En Sıcak Konular

Emin Pazarcı


Emin Pazarcı
0 0 0000

Ermeniler, işgal ve yeni dönem



Önce Erivan, daha sonra Bakü...
 
Cumhurbaşkanı’nın yaptığı bu gezilerle Türkiye yeni dönemde yeni stratejiler geliştirmeye çalışıyor. Kafkaslar’da Gürcistan ile Rusya arasındaki kriz, sadece bu iki ülkeyi etkilemedi. Dünyadaki dengelerle birlikte en çok etkilenen bizim de aralarında bulunduğumuz bölge ülkeleri oldu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün peş peşe yaptığı gezileri de bu gelişmeler tetikledi. Önceki gün, Cumhurbaşkanı Gül’le birlikte Bakü’deydik. Cumhurbaşkanı’nın yaptığı açıklamalar da gösteriyor ki, Türkiye de, Ermenistan da, Azerbaycan da buzdolabındaki sorunların çözümünü istiyor.

Tabii, bu perdenin önündeki görüntü. Arka plandaki kulislerde neler yaşanıyor, kim ne düşünüyor, hangi tür hesaplar yapılıyor, belli değil. Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki öncelikli sorun, Azerbaycan’ın işgal altındaki toprakları. Bir milyon civarındaki soydaşımızın yerlerinden yurtlarından olması. Azerilerin değimi ile “kaçkın” konumuna düşmeleri.

Cumhurbaşkanı Gül, Bakü dönüşünde “Ermeniler de işgal altındaki topraklarda duracağız, demiyorlar”, açıklamasını yaptı. Tabii, Cumhurbaşkanı bu konuda ayrıntılara girmedi. Olayın perde arkasında yaşananlar şunlar: Ermeniler tarafından işgal edilen Karabağ hariç, Azerilere ait yedi reyon var. Karabağ’ın statüsü farklı. Karabağ, Ermeniler tarafından ele geçirilmeden önce de özerk bir yapıya sahipti. Ermeniler, Karabağ pazarlığı yapıyorlar. Karabağ’dan çıkmaya, bu bölgeli terk etmeye niyetli değiller. İstedikleri, bu bölgeyi elde tutmak ve Karabağ ile Ermenistan arasında bir koridor açılması.

Eğer bu konuda bir anlaşma sağlanırsa, beş reyonu terk etmeye hazırlar. İşgal altındaki iki reyonu ise, tabiri caizse anlaşmanın sonuna kadar “rehin” olarak ellerinde tutmak istiyorlar. Cumhurbaşkanı Gül’ün, “Ermeniler işgal altındaki topraklarda duracağız, demiyorlar” açıklamasının ardındaki ayrıntılar, kabaca bunlar.

Bu noktada, Azerilerin vereceği cevap ve atacağı adımlar önemli. Aslında, Azeriler ile Ermeniler arasında uzun süreden beri görüşmeler sürüyor. Her iki ülke arasında da sorunların çözümü için ilan edilmeyen bir çaba var. Öyle görünüyor ki, önümüzdeki dönemde bu konuda daha hızlı bir trafik yaşanacak.

Peki, Rusya bu gelişmelerin neresinde? Türkiye, Rusya’nın Abhazya ve Osetya’yı tanımasının bütün dünyada tedirginlik yarattığı görüşünde. Hatta, Rusya’nın Bağımsız Devletler Topluluğu içinde bile destek bulamadığı konuşuluyor. Bu düşünceler, Cumhurbaşkanı Gül’ün şu sözlerinde de açıkça görülüyor:

- Rusya’nın problemli bir ülke olmayı tercih edeceğini sanmıyorum. Rusya, izole olmak istemez! Cumhurbaşkanı, Rusya’nın Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunların çözümünden de rahatsızlık duymayacağı görüşünde. Türkiye, yeni dönemde bu bölgede yeni gelişmeler bekliyor. Gelişmelere de katkı yapılması hedefleniyor.

İyi ama, ya öngörüler gerçekleşmezse... Ya Rusya, önceden tahmin edilemeyen yeni ataklar yaparsa? İşte, yeni dönemde önümüzde duran en büyük soru bu! Cumhurbaşkanı Gül, “Almanya ve Fransa savaşında 50 milyonun üzerinde insan öldü” diyor:

- Bugün, AB içinde birlikteler. Frank ve Mark ortadan kalktı, Euro’da birleştiler. Daha önce bunların olabileceğini kim tahmin edebilirdi? Biz bunu niye yapamayalım? Bizde de akıl ve fikir var. Söyledikleri yanlış değil. Bu bölgedeki sorunlar çözülmeli. Ancak, bunun için Türkiye’nin gösterdiği çabalar ve iyi niyet yeterli değil. Aynı arzunun, Rusya dahil bütün bölge ülkeleri ve uluslararası aktörler tarafından da ortaya konulması gerekiyor.

bugün



Bu yazı 949 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 12 Eylül 2008 Ermeniler, işgal ve yeni dönem
    • 5 Eylül 2008 Türkiye'deki dinlenme paranoyası
    • 1 Eylül 2008 Kadehle laiklik, genelevle sosyal güvenlik
    • 21 Temmuz 2008 50.000 YTL’ye 23 terörist
    • 4 Temmuz 2008 Darbeyi kimler yapacaktı?
    • 30 Haziran 2008 Başbakansız Türkiye
    • 23 Haziran 2008 Mucizenin delileri
    • 9 Haziran 2008 Kriz, kriz, kriz...
    • 2 Haziran 2008 Hem matrak hem vahim
    • 26 Mayıs 2008 Körler ve sağırlar
    • 2 Mayıs 2008 Başbakan'ın acelesi
    • 28 Nisan 2008 Baykal şimdilik kurtardı!
    • 14 Nisan 2008 PKK’da ''sevişme'' kriteri
    • 31 Mart 2008 Keşke çoban kadar olabilse
    • 10 Mart 2008 Üç kritik sebep
    • 27 Şubat 2008 Marksizm'den cihat çağrısına!
    • 21 Ocak 2008 Barzani'den Türkiye'ye tuzak
    • 16 Mayıs 2007 "Hayırlı evlat" Erkan Mumcu
    • 14 Mayıs 2007 Miting savaşları
    • 2 Nisan 2007 TSK’daki tavır değişikliği

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,692 µs