Hasan Cemal'in sorusu üzerine küçük salonu dolduran genç gazeteciler sıralamaya başladı: Erzurum, Eleşkirt Kopkıran köyü, İran, Van, Bayburt, Muş, Kars, Erzurum, Kars, İskenderun, Van...
Soru, "Kökleriniz nereden?" di.
Tamamına yakını Anadolu çıktı.
Asırlar boyu bir arada yaşamış iki halkın trajik öyküsünün kısa bir özetiydi bu sıralama aslında.
Anadolu'da 600 yılı aşkın bir süre yan yana yaşamış, aynı türkülerle hüzünlenip aynı şarkılarla oynamış, aynı lezzetlerden keyif almış iki halktı söz konusu olan.
Erivan'da "Real Kitchen of Erivan" lokantasında uzun bir masanın etrafında oturmuş, birbiri ardına servis edilen taze domatesler, çeşit çeşit peynirler, yaprak sarmaları, lahana sarmaları, patlıcan kızartmalarını yer, yoğurt çorbasına kaşık sallarken insanın aklına bunlar düşüyor.
Lokantanın İzmir'den göç etmiş sahibinin keyfi, getirdiği böreklerin üstüne eklenen kaymakla anında tükendiğini görünce ikiye katlanıyor.
Sonra Hasan Cemal kalkıp Hrant Dink'i anlatan bir konuşma yapıyor ve hepimizin gözleri yaşarıyor.
Bu kadar yakın ve 100 yıldır bu kadar uzağız.
1915'te keskin bir şekilde kopan bu ilişki yeniden kurulabilir mi?
Bu maç için Ağrı'dan yola çıkıp Gürcistan üzerinden Erivan'a ulaşan Ağrılı vatandaşlarımıza göre evet.
Onlar bunun bölge kalkınması açısından bir zorunluluk olduğunu söylüyor.
Çekinerek geldikleri sınır kapısında kahve makineleri, soğuk su ikramıyla karşılaşınca yaşadıkları şaşkınlığı anlatıyorlar.
Ya Ermeniler...
Halk, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bu daveti kabul edip gelmesinden çok memnun. Onlar da komşularla iyi ilişki kurulmasından yanalar.
Bunca yılın sorununun bir geziyle çözülemeyeceğinin de farkındalar.
"Bir ziyaretle soykırım meselesini unutmamızı beklemeyin diyorlar."
Kiminde bu ziyaret nedeniyle geçmişte yaşanan olayların sulanabileceği endişesi var.
Yapılması planlanan gösterilerin kesinlikle Gül'e karşı olmadığının altını çiziyorlar.
Evet bu bir başlangıç ve hala gidilecek çok yol var.
Ama ilk adımın atılması önemli.
'Kıracağım şimdi bu kemanı'
İttihat Terakki'nin tepe yöneticisi Cemal Paşa bilindiği üzere bizim Hasan Cemal'in dedesi.
Soykırım Müzesi'nde bir fotoğrafı da var.
O nedenle Hasan Abi'ye de büyük ilgi var.
Kıbrıs'taki Ermeni okulunda okumuş olan bir vatandaşımız başından geçen şu öyküyü anlattı.
Okulda 75 yaşlarında bir müzik öğretmenleri varmış.
Yaşlı olduğu için öğrenciler uyarılarına çok kulak asmaz gürültü yaparlarmış.
O da sinirlenir kemanını havaya kaldırıp "Kıracağım şimdi bu kemanı" diye bağırırmış.
O an sınıfta sessizlik sağlanırmış.
Çünkü onların deyimiyle "sevkıyat" sırasında 20'li yaşlarda olan öğretmen, evinden ayrılırken yanına sadece kemanını alabilmiş.
Suriye'de toplama kampına gönderilmeyi beklerken bir gece kemanını almış ve hüzünlü bir şeyler çalmaya başlamış.
O sıra orada atıyla gezen Cemal Paşa, bu sesi duyunca genç adamı çadırına çağırıp bir şeyler çaldırmış.
Sonra bu her gece tekrarlanmış.
O keman sayesinde hem müzik öğretmeninin, hem de ailesinin hayatı kurtulmuş.
sabah
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle