En Sıcak Konular

Fikret Bila


Fikret Bila
0 0 0000

Org. Başbuğ döneminin çizgileri



Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un dün yaptığı "iletişim toplantısı" süre bakımından, bir rekordu. Üç aşamalı toplantı 3.5 saat sürdü.
Org. Başbuğ, basından beklentiler, basının önerileri ve soru-yanıt olmak üzere üç aşamalı toplantıyla, "yeni bir çizgi" çizdi diyebiliriz.

Kamuoyunun önemi
1- Göreve gelir gelmez İletişim Daire Başkanlığı'nı tuğgeneral rütbesine çıkaran Başbuğ'un, yeni dönemde, şeffaf ve hızlı bir iletişim sistemiyle, basını ve kamuoyu algısını önemseyen bir çalışma anlayışı sergileyeceği anlaşılıyor. Özellikle terörle mücadele başta olmak üzere diğer önemli sorunlarla mücadeleyi kamuoyu desteğiyle sürdürmeyi amaçlıyor. Basına, kamuoyunun "bilgi edinme hakkı"na öncelik vereceği dün iyice belli oldu. İletişim için Genelkurmay'da 24 saat görevli olacak. Her hafta basın toplantısı yapılacak. Org. Başbuğ, basın işlevini çok iyi kavramış görünüyor. Her mücadelenin önce kafalarda, kamuoyunda kazanılacağının farkında.

28 Şubat-27 Nisan farkı
2-  Org. Başbuğ'un 28 Şubat ve 27 Nisan'la ilgili sorulara verdiği yanıtlarda, ince ve anlamlı bir tutum farkı vardı. Genelkurmay Başkanı, 28 Şubat'la ilgili soruyu tereddütsüz yanıtlarken, "O günkü görüşümüz bugün de geçerli" dedi. 28 Şubat'ın arkasında durdu. Ama 27 Nisan bildirisi için verdiği yanıt, aldığı tutum farklıydı. 27 Nisan için, "Yorum yapamam" demekle yetindi. 27 Nisan'ın barış döneminde Başkomutan sıfatı taşıyan Genelkurmay Başkanı tarafından TSK adına yapılmış bir açıklama olduğunu belirtti. Başkomutan'ın yayımladığı bildiri konusunda yorum yapamayacağını ifade etti. 28 Şubat'ın arkasında duran sözlerine karşılık, 27 Nisan'la ilgili sözleri, bu bildirinin de arkasında durduğu izlenimi vermedi.

Hainlik çıkışı
3-  Org. Başbuğ, soğukkanlıdır. Sakin bir yapısı vardır. İnce eleyip, sık dokur. İncelemeden, araştırmadan konuşmaz. Heyecana kapılmaz. Her sözcüğü tartarak söyler. Dün 3.5 saat boyunca da yine böyleydi. Ancak, bir yerde "sinir ve ses kontrolü"nü bıraktı. O da, TSK'nın terörün bitmesini istemediği şeklinde yapılan yorumlardı. İşte bu noktada, çok yüksek bir ses tonuyla, "Bunu söyleyen haindir" diye adeta haykırdı.

Bildiriler azalacak
4-  Org. Başbuğ'un çalışma üslubunu yansıtan yönlerden biri de, "Genelkurmay bildirileri"nin azalacağı mesajıydı. Basın bildirilerini azaltmayı düşündüklerini, "İnternet sitesinde gece yarısı bildirileri devam edecek mi?" sorusuna yanıt olarak vermesi dikkat çekiciydi. "Her ne kadar görev neyi gerektiriyorsa o yapılır" dediyse de, "Gece yarısı bildirisi beklemeyin" mesajı verir gibiydi.

Yol kesme kalkacak
5-  Org. Başbuğ, resepsiyonlarda, gazetecilerin sorularını yanıtlamayı sevmiyor. Onlarca kameranın çevrildiği bir ortamda basın toplantısı gibi ayaküstü sohbet yapmayacağını söyledi. Bunun çok çirkin bir görüntü oluşturduğunu, dünyanın hiçbir yerinde böyle uygulamalar görülmediğini belirtti. Bu görüntüden kurtulmak için basından da yardım istedi. Anlaşılıyor ki, İlker Paşa, doğaçlama konuşmayacak, hazırlıklı, metne dayalı konuşmalar yapacak.

Akreditasyon ölçüsü
6-  Org. Başbuğ, ilk uygulamasında akreditasyonu genişletti. Yeni Şafak ve Star gazetelerini de davet etti. Bu konuda kısıtlamacı olmak istemediği anlaşılıyor. Bunu ifade de etti. Tek ölçü olarak basın ahlak ilkelerine uyulmasını gösterdi. Bu ölçülerle durumu izleyeceklerini, buna göre akreditasyonun genişleyip daralabileceğini vurguladı.

Basın kuruluşlarına başvuru
7-  Org. Başbuğ, yanlı haberler için Basın Konseyi'ne ve Gazeteciler Cemiyeti'ne başvuracaklarını da belirtti. Bu konuda basının mesleki kuruluşlarını devreye sokmaya, bu yolla hak aramaya yöneleceklerinin mesajını verdi.


 

GENELKURMAY BAŞKANI ORGENERAL İLKER BAŞBUĞ’DAN MESAJ:

Kimse TSK üzerinden siyaset yapmasın

Gazete genel yayın yönetmenleri ve Ankara temsilcileriyle 'iletişim toplantısı' çerçevesinde bir araya gelen Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ gündemdeki konuları değerlendirdi. Org. Başbuğ, 'Medya dahil kimse TSK'yı kendi amacı için kullanmaya kalkmasın. TSK günlük olayların içine çekilmesin' dedi

Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, gazetelerin genel yayın yönetmenleri ve Ankara temsilcileriyle düzenlediği "iletişim toplantısı"nda soruları yanıtladı.
Org. Başbuğ, 3.5 saat süren toplantıda, basınla diyaloğu daha da geliştirmek istediklerini belirterek, Genelkurmay İletişim Dairesi'nde 24 saat görevli bulunduracaklarını ve Daire Başkanı Tuğg. Metin Gürak'ın her hafta cuma günleri basın toplantısı düzenleyeceğini duyurdu.
Org. Başbuğ, gündemdeki konulara ilişkin görüşleri ve sorulara verdiği yanıtlar özetle şöyle:

'TSK olayların içine çekilmesin'
"TSK üzerinden-medya dahil- hiçbir kurum siyaset yapmasın. TSK'yı kendi amaçları için kullanmaya kalkışmasın. TSK günlük olayların içine çekilmesin. Bu bizi rahatsız ediyor. O zaman kendimizi savunmak zorunda kalıyoruz."

'Şehitleri siyasete karıştırmayın'
"Şehitlere anne-babalardan sonra en çok üzülen biziz. Bu bizim işimiz. Kimseyle konuşmam, tartışmam. Bu bizim sorumluluğumuz. Bir can bizim için çok önemli. Ama lütfen, şehitler üzerinden kimse ucuz siyaset yapmasın."

'Bitmesini istemiyorlar diyen hain'
"Terörün bitmesini en çok isteyen TSK'dır. Bunun aksini söyleyen haindir. Devam etmesini istiyorlar, diyenler haindir. Böyle bir şey nasıl olur? Kim şehit vermek ister. Şunlar bizi üzüyor: Yine şehit var, şehitler devam ediyor. Burada bir ima var. Bu bizi rahatsız ediyor. Tabii terörle mücadele ediyorsunuz."

'Gözlerinde ışık gördüm'
"Bölgeye son gezimde iki önemli şey gördüm:
1- Genç personelimizin gözünde ışık var. Mücadele etmek istiyor. Görev istiyor. Bu çok önemli.
2- Van'da Cumhuriyet Caddesi'nin iki yanında toplanmış vatandaşlarımızla konuştum. Herkesin gözünde sevgi gördüm. Bu da çok önemli. TSK'ya olan güveni ve sevgiyi gördüm."

'İyi kolesterol fazla'
"Terör var mı, yok mu sorusuna yanıt olacak ölçüler vardır:
1- Örgütün inisiyatifindeki eylem olay sayısı. Bu fazlaysa kötü. Bir anlamda kötü kolesterol gibi.
2- TSK'nın inisiyatifinde olay sayısı. Bunun fazla olması iyi. Bu da iyi kolesterol gibi.
3- Sivil halkın güvenliği, sivil zaiyatı.
4- Güvenlik kuvvetlerinin zaiyatı.
Bu ölçülüre bakılması gerekir. bugün baktığımızda iyi kolesterolün fazla olduğunu söyleyebilirim."

'Tezkereden şüphemiz yok'
"Tezkerenin süresi 17 Ekim'de doluyor. Hükümetin uzatıp uzatmama konusunda bir tereddüdü yok. Çarşamba günü Bakanlar Kurulu'nda konuşulacak. Perşembe günü terör toplantısı vardı. Spekülatif bir haber yer aldı. Bundan bazıları rahatsız oldu. Biz sözlü olarak da resmi olarak da görüşümüzü ilettik. Normal zamanında normal olarak çıkacaktır. Şüphemiz yok."

ABD Genelkurmayı ile görüşme
"ABD Silahlı Kuvvetleri ile TSK arasındaki ilişkiler çok önemli. Türkiye-ABD ilişkileri çok kapsamlı. Bu kadar kapsamlı ilişkiler varsa, ilişkileri tek konuya kilitlememek lazım. Tabii hayati noktaya gelirse kilitlenebilir. O zaman hayati noktaya getirmeyin. Bu konuyu ben açtım. ABD ile Türkiye arasında stratejik işbirliği olur mu? Bunu tartıştık. Küçük konuları idare etmek büyük konulara konsantre olmak gerekir. Çok yararlı oldu. Bölgemizi ilgilendiren tüm konulara değindik."

'PKK kırılma noktasına gidiyor'
"Bölücü terör örgütüyle mücadelemizde bugün neredeyiz? PKK bir kırılma noktasına doğru yol alıyor. Önemli olan, bundan nasıl istifade edeceğiz. Kırılma noktasında demiyorum, kırılma noktasına doğru gidiyor, diyorum. Kırılma noktası demek örgütün, emir-komuta zincirinin dağılması demek. Bu henüz yok. Ama o noktaya doğru gidiyor."

'Hatalarımız oldu'
"Bölücü terör örgütü daha önce de kırılma noktasına doğru gidiyordu ama hatalarımız oldu, yeteri kadar istifade edemedik.
İlk eylem 1984'te oldu. 1985'te bitiyordu. Bitti dedik. Eylem olmayınca bitti denildi ama dağda kadroları duruyordu.
1987'de hata yaptık; sıkıyönetim vardı, OHAL'e geçtik.
1988'de Halepçe olayı dengeleri bozdu. 1991'de 1. Körfez Savaşı dengeleri bozdu. Terörist sayısı 12 binlere çıktı. 2. Irak Savaşı var. O da dengeleri bozdu."

'Gördüğünüze tetiğe basın diyemem'
"Terörlü mücadele zor. Kanlı bir mücadele. Hukuk içinde mücadele ediyorsunuz. Hukukun dışına çıkarsanız olayı batırırsınız. Sivillerin zarar görmemesi lazım. Onun için kimi görürseniz tetiğe basın diye emir veremem. Bir sivil öldürürseniz çok kötü olur.
Mezrada, kırsal kesimde kimi görürseniz tetiğe basamazsınız. Onlar da silahlarını saklıyorlar. Önce ateş ettiklerinde şehit veriyoruz. Şimdi köylere mezralara dönüş başladı. Eskiden orada gezen teröristti. Şimdi siviller var. Çok dikkat etmek zorundasınız."

'14-18 yaş grubunu kurtarmalıyız'
"Örgüte katılım sürüyor. En çok 14-18 yaş grubundan. Bu grubu örgütün elinden kurtarmamız lazım. Nitelikli eğitim ve iş olanağı verilmesi lazım. Bunu başarırsak, çok iyi iş yapmış oluruz. Oradaki iş dünyası GAP'tan çok umutlu."

'Narkotik terör örgütü'
"ABD PKK'yı narkotik terör örgütü olarak tanımladı ve bu listeye aldı. Narkotik terör örgütü kavramı çok önemli. Gelirlerinin çoğunu böyle elde ediyorlar. El Kaide için de geçerli bu."

'Sivil kimseye zarar vermedik'
Irak'ın kuzeyinde durum nedir? Geçen yıl 17 Ekim'de tezkere çıktı. Aralıkta hava harekâtı yapıldı. Şubatta kara harekâtı yapıldı. İhtiyaç duyuldukça hava harekâtı yapılıyor. ABD koordinasyon, istihbarat akışı sunuyor. Irak'ın kuzeyi örgüt için artık güvenli değil. Her an tepelerine bomba gelecek kaygısı içindeler. Şartları çok zor. Topçuyla da müdahale ediyoruz. İşte bu anlamda ABD ile işbirliği mükemmel noktada.
ABD Genelkurmay Başkanı Amiral Mullen altını çizdi. Gıpta ediyor. Sivil hiç kimseye zarar vermedik. Öyle hava harekâtları icra ediyoruz ki, nasıl oluyor, diye soruyorlar. Sivil yerleşim yerlerine hiç zarar vermedik. Son günlerde Afganistan'da, Pakistan'daki olaylara bakarsanız TSK'nın başarısını daha iyi görürsünüz."

Barzani'ye mesaj
"Irak'ın kuzeyinde üç bölge var: Dohuk, Erbil, Süleymaniye. Üç bölgenin güvenliği 30 Mayıs 2007'de devredildi. Normalde Irak ordusuna devredilmesi gerekirdi. Ama Kürt yerel yönetimine devredildi, onların da askeri gücü var: Peşmergeler var. Bu devir Irak Anayasası'na göre tartışmalı.
Biz şunu açıkça söylüyoruz: Orada de facto olarak sen varsın. Terörle mücadeleden son sorumlusun. Merkezi Irak yönetimi de sorumlu ama fiili olarak onlar (peşmergeler) var. 1
1 Eylül'den sonra BM'nin kararları var. Sen görevini yapmıyorsun. Benim yaptıklarımı kritize ediyorsun. Siz sorumluluğunuzu yerine getirmezseniz, biz yapmaya devam edeceğiz. Hem görevini yapmıyorsun hem Türkiye'ye akıl vermeye kalkışıyorsun. Bu düşüncemizi açık şekilde ifade ettik. Irak'ın toprak ve siyasi bütünlüğünü savunuyoruz. Bozulursa en fazla zararı Türkiye görür."

Kerkük sorunu
"Kerkük'ün özel statüsü olsun. Aralıkta Irak'ta yerel seçimler var. Belki Kerkük'te yerel yönetim seçimleri yapılmayacak. Bir ihtimal. Irak'ta durum ne? Düne nazaran daha iyi. Yarın iyiye mi, kötüye mi gider, bilemeyiz. Sorun, temelde politik güç ve kaynakların paylaşımı."

'Sızan belgeleri ciddiye alıyoruz'
"Bilgi çağındayız. Teknolojik olanaklar çok fazla. Bu ters orantılı bir zafiyet yaratıyor. Sadece TSK'nın sorunu değil. Pentagon'un da sorunu. Sofya'da NATO toplantısındaydık. Bu konuyu diğer genelkurmay başkanlarıyla konuştuk. Onlar da şikâyetçi.
ABD'li bir komutan bu konuda bir çalışma yaptığını söyledi, hemen aldım o çalışmayı, bakalım diye. TSK olarak güvenlik sorunun hafife almak durumunda değiliz. Ciddiye alıyoruz. Ne gibi eksiklikler var? Ona bakıyoruz. Tabii kişisel hatalar da var. Olabilir. Kişisel hatayı yapını arayıp bulup gerekli işlemi yapmamız lazım. Tabii TSK içine sızarak, personelle ilişki kurarak personeli elde ederek bilgi alınması suçtur."

Cemaat kavramı
"Cemaat olayını ilk defa söylemedik. Daha önce de söyledik. Sosyal devlet kavramı içinde söyledik. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin niteliklerine değindik. Sosyal devlet ilkesinin uygulanmadığı yerde toplumlaşma, cemaatleşmeye itiliyor insanlar. Bu faaliyetlerin altında ekonomik çıkar var; din, araç olarak kullanılıyor. Bu sosyal bir gerçek. Çocuk üniversitede okuyor, ailesi Konya'da, üniversitesi Malatya'da. Ne yapacak bu çocuk? Bir yerde kalması lazım. Devletin yurt sunması lazım. Olmayınca gidip grupların eline düşüyor. Bu sağda da solda da olabiliyor."

'Afganistan'da durum kötü'
"Afganistan konusu NATO'nun sorunu. Sadece ABD olarak görmeyin. NATO'nun olayı. Afganistan'daki durum endişe verici. Parlak değil. NATO da ABD de endişeli."

'Gürcistan'da doğru yaptık'
"Gürcistan şu anda çok büyük bir gerilime yol açacak gibi değil. Normalleşmeye gidiyor gibi görünüyor. Ama garantisi yok. Türkiye Cumhuriyeti Devleti başından itibaren Gürcistan olayını dengeli götürmüştür. Doğrusu da budur. Bu tavrı takdir de görmüştür. Diğer ülkeler de dengeli götürecektir."

Montrö konusu
"Kimse bize Montrö'yü soramaz, sormadı da. Biz Montrö'yü tarafsız uygulamak zorundayız. Öyle de uyguladık ve öyle de devam edecek. Kimsenin en ufak bir şikâyeti de yoktur. 1.9.2008 günü, Deniz Kuvvetleri Komutanımız Rus Deniz Kuvvetleri Komutanı'yla Karadeniz'de bizim gemimizde buluştu, onların isteği üzerine. Biz Karadeniz'in sahildar ülkelerin sorumluluğunda olduğunu düşünüyoruz."

'NATO ilişkimiz zayıflamaz'
"Türkiye'nin NATO ile ilişkisinin zayıflaması söz konusu olamaz. NATO sadece askeri bir güç değil, aynı zamanda siyasi güç. karar mekanizmasında Dışişleri Bakanları Konseyi var. Bundan sonra ne olabilir: Girmek isteyen ülkeler var: Ukrayna, Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan barış için ortaklık anlamında ilgililer. Dengeli hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bazı konular ileriye bırakılabilir. Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı çok önemli. Geleceğin güvenliği enerji hatlarına oturacak."

'AB çağdaş uygarlıkta araçtır"
"TSK'nın AB'ye ters, karşıt bir görüşü yok. Org. Büyükanıt da altını çizdi. Ben de devir-teslim töreninde söyledim. Şöyle dedim: TSK çağdaşlığın, ilericiliğin destekçisi olmuştur. AB'ye tam üyelik Atatürk'ün çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkma hedefinde bir araçtır. Hiç farklı bir düşüncemiz yok."

'ABD en büyük ulus devlet'
"Ulus devlet bizim için çok önemli. Üniter yapımız da çok önemli. Demokratik ve laik devlet yapımız bizim için çok önemli. Bunu söylüyoruz. Bunları zayıflatacak taleplerde bulunmayın diyoruz. Bugün dünyanın en büyük, en güçlü ulus devleti ABD değil mi? "

 

 

Teröre karşı yeni yapılanma olmadı
"Terörle topyekün mücadele amacıyla yeniden yapılanmayı 57. Hükümet'ten beri gündeme getiriyoruz. Tabii 60. Hükümet'i sorumlu tutmamız doğru olmaz. 57. Hükümet'ten beri hep söylüyoruz. Yeniden yapılanma önemli ama bunun ehil insanlarla da doldurulması lazım. Ehil insanlar yoksa anlam ifade etmez. Terörle mücadelenin birçok boyutu var.
Güvenlik, ekonomi, sosyo-kültürel, psikolojik ve uluslararası boyutları var. En iyi adamları, yetişmiş insanları buraya koyalım dedik. Sosyolog, psikolog, eğiticiye ihtiyacımız var. Ama bunları söylesek ne olacak? Artık yeniden yapılan-madan vazgeçtik. 10 yıldır söylüyoruz Ama olmadı. Artık pratiğine bakıyoruz."

 

Kimler davet edildi?
Genelkurmay Başkanlığı’nda düzenlenen sohbet toplantısına, şu gazeteler, genel yayın yönetmeni ve Ankara temsilcisi düzeyinde davet edildi: Hürriyet, Milliyet, Posta, Sabah, Vatan, Cumhuriyet, Radikal, Referans, Türkiye, Yeni Asır, Daily News, Takvim, Akşam, Ortadoğu, Tercüman, Dünya, Yeniçağ, Sözcü, Star, Yeni Şafak, Güneş.
Brifinge davet edilmeyen  gazeteler şunlar: Zaman, Todays Zaman, Bugün, Vakit, Taraf, Evrensel, Birgün, Milli Gazete.

 

'28 Şubat'taki  görüşümüz aynı'
"TSK'nın akreditasyon genişletmesini 28 Şubat'la ilgili düşüncelere bağlamayın. TSK'nın 28 Şubat'ta görüşü o gün neyse, bugün de aynıdır. TSK'nın laik sistemle ilgili düşüncesi dün neyse, bugün aynıdır, yarın da aynı olacaktır."

'27 Nisan'a yorum yapmam'
"27 Nisan'a bir bakışım olamaz. TSK adına Genelkurmay Başkanı'nın bir açıklamasıdır. TSK'da emir-komuta birliği vardır ve bunu barış zamanında Başkomutan olan Genelkurmay Başkanı temsil eder. Başkomutan'ın yayımladığı bildiri konusunda yorum yapamam."
TSK'nın ana konulara bakış açısı kişilere göre değişmez. Böyle bir şey beklemek yanılgıya neden olur. Üslup farklılıkları olabilir."

 

Eruygur ve Tolon ziyaretine 3 neden
"O ziyaretin akabinde TSK'nın bu konuya ilişkin durumu açıklandı. Neticede iki eski komutan tutukludur. Bu ziyaretin üç yönü itibariyle değerlendirelebilir:
1- 50 yıla yakın silah arkadaşlığı yapmışız.
2- Bu komutanların TSK'ya hizmetleri var, dolayısıyla vefa borcu yönü var.
3- Nihayet bu ziyaret insani boyutu olan bir olaydır.
Bunun dışında başka neden aramayın."

'Etkiliyor demek yargıya hakarettir'
"Yargıya güvenimiz ve saygımız tam. Bu ziyareti yargıya etki konusuna çekmek Türk yargısına hakarettir. Türk yargısını aşağılamaktır. Bunu kabul edemem. Ziyaret kararı nasıl alındı, o da bize kalsın. Niye Korg. Galip Mendi gitti? Oradaki garnizon komutanı o olduğu için. Ziyaretten sonra Korg. Galip Mendi ile görüştüm. Gözlemlerini aktardı.
(Komutanlardan bir mesaj iletti mi sorusuna karşılık olarak) Hayır. İzlenimlerini söyledi. İki komutan da 65 yaşın üzerinde, moral faktörü de düşünün. Yanlış algılamaları medya yaratmıştır. Bizden farklı değerlendirmelere de saygı duyuyorum. Ama biz bu ziyareti planlarken çok dikkatli davrandığımızı değerlendiriyorum. Farklı değerl endirmeler, algılar olmuşsa bunda bizim suçumuz yok."

 

Büyükçelebi ve Balbay da katıldı
Orgeneral Başbuğ'un dünkü sohbet toplantısına, Ergenekon soruşturması çerçevesinde gözaltına alınan Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay ile Tercüman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ufuk Büyükçelebi de katıldı.
Her iki gazeteci de Ergenekon operasyonunun 1 Temmuz'da başlayıp emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur'un tutuklanmasıyla sonuçlanan 6. dalgasında gözaltına alınmıştı.
Emniyette üç gün tutulan iki gazeteci, savcılıkta sorgulandıktan sonra serbest kalmışlardı.


milliyet



Bu yazı 996 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ankara’nın müzakere planı nedir?
    • 26 Eylül 2012 Özkök: Bektaşi fıkrasına döndü
    • 19 Eylül 2012 PKK, BDP’yi boşa çıkardı
    • 9 Eylül 2012 PKK’nın yerleştirmeye çalıştığı dil
    • 7 Eylül 2012 Bomba sayımı vardı
    • 5 Eylül 2012 PKK’nın ‘ele geçirme’ ısrarı
    • 29 Ağustos 2012 Çiçek’in mutabakat çağrısının muhatabı
    • 28 Ağustos 2012 Çiçek’ten ulusal mutabakat çağrısı
    • 26 Ağustos 2012 Kuzey Irak-Kuzey Suriye çelişkisi
    • 25 Ağustos 2012 ''Çözüm'' denilince ne anlaşılıyor?
    • 23 Ağustos 2012 Sadece cenazede değil
    • 19 Ağustos 2012 PKK’nın ''kontrol bende'' mesajı
    • 15 Ağustos 2012 PKK ile ilgili yanılgılar
    • 8 Ağustos 2012 Şemdinli’de neler oluyor?
    • 6 Ağustos 2012 PKK saldırılarının şifreleri
    • 5 Ağustos 2012 Büyük tasfiye
    • 29 Temmuz 2012 Kuzey Irak’ta ağzı sütten yanan Türkiye
    • 27 Temmuz 2012 Ankara’nın Barzani tercihi
    • 26 Temmuz 2012 PKK ve Kürt sorunu boyut değiştiriyor
    • 22 Temmuz 2012 Esad’ın tutunması artık çok zor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    10,178 µs