Dışişleri Bakanı Ali Babacan açıkladı, Meclis 1 Ekim’de tatilden döndüğünde gündeminde en az 20 tane Avrupa Birliği içerikli yasa tasarısı bulacakmış.
Bu saatten sonra AB reformları kimi ne kadar ilgilendiriyor, gerçekten bilmiyorum. Çünkü işin aslı şu ki, siyasi reform ihtiyacında neredeyse sona gelindi ama buna karşılık bizde gazetelerin ve özellikle de köşe yazarlarının ilgisini çekme ihtimali pek yüksek olmayan yüzlerce teknik sayılabilecek düzenleme ise sırasını bekliyor.
Daha önce de yazmıştım, Türkiye’nin demokrasisini tepeden tırnağa reforme etmesi, yönetme biçimini çağa uydurması gerekiyor. Bu ihtiyacı herkes görüyor. Ama AB, ‘Değiştirin şu Anayasa’yı ve yarı demokrasi olmanıza neden olan vesayet düzeneklerinin yerine demokratik meşruiyeti içeren çağdaş denge ve fren mekanizmalarını koyun’ gibisinden bir talepte bulunmadıkça üstelik de arkadan bir tehdit savurup ‘Üç vakte kadar bunu yapmazsanız müzakereler durabilir’ gibi bir şey söylemedikçe, bu arada Türkiye de siyasi ya da ekonomik bir kriz ihtimaliyle karşılaşmadıkça bizim siyaset esnafımız harekete geçecek gibi gözükmüyor.
Çok uzun bir cümle oldu ama bizdeki ikiyüzlülüğü anlatmak da kolay değil.
Mesela kimse Siyasi Partiler Yasası’nı demokratikleştirmekten, siyasi partilerimizin demokrasinin temel prensiplerine aykırı hareket etmesine son vermekten konuşmuyor cennet vatanımızda. Oysa ihtiyaç tam da bu.
Yine mesela kimse her birinden bir tane milletvekili seçilen dar bölge sisteminden, seçmenle milletvekilinin bire bir temasından vs. de söz etmiyor. Oysa tam da ihtiyaç bu.
Fakat tam bu ihtiyaç nedeniyle en istenme-yen şey de bu: Dar bölge olursa biz liderlere değil milletvekillerine, kişilere oy veririz. Parti içinde demokrasi olursa liderlerin tek adam yönetimi tehlikeye girebilir.
Bunları hiç yapmayacaksınız, yapmayı aklınızdan bile geçirmeyeceksiniz ve
sonra da Türkiye’de bir daha anayasal kriz olmasın, siyasi partilere kapatma
davası açılmasın isteyeceksiniz.
Siyasi ortam gerçekten demokratikleşme-dikçe Türkiye’nin bir siyasi krizden
diğerine doğru yuvarlanacağını görmek için kâhin olmaya gerek yok.
Türkiye’de dünya ayarında bir demokrasi için temel şartlar oluşturulmadıkça, bu çeşit bir demokrasi üzerinde temel bir uzlaşma sağlanmadıkça biz daha aile arasında çok kavga yaşarız, 40 yıllık arkadaşlar birbirine çok girer, karı-kocalar yataklarını çok ayırır.
AB ipine sarılmak tabii ki iyi bir şey. Şu arada kaç yıldır Meclis’te bekleyen Türk Ticaret Kanunu geçse, sırf bu bile kârdır.
Ama işe temelinden başlamadıkça, o temeldeki sorunlar giderilmedikçe AB de hayaldir, bunu akıldan hiç çıkarmamak gerek.
Sorunları erteleyebilirsiniz ama kökünden çözmedikçe yok edemezsiniz.
radikal
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle