En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Toplanıyorlar ama gerekçe yok...



Anayasa Mahkemesi heyeti, AK Parti hakkında açılan kapatma davasını bugünden itibaren görüşmeye başlayacak.

Dava, aralıksız her gün görüşülecek.

Ama... Bir şey eksik değil mi?


Ne mi? Anayasa Mahkemesi’nin ‘türban düzenlemesini’ iptal kararının gerekçesi. Hatırlayın...

Anayasa Mahkemesi, üniversitelerde türban düzenlemesini, cumhuriyetin değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez laiklik ilkesine aykırı bularak Haziran ayının başında iptal etmişti.

Üstelik bunu yaparken, Anayasa’yı da çiğnemişti...

Anayasa’nın 153. Maddesi’nin, ‘iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz’ demesine rağmen ‘türban düzenlemesinin’ iptali gerekçesiz olarak açıklanmıştı.

Üstelik...

Anayasa Mahkemesi’nin kararı, AK Parti’ye kapatma davasının da işareti olarak değerlendirilmişti.

Hala gerekçe yok ve bu sefer Anayasa Mahkemesi, AK Parti’nin ‘kapatılmasını’ görüşüyor...

Bu eksik önemli... Hatta çok önemli değil mi?

***

14 Mart Cuma günü Yargıtay Başsavcısı, AK Parti hakkında neden ‘kapatma’ davası açtı, hatırlayalım...

Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AK Parti hakkında ‘laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu’ iddiasıyla kapatma davası açtı.

Başsavcı, türban serbestisi getiren Anayasa değişikliği için, ‘laiklik karşıtı söylemlerden eyleme geçişin göstergesi’ dedi.

***

Hatırlayalım...

Başsavcılık, Başbakan Erdoğan’ın 14 Ocak’ta Madrid’de söylediği, ‘Velev ki türban siyasi simge, yasaklayabilir misiniz’ sözlerinin ardından harekete geçti.

Erdoğan’ın açıklamasından sonra fırsatı kaçırmayan MHP’nin Anayasa’nın 10. maddesini değiştirerek türban sorununun çözülmesini önermesi üzerine, AKP de Anayasa değişikliği sürecini başlattı.

Erdoğan’ın açıklamalarına ve türban için Anayasa’nın değiştirileceği haberlerine ilk tepkiyi de Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya gösterdi. Yalçınkaya, Erdoğan’ın Madrid’deki açıklamasından üç gün sonra, 17 Ocak’ta bildiri yayımladı:

‘Siyasi partilerin; Cumhuriyet’in laiklik niteliğinin değiştirilmesi amacını güdemeyecekleri gibi bu amaca yönelik faaliyetlerde, beyanlarda bulunamayacakları, bu kuralı göz ardı etmenin laiklik ilkesinin korunmasını imkánsız kılacağını, keyfiliğe yol açacağını’ söyledi...

AKP ve MHP’nin Anayasa’nın 10 ve 42. maddelerini değiştirmesi ertesinde de düğmeye basıldı...

Kapatma davası açıldı.

Refah ve Fazilet partilerinin kapatılmasına ilişkin Anayasa Mahkemesi kararlarını ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Refah Partisi kararını da dikkate alan Başsavcılık, türban yasağını kaldırmaya yönelik girişimler ile öncesindeki bazı faaliyetleri de ‘laiklik karşıtı eylemlerin odağı olma’ şeklinde değerlendirdi.

Anayasa Mahkemesi 31 Mart’ta AK Parti’nin kapatılması istemini içeren iddianamenin Abdullah Gül dışında kalan bölümünün kabulüne oybirliğiyle, Abdullah Gül yönünden de kabulüne de oy çokluğuyla karar verdi.

Ardından, Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can, Yüksek Mahkeme’ye sunduğu raporunda, AK Parti’nin kapatılması istemiyle açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği görüşünü savundu.

Bu arada, bugün görüşülmeye başlanan davada, bir siyasi partinin kapatılmasına karar verilebilmesi için nitelikli çoğunluğun oyunun aranacağını da hatırlatayım... Buna göre, kapatma kararı için Anayasa Mahkemesi’nin 11 asıl üyesinin en az 7’sinin oyu gerekecek.

***

Anayasa değişiklikleri Meclis’te gerçekleşip, Cumhurbaşkanı da bu değişikliği on beş gün sonunda imzalayınca...

CHP ve DSP milletvekilleri, türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin anayasa değişikliğinin ‘iptali veya yok hükmünde kabul edilmesi ve yürürlüğünün durdurulması’ istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne dava açtı...

Yukarda da anımsattığım gibi Anayasa Mahkemesi de türban düzenlemesini laiklik ilkesi ile cumhuriyetin değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez hükmüne aykırı bularak 2 ret oyuna karşı, 9 oyla iptal etti, yürürlüğü de durdurdu...

Mahkemeden yapılan yazılı açıklamada, düzenlemenin Anayasa’nın 2., 4. ve 148. maddelerine aykırı bulunduğu bildirildi. Ama gerekçe açıklanmadı...

***

Hálbuki...

Mahkeme’nin bugün görüşmeye başladığı davada, ‘Anayasa’daki türban değişikliği’ ana gövdeyi oluşturmakta...

Çünkü başsavcı bu girişimi ‘laikliğe karşı’ bir eylem olarak değerlendirmekte...

Mahkeme de CHP ve DSP’nin başvurusunu aynı gerekçeyle kabul etmiş...

Ve biz şimdi bu çok önemli ‘gerekçeyi’ öğrenemeden ‘kapatma davasının’ peşine düşüyoruz...

***

Bir şey eksik...

Bu eksiklik de, Anayasa Mahkemesi’nin ‘türban düzenlemesi’ kararını iptal gerekçesi derken, haksız mıyım?

Siz, bunu normal buluyor musunuz?

Bir karara dayanarak başka bir karar vermeye hazırlanıyorsunuz...

Ama ilk kararın gerekçesi yok...

Ve o karar, yasalara göre ‘gerekçesiz’ açıklanamaz.

Hukukçuların yasalara uymadığı bir yerde adalet arıyoruz.

Böyle giderse daha çok ararız.

star



Bu yazı 1,051 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    23,088 µs