyle birlikte yürümesi gereken başta ekonomik olmak üzere diğer konular. Başbuğ’un çok dikkat çeken bir cümlesi de şu: ‘Terörle mücadelede iddialı konuşmak çok tehlikeli!’

‘Yıllarca terör örgütüne büyük zayiatlar verdirmemize rağmen dağdaki insan sayısını düşüremedik’ diyecek kadar açık konuşan bir askerden başka bir tavır da beklenemez zaten.

4-) Malum konu yine soruldu:

‘Laiklik konusundaki tavrınız ve temel hassasiyetler?!..’ Başbuğ’un söylediği şu sözü bir askerden ilk kez duyuyorum: ‘Laiklik konusundaki hassasiyetimiz değişmez. Ama ben sadece laiklik demedim. Demokratikleşme, hukuk devleti ve sosyal devlet ilkesini de söyledim. Bunlar da önemli.’ Bu tanım, Anayasa’nın 2. maddesinde yazıyor ve demokrasinin öneminin altını çizmek gayet olumlu bir tavır.

5-) ‘Avrupa Birliği’ne tam üyeliği destekliyoruz.’

Asker, özellikle müzakere süreciyle birlikte AB’den koptu ve hatta karşı tavır almaya mı başladı? Böyle bir algı var açıkçası. Org. Başbuğ’un tavrı yine epeyidir duymadığımız kadar net: ‘TSK tam üyeliği destekliyor ve bunun Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık hedefi için bir araç olduğunu düşünüyor. AB üyeliğiyle kesinlikle sorunumuz yok. Hatta Avrupa’yı da anlıyoruz. Türkiye 70 milyonluk büyük bir ülke, 7 milyonluk Bulgaristan değil. Tek itirazımız; bize üniter yapıyı zora sokacak taleplerle gelmesinler.’

6-) ‘TSK her olayı inceler...’

Genelkurmay Başkanı, gazetelerde yer alan ‘yine şehit’ gibi başlıklardan rahatsız. Bunun askeri başarısızlığı ima ettiğini ve moral bozucu olduğunu düşünüyor. Buna karşılık şehit ailelerinin ‘İkinci evladımı da alın’ gibi sözlerinin öne çıkarılmasını istiyor. Peki, zaman zaman medyada tartışma konusu olan bazı olaylar? Cevabı şu: ‘TSK her olayı inceler. Eksik varsa tedbirlerini alır. Ama bu incelememizi kimseyle paylaşmak zorunda değiliz.’

7-) Paşa’nın ses tonunun yükselttiği bir an vardı.

Yeni Genelkurmay Başkanı, ses tonu dahil olmak üzere her haliyle gayet sakin ve kolay sinirlenmeyecek bir asker görüntüsü veriyor. Konuşmanın sonlarına doğru sesini yükselterek, ‘Terörün bitmesini en çok isteyen TSK’dır. Bunun aksini söyleyen haindir! Bizim askerimizin, uzmanımızın, subayımızın şehit olmasını isteyebileceğimiz nasıl düşünülebilir’ dedi.

8-) NATO, Kafkasya, Balkanlar analizleri...

Başbuğ bana, bu tür zor süreçlere sadece asker değil dış politika gözlüğüyle de bakabilen ve üstelik bunu ‘sivil’ gözle yapabilen bir asker intibaı verdi.

star

Bu yazı 1,170 defa okundu.