En Sıcak Konular

Murat Yetkin


Murat Yetkin
0 0 0000

Asker ‘Kapatılsın’ deseydi



Harç bitti, yapı paydos. Anayasa Mahkemesi AK Parti’yi kapatmadığını açıklayınca, hükümet Meclis’i kapatmaya karar verdi; yani tatil resmi olarak da başlıyor. Mahkeme’den kapatma ve Başbakan Tayyip Erdoğan’a yasaklama çıksaydı, erken seçim kararı çıkarmak niyetiyle, Erdoğan’ın talebiyle, açık tutuluyordu Meclis; artık ihtiyaç kalmadı.
Yasama erkinin neredeyse bütünüyle yürütme erki güdümünde olduğu bir dönem bu... Aynı zamanda. Yargı bir yerde özerkliğini koruma sürecinden geçiyor.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç önceki gün kararı açıklamadan önce siyasilere tavsiyelerde bulunurken parti kapatmaların zorlaştırılması talebini özellikle vurguladı. Bence yasamanın, yani TBMM’nin yürütme, yani hükümet karşısındaki edilgenleştirilmiş durumuna da mutlaka el atılmalı. Siyasi partiler ve seçim kanunlarında değişiklik yalnızca temsilin daha adil, yönetimin daha (teksesli değil) istikrarlı olmasının yanı sıra, erkler arası dengeyi düzenlemek için de yapılmalı. Konumuza dönersek, Anayasa Mahkemesi’nin AK Parti’yi laiklik karşıtı eylemlerin odağı olarak mahkûm etse de, cezasını kapatma değil, Hazine yardımının kesilmesi olarak vermesinin 2001’deki değişikliklerin ürünü olduğunu dün saptamıştık.

O bir tek oy
Merhum Bülent Ecevit’in önayak olmasıyla parti kapatmalar zorlaştırılmasaydı, 30 Temmuz oylaması sonucu AK Parti kapatılmış olacaktı. 11 üyeden kapatma isteyen 6 üyenin sağladığı basit çoğunluk yetecekti. Oysa 2001 değişiklikleriyle hem kapatma için en az 11’de 7 nitelikli çoğunluk getirilmiş, hem de partilere kapatma dışında cezalar verilebilmesi de öngörülmüştü.
Başka türlü söyleyelim; 30 Temmuz oylamasında bir üye daha AK Parti’nin kapatılmasını isteseydi, AK Parti kapatılmış olacaktı. Bugün resmen de tatile çıkan bir Türkiye değil, siyasi gerilim ve erken seçime hazırlanan bir Türkiye vardı.
O bir tek oyun önemini daha somut anlatalım. ‘AK Parti suçludur, ama kapatma cezası ağırdır’ diyen, Türkiye’yi Üçüncü Yol’a, yeni başlangıç imkânlarının yoluna sevk eden o dört üye arasında, Mahkeme’nin Askeri Yargı kökenli üyesi Serdar Özgüldür de vardı.
Kapatma Davası açıldığında askerlerin, askeri yargı bağlantısı yoluyla 2007’deki 367 davasında Anayasa Mahkemesi’ni baskı altına aldığını öne sürenler, bu iddialarla suçlanan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Yener Karahanoğlu, Mahkeme’nin o dönemki başkanı Tülay Tuğcu ve o dönemki Başkanvekili Haşim Kılıç tarafından yalanlandığında neredeyse gerçeği gizlemekle suçlayanlar bu durumu nasıl yorumlayacak acaba?

Askerin tutumu
Aynı mantığa göre, şimdi askerin Kapatma Davası’na karşı tavır alınmasını istediği yorumunu mu yapacaklar? Ama o zaman bu iddia, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ ile görüştüğü için Mahkeme’den kapatma kararı çıkartma sorumlusu ilan edilen Başkan Yardımcısı Osman Paksüt’ün ‘kapatılmalı’ oyuyla çelişecek.
Daha da karmaşıklaştıralım: Paksüt’ü Onuncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer atamıştı.
Öte yandan ‘suçlu, ama kapatma ağır olur’ diyen üyelerden (asker kökenli) Özgüldür, Serruh Kaleli ve Ahmet Akyalçın’ı da Sezer atamıştı. Komplo teorisi hesapları tutmuyor, sağlamıyor değil mi?
Bir başka önemli nokta daha var. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, önceki akşam Mahkeme kararı konusunda görüşlerini soran gazetecilere “Benden yorum bekliyorsanız üzülürüm.
Beklememeniz lazım” demesi üzerinde dikkatle durulmalı. Orgeneral Büyükanıt kapatma davasının açılmasından bu yana bu konuda ısrarlı sorular karşısında yorum yapmama tavrını korudu. Aynı tutumu askere yerli yersiz eleştirilerin yapıldığı Ergenekon
soruşturması/davasında da (hem o, hem de Başbuğ) sürdürdü. Hatta Genelkurmay’ın sert bir açıklama ile ‘demokratik tepki’ beklediği açıklamada dahi yargı sürecine ilişkin bir atıf, ima yoktu.
Daha net söyleyelim: Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerine 27 Nisan 2007’deki bildiriden bu yana askerin siyasete ve yargıya ilişkin kamuoyuna yansıyan bir örnek olmadı. Bundan, askerin kendi içinde belli ince ayar süreçleri yaşadığı sonucuna varmak için belki biraz daha gözlemek gerek.
Ancak gelinen noktada askerin çağdaş demokrasinin gereklerini her iki uçtaki bazı sivillerden daha iyi özümsemiş göründüğü şimdiden söylenebilir.

radikal



Bu yazı 1,077 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 22 Mart 2012 İki önemli mesele
    • 15 Mart 2012 Türkiye'nin yeni deniz stratejisi üzerine
    • 23 Aralık 2010 Şahin'den çağrı: Siyasi partiler yasası değişmeli
    • 11 Aralık 2010 Üniversitelerde ikinci 68 mi?
    • 5 Aralık 2010 Ankara'dan Tel Aviv'e: Özür insani-siyasi diye ayrılamaz
    • 21 Kasım 2010 'Diyarbakır'da 3. bir yol açabiliriz'
    • 19 Kasım 2010 'Füze kalkanında mutabakata yakınız'
    • 15 Kasım 2010 2010 model Ecevit çıkışı
    • 7 Kasım 2010 Hem AK Parti hem de CHP'de merkeze açılım
    • 23 Ekim 2010 Bedelli görüşülmedi ama söz siyasetin
    • 18 Ekim 2010 Gül ve Demirel'le dinleme üzerine
    • 3 Ekim 2010 Siyaset sahnesinde bu kez çok güzel hareketler var
    • 30 Eylül 2010 ABD, Irak sınırında güvenlik şeridine destek verdi
    • 26 Eylül 2010 Bilim dünyasına biraz daha ilgi
    • 16 Eylül 2010 CHP'nin hatası ve faturası
    • 11 Eylül 2010 Öcalan 'boykot' dedi, tansiyon yükseldi
    • 30 Temmuz 2010 Kılıçdaroğlu: Geçmişteki yanlışları telafi ediyoruz
    • 25 Temmuz 2010 Orduda değişim
    • 22 Temmuz 2010 Başbakan hesaplaşacaksa madde 35 ve YÖK'ü kaldırsın
    • 20 Temmuz 2010 AB elçisi: Yeni bir İran istemiyoruz

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,314 µs