Türkiye solu kendini arıyor, ama galiba nerede arayacağını bilmeden arıyor. Doktriner zemin kaybolmuş, halk zemininde karşılığı kalmamış, şimdi, iktidar hesapları yaparak, oradan doktrin üretmeye yöneliyorlar. İşin özeti bu. Bu da ancak Ak Parti karşıtlığını tek cephede buluşturmakla olacak.
Öyleyse sol eşittir AKP karşıtlığına indirgenmiş bulunuyor. Bunu nereden çıkarıyorum? Geçenlerde bu sütunda "Sol : Kafa Karışıklığı" başlıklı yazımda, Türkiye gerçeklerinde Sol'un kendi kendini tanımlaması için onlarca soru sordum.
Bakıyorum sol adına hareket edenler, o sorularla uğraşmıyorlar. Solun kamçısı, şu sıralar, sadece Sol'un bir varlık gösterememesi ve iktidarın Ak Parti elinde olması... "İşte düşman olarak AKP iktidarı! O orada dururken sen neredesin?" Tüm söylem bundan ibaret.
Milliyet'te, Devrim Sevimay, "Sol çıkışını arıyor" başlıklı bir yazı dizisi başlattı. İlk gün, üç kişi ile konuşmuş. Birisi DİSK Başkanı, diğeri Diyarbakır Barosu Başkanı ve üçüncüsü Pir Sultan Abdal Derneği Başkanı... DİSK Başkanı, aynı zamanda CHP dışında alternatif sol olarak adından en çok söz ettiren "10 Aralık Hareketi" mensuplarından...
Ne diyor DİSK Başkanı? -Mahalli seçimleri değerlendirelim. Ortak cephe olarak hareket edelim. İstanbul'u Ankara'yı geri alalım. Bunun için ne gerekiyorsa yapalım. Türkiye'nin AKP iktidarından kurtulması için herkesin ortak bir noktada buluşması şart.
Nasıl olacak bu? Hangi sol ortak cephesi bunu başaracak?
DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, bu ortak cephenin içine CHP'yi peşinen dahil ediyor. Böyle bir durumda adama "CHP sol ise sizin ayrı bir sol hareket oluşturmanıza ne gerek var?" diye sormazlar mı? Böyle bir "sol cephe" tasarladığınızda, ortada ilkeli bir solun kalmaması ve işin sadece iktidar arayışına dönmesi son derece normal.
Zaten DİSK Başkanı, teorik planda bir hayli gerilere düşmüş durumda. Diyor ki: "Türkiye'de işçi sınıfına Marks'tan doğru gitmenin şu koşullarda faydası yok. Sadece Türkiye'de değil, dünyada da yok. İşçi gerçekçi bulmuyor bunu." İşte bu. Bunu söyleyince "Sol"un teorik zeminini nereden oluşturacaksınız? Sınıf var mı sınıf? Üretim araçlarını kimin kontrol edeceği var mı? Eski komünist ülkeler, çatır çatır dolar milyarderi üretiyor. Hani neredeymiş proletarya diktatörlüğü?
DİSK başkanı vaktiyle Ecevit'in seslendirdiği "Toprak işleyenin su kullananın", "Ne ezilen ne ezen, insanca hakça düzen" sloganlarının toplum tarafından "Nasıl olacak bu?" diye sorgulandığını söylüyor.
Diyor ki DİSK Başkanı: "İşçinin aklına sosyal devlet olmak yatıyor!" Ben de diyorum ki, bunu Ak Parti iktidarı neden yapmasın, bunun için sol olmaya ne gerek var? Bunun için illa da DİSK Başkanının veya CHP Genel Başkanının ya da bilmem kimin Başbakan olması mı gerekiyor?
DİSK'in altından işçi kaymış. "1980 öncesinde aktif üye sayımız 600 bindi, şimdi bunun yarısının altında" diyor. Ona göre "işçi muhafazakarlaşmış!" İstanbul'u, Ankara'yı geri alırlarsa işçi devrimcileşecek! Bunun için ortak cephe! Devrim Sevimay, Alevilerin ve DTP'nin bu ortak cephede buluşup buluşamayacağını da araştırıyor.
Ak Parti halkın yüzde 47'sinin oyunu almış. "Sağ"da sayılan diğer partileri de katarsanız, oylar yüzde 80'e çıkıyor. Yüzde 80'den hiç olmazsa yüzde 20'lik bir kısmı tırtıklayıp, CHP oyu ile birleştirmek ve böylece AKP'ye alternatif oluşturmak. Hesap bu! Böyle bir hesap, ilkeyi - milkeyi bir kenara bırakmadan olmaz. CHP devlet partisi rolünde. Ergenekon'un avukatlığına soyunmuş.
DTP; "Ergenekon çözülsün bu Kürt meselesi için önemli bir adım" diyor. Nasıl buluşacaklar? AKP "Diyarbakır'ı da istiyor" ya... Bölge insanı, tıpkı işçinin sınıf bilincini aşması gibi, etnik hesabı aşıp, hizmeti önemseyerek oy kullanıyor ya...
Yani "muhafazakarlaşıyor" ya... AKP, Doğu Güneydoğu'da oyların yüzde 50'sini alıyor ve DTP'ye birkaç il dışında ancak yüzde 25'lik oy kalıyor ya... Kim bilir, belki o da, AKP karşıtlığını sol diye niteleyip CHP ile, DİSK'le, el ele tutuşabilir. Etnik hesap, sınıf hesabı, devlet hesabı, "iktidar alternatifi olma" hesabı içinde harmanlanıp, "Sol siyaset" oluşabilir!
Bu arada Diyarbakır Baro Başkanı çok önemli bir şey söylemiş böyle bir "ittifak" projesi için. Diyor ki: "-CHP kendi kelepçelerinden kurtulursa, DTP dönüşürse bir genel seçimde temel ilkeler konusunda işbirliği oluşturabilirler. Ancak o zaman AKP'nin hegemonyasını kırabilirler."
Demek ki neymiş: CHP kelepçelerini kıracak, DTP de dönüşüm geçirecekmiş. Kim bilir belki de o zaman ironik biçimde AKP'lileşme gerçekleşecektir! Bir de bakmışsınız, sola doğru giderken, işin ucu muhafazakarlaşmaya çıkmış! Sahi, yoksa işin içindeki asıl sorun "Din meselesi" mi?
bugün
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle