Haberlere göre, Papa ve Vatikan, dün İsviçre'nin Cenevre kentinde başlayan büyük deneyle yakından ilgileniyor.
Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi'ndeki ( CERN ) deneyden beklenen, şu muazzam evrenin nasıl meydana geldiğine ilişkin çok önemli bazı ipuçlarını sağlaması.
Bilimciler önceleri evrenin sabit olduğunu düşündüler. Daha sonra bu fikir terk edildi: Çünkü evrenin sürekli genişlediği, önce kuramsal, ardından da keskinleşen gözlem araçlarıyla saptandı.
Bunun üzerine 'Büyük Patlama' kuramı ortaya atıldı: Evren bir patlama sonucu oluşmuş, yani bir 'noktadan' çıkarak bu hale gelmişti.
" Sonsuzdan gelip sonsuza uzanan " sabit bir evren fikri, Papalığın hiç hoşuna gitmiyordu. Çünkü böyle bir evren anlayışında, (kuramsal olarak) Tanrıya yer yoktu.
'Büyük Patlama' fikri ise Kiliseyi umutlandırdı: Eğer evren 14 milyar yıl önce bir 'zerreden' hareketle oluştuysa, onu 'var eden' bir yaratıcı (Tanrı) olabilirdi.
Vatikan'ın CERN deneyiyle yakından ilgilenmesinin birinci sebebi bu.
Ayrıca: Hemen her olayın bilimle açıklanmaya çalışıldığı bu çağda, İncil'i ve inancı nasıl savunacaklarını düşünüyorlar.
Peki, biz ne yapıyoruz?
Dün öğle saatlerinde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesine baktım. CERN deneyiyle ilgili tek satır yoktu.
Halbuki Diyanet'in başkanları, 'ahlak dışı' buldukları bazı deneyler haricinde, İslam'ın bilimi desteklediğini hep söylemez mi?
Yanlış ve yanıltıcı bir tabir olsa da, bu deneyde 'Tanrı Parçacığı' aranıyor.
Bizim Diyanet ise dini oruçla birlikte, bilim orucu tutuyor olsa gerek ki müminleri bu konuda bilgilendirme gereğini hissetmiyor.
Ondan sonra da, devasa CERN laboratuarları için 'Bilim Katedrali' denilmesine bozulur, " Bilimin dini olmaz; tüm insanlığın malıdır " derler!
TÜBİTAK: Oldu mu ya!
Önceki yazıda Diyanet'i eleştirdim ama sanki Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) çok mu farklı?
İki gündür TV'ye çıkan bilimciler, CERN deneyinin ne anlama geldiğini halka anlatmaya çalışıyor.
Ancak kullandıkları terimler, buna pek izin vermedi. Higgs bosonundan, Sicim kuramından, Standart Modelden söz edip durdular.
Halbuki deneyle ilgili teknik ve soyut meseleleri, icabında olayı aşırı basitleştirme pahasına, sokaktaki adamın az buçuk gözünün önüne getirebileceği bir biçimde anlatmaları için oraya davet edilmişlerdi.
Hadi onlar yapamadı. Çocuklar, gençler ve bilim meraklıları için çok güzel kitaplar yayınlayan TÜBİTAK da mı yapamazdı?
TÜBİTAK bal gibi becerebilirdi. Çünkü bu konularda tecrübeli elemanları var.
Ama kurumun internet sitesi, saat 14.00 itibariyle CERN deneyi sanki yokmuş, bilim dünyası bununla çalkalanmıyormuş gibiydi.
'Arama' bölümüne 'CERN' yazdığımda, karşıma çıkan en yeni haber ' 8 Ağustos' tarihini taşıyordu! Buna karşılık, ' 4 Eylül'de' yapılan 'Belediyeler ve Bilim Merkezleri' konulu toplantının haberi siteye aynı gün yerleştirilmişti.
Vekil ve asil olarak, 2004'ten beri kurumun başkanlığını yürüten Prof. Nüket Yetiş'e soralım: İnternet sitenizin bu halini beğeniyor musunuz?
sabah
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle