En Sıcak Konular

Hasan Cemal


Hasan Cemal
0 0 0000

Kriz zamanları toz olan tatlı su demokratları!



AKP’li ya da değil. AKP’yi seviyor, sevmiyor. AKP’nin hatası var, yok. AKP’nin günahı az, çok...
Hepsi olabilir, nasıl isterseniz.
Ama asıl mesele bu değil.
Mesele, demokrasi...
Mesele, hukukun üstünlüğü...
Mesele, insan hakları...
Mesele, özgürlükler düzeni...
Bu yollarda yürüyebilecek miyiz?
Türkiye, aynı zamanda bir AB projesi olan demokrasi, hukuk devleti, özgürlükler ve insan hakları düzenini en sonunda gerçekleştirebilecek mi?
Yoksa sınıfta mı kalacağız?..
Güncel soru ve sorun bu.
Ve şimdi bu çerçevede iki dava ön plana çıkıyor:
Ergenekon davası...
AKP’yi kapatma davası...
Bu iki dava, Türkiye’de demokratik hukuk devleti açısından birer dönüm noktasıdır. Çünkü bu iki davayla ülkemizde askersel ve yargısal darbeler dönemi bir daha açılmamak kaydıyla kapanabilir.
Ergenekon davasıyla Türkiye’de darbelerden, darbecilerden, askeri muhtıralardan, siyasal cinayet ve kumpaslardan, devlet içinde çeteleşmelerden kurtulabiliriz. Ergenekon davası bu yolun kapısını açabilir.
Devlet, demokratikleşebilir.
Devlet, hukukla tanışabilir.
İster silahlı, ister silahsız hiçbir bürokratın kendini hukukun üstünde göremeyeceği gerçeği bizim devlet düzenimize de damgasını sonunda vurabilir.
Şunu hiç unutmayın:
Türkiye 2002 yılı sonundan beri bir darbe süreci içinde.
Hedef, AKP’den kurtulmak...
Ergenekon, bu darbe sürecinin en önemli halkası. Çünkü hem Türkiye’yi askersel bir darbeyle AKP’den kurtarmayı, hem de Türkiye’nin sırtını ABD’ye, özellikle AB’ye dönerek Doğu’ya doğru başka sulara çekmeyi amaçlıyor.
Ama enselendiler.
Yalnız yakayı ele vermekle kalmadılar, aynı zamanda halkın tokadını yediler 22 Temmuz’da, seçim sandığında...
Ama umutlarını yitirmediler.
Bu devirde artık açık askersel darbenin pek öyle mümkün olamayacağını görenler, 22 Temmuz genel seçimlerinden sonra bu kez yargısal darbe için düğmeye bastılar.
Bir başka deyişle:
Anayasa Mahkemesi’nde karar aşamasında olan AKP’yi kapatma davası, 2002 yılı sonundan beri yaşanmakta olan darbe sürecinin yargısal ayağıdır.
Şu da söylenebilir:
Bir askersel darbeyi bu devirde artık kimsenin yemeyeceğini görenler, yargı yoluyla darbeyi dünyaya hukuk diye yutturabileceklerini sanıyorlar.
Ama fena halde yanılıyorlar.
Yine de denemek istiyorlar.
Tıpkı 367’de olduğu gibi. Tıpkı 27 Nisan Muhtırası’nda olduğu gibi.
Ama ikisi de tutmamıştı. Hem seçim sandığında ‘halkın muhtırası‘nı yemişler, hem ‘Çankaya yolu’nu kesememişlerdi.
Şimdi Türkiye, tıpkı bir yıl önceki gibi son derece kritik bir dönemeçte!
Ve malum sorular:
Türkiye, darbecilerle hesaplaşacak mı? Türkiye, siyasal cinayetlerin, komploların hesabını sorabilecek mi? Türkiye, siyasal hesaplaşmaları askersel ya da yargısal darbelerle değil, seçim sandığında milletin oyuyla yapabilecek mi, bunu öğrenebilecek mi?
Biliyorum, hep aynı sorular.
Ve bu soruların altında, gerçek odağında AKP yatmıyor.
Demokrasi yatıyor.
Hukukun üstünlüğü yatıyor.
Özgürlük düzeni yatıyor.
Halkın oyu, seçim sandığı yatıyor.
Onun için de burada kafayı AKP’ye takmak değil, demokrasi ve hukuk mücadelesine takmak gerekir. Yukarıda da belirttiğim gibi, burada referans AKP değil, AKP’nin günahları, sevapları değildir. Demokrasidir, hukukun üstünlüğüdür asıl referans...
Bu ülkede eğer ‘zamanın ruhu’nu gerçekten yakalamak istiyorsak, Türkiye’nin demokrasi ve hukuk yolunda değişimi için kavga vermekten başka çaremiz yoktur.
Demokrasi ve hukuk çıtasını örneğin AB düzeyine yükseltemeyen bir Türkiye doğru dürüst kalkınamaz, aş ve iş sorununu çözemez ve bunca yıl olduğu gibi refah yolunda nal toplamaya devam eder.
Bu nedenle Ergenekon davasına dudak bükenler, AKP’yi kapatma davasına hukuk adına boyun bükenler, şunu iyi bilsinler ki, Türkiye’nin geleceğine iyilik yapmıyorlar.
Bizim gibi ülkelerde zamanının ruhunu yakalamak, tatlı su demokratları gibi kriz zamanları ortadan toz olmaktan değil, ne kokar ne bulaşır tavırlar almaktan hiç değil, büyük bir kararlılıkla verilecek demokrasi ve hukuk mücadelesinden geçer.
Her ülkede böyle oldu.
Bizde de farklı olmayacak.

milliyet



Bu yazı 1,218 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 16 Eylül 2012 Türkiye AB’nin, AB Türkiye’nin neresinde?
    • 13 Eylül 2012 Ve soruyorum Ak Parti iktidarına...
    • 7 Ağustos 2012 Özkök Paşa demokrasi adına bir şanstı!
    • 12 Mayıs 2012 Ak Parti’yle kadınlar, başörtüsü sorunu ve Kürt sorunu...
    • 18 Nisan 2012 Demokraside asker sorunu, sivil sorunu!
    • 15 Nisan 2012 Suriye’de akan kan ve evimizin içi!
    • 3 Nisan 2012 Suriye’de ben de tarafım!
    • 27 Mart 2012 Zamanın ruhu ve dış konjonktür PKK’ya karşı!
    • 21 Ocak 2012 İnsanlık ölmedi, karanlık sorgulanacak!
    • 18 Ocak 2012 Sanık Kenan Evren, ayağa kalk!
    • 20 Kasım 2011 ''Dersimli okşanmakla kazanılmaz!''
    • 18 Ekim 2011 Herkes ‘Atatürk milliyetçisi’ olmak zorunda mı?..
    • 5 Ekim 2011 Ak Parti, CHP, BDP uzlaşması...
    • 29 Eylül 2011 Ciğeri yanan Erdoğan’a, Öcalan’a...
    • 27 Eylül 2011 PKK, BDP, Güneydoğu’dan haberler öyle ki...
    • 22 Eylül 2011 Avrupa Birliği Türkiye'ye dürüst davranmıyor mu?
    • 21 Eylül 2011 Düşen helikopterin beynini kim söküp aldı ?
    • 7 Eylül 2011 Başbuğ Paşa da hesap vermek zorunda!
    • 2 Eylül 2011 Erdoğan’ın askeri vesayetle mücadelesi...
    • 6 Ağustos 2011 Kürt sorunu: Bardağın dolu ve boş tarafı!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,183 µs