Türk Tarih Kurumu Başkanı’nın görevden alınmasını veya daha doğru deyişle 15 yıllık görev süresinin bir daha uzatılmamasını, Halacoğlu’nun özellikle sözde Ermeni soykırımı üzerinden yaptığı açıklamalara bağlayan yorumlar birinci günden başlamış bulunuyor…
Muhakkak doğruluk payı olmalı…
Ama tek başına bunu saymak yanlış, en azından eksik olur…
Türkiye ile Ermanistan arasındaki yakınlaşma, gizli görüşmeler, dış etkenlerin bu temasları teşvik eden yaklaşımları, yeni Ermenistan Devlet Başkanı’nın davetkâr sözleri, karşılıklı ziyaret ihtimalleri bir potada hemhal edilmeden, hükümetin bu tasarrufunun anlamını çözebilir miyiz?
Zordur ve akıl yürütme metodolojisine ters düşüyor…
* * *
Bugünkü (24 Temmuz) Hürriyet görevden almayı “8 Temmuz’un ilk adımı” manşet üstü başlığıyla ilk sayfadan görmüş…
8 Temmuz, Ermenistan’la Türkiye arasında İsviçre’de başlatılan gizli görüşmelerin, “yeni açılımın” ilk ayağını tarihliyor.
Demek akla geliyor. Ermenistan’la “yeni açılım” her ne ise Halacoğlu’nun görevden alınması arasında bağ kuruluyor.
Hürriyet’in ihsas ettiği, bağ pekiştirilirken “çatlak ses çıkarması muhtemel” bir üst yetkilinin görevden alınması.
* * *
Esasen bu bakış büyük keşif sayılmaz.
Olayların zamanlaması ve gelişimi bunu söylüyor.
Halacoğlu görevden el çektirildiğinde, Cumhurbaşkanı Gül “Ani Harabeleri”nde bulunuyordu.
Matbuat bu ziyareti “Ani Harabeleri’nde ilk Cumhurbaşkanı” olarak duyurdu.
Hemen aynı zamanlama ile (görevsizleştirmeden 24 saat önce) Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın New York’da verdiği resepsiyona ilk kez Ermenistan’ın BM temsilcisi de katıldı.
Babacan’la el sıkışıp sohbet etti.
Bunlar eş zamanlı olaylar ama süreç yeni değil.
Asıl büyük beklenti, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın “beraber maç izleme” davetine Cumnurbaşkanı’nın icab edip etmeyeceği.
Bu konuda henüz resmi açıklama yok. Ama iki ülke arasındaki sıcaklık belli düzeye ilerlediğinden davetin kabülü sürpriz olmaz.
* * *
Peki Türkiye ile Ermenistan’ın yakınlaşması, aradaki sorunların çözülmeye çalışılması kötü mü?
Değil ama dediğimiz başka.. Bahsettiğimiz “şekil/üslup”la ilgili.
Ermenistan’la ülkemiz arasında tarihi ve politik sorunların bulunmadığı söylenebilir mi?
Ermeni diasporasının adeta kan davası gibi sürdürdüğü, küresel ölçekli soykırım propagandasını yok sayabilir miyiz?
Ya da kısa vadeli geçmişte Türk diplomatlarının Ermeni terör örgütleri tarafından katledildiği bir vaka değil mi?
Veya Ermenistan’ın, Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini hâla işgal altında tuttuğu yalan mı?
Hayır doğru ve bunu dün Kars’ta bizzat Cumhurbaşkanı, “Ermenistan’la sorunlarımız var” diyerek yeniden teyit etti.
O halde hangi nokdayız?
* * *
Görülüyor ki, iki ülke arasında yeni bir dönem başlatılıyor ve bunun için sadece iki ülke içindeki dinamikler kadar dış etkenler de araya giriyor.
Nasıl giriyor?..
Örneğin merkezi ABD’de bulunan bazı ünlü Yahudi kuruluşları Ankara’ya gelerek, Abdullah Gül, Başbakan Erdoğan, Deniz Baykal, Bakan Babacan ve diğer bazı yetkililerle görüşüyor.
Görüşmelerde Ermeni sorununun çözümü konusunda Türk hükümetine tavsiyelerde bulunuyorlar ve “Ermenistan’la ilişkileri geliştirme konusunda yaratıcı olun ve inisiyatifi ele alın. Birlikte çalışma yolları bulmak olumsuz atmosferi dağıtabilir. Ermeni sorunu iki ülkenin meselesidir. Kongre ve parlamentoların değil” diyorlar.
Türkiye’nin komşusuna yardım etmesi gerektiği ve sınırların açılması da somut istekleri.
* * *
Şimdi Halacoğlu konusuna dönebiliriz…
Halacoğlu’nun görevsizleştirilmesinin Ermeni sorunu üzerine yaptığı konuşmalarıyla rabıtalandıran yorumlardan bahsetmiştim…
Erdal Şafak (Sabah), yazılarının özellikle didaktik boyutuna saygı duyduğum bir yazar. Bir-iki yazımda onun bilgilerinden alıntı yaptığımı da anımsıyorum.
Ancak bugünkü yazısında meseleyi, Halacoğlu’nun görevinden alınmasını, “bilimsel kimliğinin tarafsızlık ve objektiflik niteliklerini yitirmesi”ne bağlamış.
Bilimdir, tartışılmalı. Fakat bu iddia doğru ise dahi, bu gelişmeyi tek başına buna bağlamak bir tür körleşmedir.
Şafak’ın “gördüğünü” biliyorum. Gördüğünü yazmamasını nasıl açıklamak lazım? Geçmişteki bazı “bilgili” yazılarının hürmetine kendisine bırakıyorum, belki açıklar.
* * *
İlginçtir, muhalelefette de bir sessizlik var.
“Muhalefet etsinler” mânasına yazmıyorum. Belki de “doğru bir karar” diyecekler. Ama bir şey demiyorlar.
MHP’den Deniz Bölükbaşı, “Gerekçeyi görmeden bir şey söylemek doğru olmaz” demiş. CHP’li Şükrü Elekdağ da “Detaylı bilgiye sahip değiliz. Bunu öğrenip anladıktan sonra bir şey söyleyebiliriz” diyor.
Belli ki muhalef konuyu “şey”lemiş. Ama “ney”lemiş belli değil.
Her ikisi de diplomatik tecrübeleri ve analitik okumaları yüksek muhalefet üyelerinin “temkini” ne ola?
* * *
Batı’da, Ermenistan’daki seçimlerden sonra yaşanan gelişmelerden bir huzursuzluk var.
Bunu “komşunuza yardım edin” talebinden de anlıyoruz.
Türkiye bu kangrenleşmiş ilişkiyi, “istediklerini alarak, gelecekte yeni tatsızlıkların çıkmasını başından engelleyerek, bölgenin diğer hassasiyetlerini de dikkate alarak kendi lehine çözebilir, sorunu toplekün ortadan kaldırabilir.”
Bu büyük resim. Küçük resim de ise Halacoğlu var.
“Bahsettiğimiz ‘şekil/üslup’la ilgili” demiştik.
İşte bu olaylar ve zamanlama ile Türk Tarih Kurumu Başkanı’nın uzaklaştırılması çakıştı.
Şık olmayan bu.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle