Başbakan Tayyip Erdoğan’ın hızla tamamladığı Moskova ve Tiflis seferi, belki durumu Türkiye açısından dengeledi. Aynı zamanda, kısa dönemde derde deva olmasa da uzun dönemde bir bakış sağlayabilecek Kafkaslar İstikrar ve İşbirliği Platformu resmen dile getirildi.
Ancak ne Erdoğan’ın hem Moskova’da, hem Tiflis’te dile getirdiği ‘Gürcistan’ın toprak bütünlüğünün korunması’ temennisi, ne ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın Tiflis’ten Moskova’yı tehdidi, ne NATO’nun Rusya’ya karşı toplantı ilan etmesi, okun yaydan çıkmasını engelleyemedi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Erdoğan’ın Tiflis’te Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili ile basın toplantısı düzenlediği sırada, Gürcistan’ın özerk Güney Osetya ve Abhazya bölge liderleriyle Moskova’da bir araya geldi. Sonra da basın toplantısında bir çırpıda ve kesin bir dille söyleyiverdi: “Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne dair her tür konuşmayı unutabilirsiniz. Çünkü Oset ve Abhaz liderleri, tekrar Gürcü devleti içinde yaşamaya ikna etmek imkânsız. Bu artık ölü bir konu.”
Bu açıklamayla artık Kafkaslar’da okun yaydan çıktığını varsayabiliriz: Kafkaslar’da sınırlar değişmeye başladı.
Ankara endişeli. Çünkü gidiş itiraf edilemese de görülebiliyor: Güney Osetya ve Abhazya, çok da uzun olmayan bir vadede, muhtemelen referandum yoluyla Gürcistan’dan kopmak isteyecekler. Rusya Federasyonu’na katılmaları ihtimaline Moskova kapalı değil.
Saakaşvili’nin koltuğunu uzun süre koruyamayacağı artık Ankara’da da resmen olmasa da konuşulmaya başladı. Zaten Ankara’da olup bitenden Saakaşvili’yi sorumlu tutanların varlığı sır değil.
Bu koşullar altında Erdoğan’ın ‘Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü’ savunması anlamsız değil. Birincisi, ilkesel olarak Türkiye bunu savunmak durumunda. İkincisi, Ermenistan işgalindeki Dağlık Karabağ’a örnek teşkil etmemesini kollamak durumunda. Üst düzey bir yetkili “Tabii hayalperest değiliz” diyor; “Okun yaydan çıktığını görüyoruz, belki gidiş yönünü değiştirmek mümkün”.
Erdoğan’ın dile getirdiği Kafkaslar İstikrar ve İşbirliği Platformu önerisi de bu çerçevede, taşlar yerine oturup yeni bir denge kurulurken benzeri çatışmalara meydan verilmemesi amacına yönelik düşünülmüş. Bir yönüyle Irak’a Komşu Ülkeler Platfromu gibi. Tutar mı? Onu zaman gösterir. Ama Erdoğan’ın bu geziyle asıl amaçladığı bir yandan Gürcistan’la dayanışma gösterirken, diğer yandan Rusya’nın hiddetinden Türkiye’yi sakınmak ise, onun başarıldığını söylemek mümkün. Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev ve Başbakanı Vladimir Putin’in kısa sürede verdiği randevular ve apırlama onu gösteriyor. Ama o kadar.
Baykal: Askere karşı kompleksimiz yok
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın dün bir saati aşkın bir veda ziyaretinde bulunduğu CHP lideri Deniz Baykal ile, görüşme sonrasında konuşa olanağı bulduk. Baykal, görüşmede kimin ne söylediğinin ayrıntılarına girmeden şu bilgileri verdi:
Türkiye’nin kritik bir döneminde önemli sorumluluk üstlenmiş komutanın ziyaretinden memnun olduk, kendisini selamlıyoruz. kendisiyle sık sık biraraya gelemiyoruz. Bu vesileyle protokol ziyaretinin ötesinde, içerikli, görüş ve kaygıların paylaşıldığı bir görüşme yaptık. Özellikle Gürcistan ve terörle mücadele konuştuk.
Kapatma Davası konusuna girmedik. Ama Türkiye’nin nasıl bir değişim ve dönüşüm sürecinde olduğunu konuştuk. Önemli bilgi ve gözlemler paylaştık; bunları şimdi söylemem doğru olmaz. Ama yararlı, verimli bir görüşme oldu.
CHP ile TSK arasında buzlanma yoktu ki, buzlar çözülsün. (Kemal Kılıçdaroğlu’nun zırhlı araç alımıyla YAŞ’tan ihraçları hatırlatmam üzerine) öyle bir gerginlik falan yoktu. O konulara girilmedi. Biz Silahlı Kuvvetler konusunda kompleksi, saplantısı olan bir parti değiliz. Herkes, her an aynı şeyi düşünmek zorunda değil. Ama bunu tartışma konusu yapmak da doğru değil. Biz görüşlerimizi söyleriz, ama kurum olarak TSK’yı yıpratan, çürüten, karşıya alan bir tutum içinde olmayız.
Son bir not: Ankara kulislerinde Baykal’ın Büyükanıt’a ‘Kalpaklı bir Atatütk resmi’ hediye ederek mesaj vereceği yolunda spekülasyon yapılıyordu. Bu da yanlış çıktı. Baykal Büyükanıt’a Paşabahçe ürünü, Anadolu motifli bir ‘yaşam Kasesi’ armağan etmiş; “Bizim derdimizi imajlarla, mesajlarla anlatma ihtiyacımız yok” dedi.
radikal
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle