En Sıcak Konular

Ahmet Taşgetiren


Ahmet Taşgetiren
0 0 0000

Devlet nerede imiş?



Aklıma iki sonuç geliyor: -Ya devlet yokmuş, ya da devlet Ergenekonmuş.
 
Ergenekon'la ilgili bilgiler açıklandıkça, başka türlüsünü düşünemiyorum.
Devlet varsa, bütün bunlardan bundan çok önce haberdar olmalıydı, ancak devletle Ergenekon'un iç içe geçmesi halinde, bunca iş sereserpe yapılmış olabilir.

Şimdilerde “Başbakan ne kadar haberdar bu işlerden?” diye soruluyor ya...

Keşke Başbakan en ince ayrıntılarına kadar biliyor olsa bu işi, derim ben.

Vaktiyle Mesut Yılmaz, “Ben bile Susurluk'un ancak yüzde 20'sini biliyorum.” demişti.

Başbakanlar gerisini bilmezse, Türkiye'de böylesine bir Ergenekon devi oluşur.

Hizbullah'ta o var, PKK'da o var, İbda-C'de o var, Yeşil'le ilgisi var, orduda uzantısı var, yargıda bilmem nesi var, medyada şusu var...

Ne bu?

Bir örgüt!

Ve siz, bugün kavramaya çalışıyorsunuz.

Onlarca faili meçhul cinayet işlenmiş...

Cumhurbaşkanları bile rutin – dışı işlerin yapılabileceğinden bahsetmiş...

Kürt meselesi gerçekten Kürt meselesi mi, din ve laiklik tartışması gerçekte din ve laiklik tartışması mı, Atatürk ne, Cumhuriyet ne, darbeler niye yapılır, darbelerin TSK bünyesindeki karşılığı ne, başbakan asanlar kim?

Türkiye, iktidardaki bir partinin kapanma davasına kilitlenmiş durumda...

Bu iş sadece yargı işi mi?

Yavuz Donat, dün Ceyhan Mumcu ile konuşmuş...

Diyor ki Ceyhan Mumcu:

“-Danıştay saldırısını bile önceden öğrendim, gereken uyarıyı yaptım, yine davet edip bildiğimi, neler bildiğimi soran olmadı.”

Uğur Mumcu'nun kardeşi Ceyhan Mumcu diyor ki:

“Bunlar derin devleti de aşan bir takım karanlık işler. Olayın ucu dış ülkelere ulaşıyor. Bir büyük devlet patronluk yapıyor. O devlet başka bir devlete görev veriyor. (Mumcu Sky Türk'teki programda bu iki devletin ABD ve İsrail – Mossad olduğunu söyledi) Görevi alan devlet kirli işleri İslamcı görüntülü adamlara yaptırıyor. Böylece bir taşla birkaç kuş vurulmuş oluyor. Bu insanlar öldürülüyor, onlardan kurtulunuyor. Türkiye'nin dış ilişkileri de etkileniyor... Senaryoya göre Türkiye ile İran'ın arası açılmak isteniyor.”

Alın bakalım, şu iddialar, Ergenekon iddianamesinde yazılanlardan daha az şaşırtıcı mı?

Baykal avukatlığa soyunuyor.

Şu Danıştay cinayeti iddiası karşısında hala avukatlık yapmaya hazır mı?

Yavuz Donat, dünkü yazısında, Mehmet Elkatmış'ı da konuşturmuş.

Şu anda Meclis dışında bulunan Elkatmış, vaktiyle, TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığı yapmış, Faili Meçhulleri Araştırma Komisyonunda görev almış...

Donat'a, faili meçhullerin araştırılması sırasında, görevlendirdikleri bir hakimin dramatik hikayesini anlatıyor. Sonuç, hakimin bir Amerika seyahati, ardından trafik kazasında ölümü, cebinden çekler senetler çıkması ve nihayet komisyona, bazı güçler tarafından sokulduğu bilgisine ulaşılması...

Oyun içinde oyun “Jeton bende geç düştü” diyor Elkatmış bu sızma kanaatini anlatırken...

Elkatmış, Ergenekon için diyor ki, “Dava iyi bir başlangıç ama her şeyin
aydınlanacağını sanmıyorum.” Neden? “Bu işler ucu bir yerlere dayandığı zaman tıkanıyor!”

“Ucun dayandığı yer” ne ki?

Eğri oturup doğru konuşalım. Bu dava büyük bir dava.

Asla şu an tutuklananlar veya gözaltına alınanlarla sınırlı bir dava değil.

Akla bin türlü soru geliyor:

Bitlis Paşa'dan Mumcu'ya, Kışlalı'ya, Hablemitoğlu'na, Üçok'a, Aksoy'a, Özbilgin'e, Fendoğlu'na, Musa Anter'e, Öcalan'a, Fadime Şahin'e, Ali Kalkancı'ya, Müslim Gündüz'e, 9-12 Mart'a, 12 Eylül'e... Dink'e, Santoro'ya...Malatya'ya, Çorum'a, Maraş'a, Madımak'a... ulaşan sorular...

Baykal, çok rahat avukatlığa soyunuyor.

“Şimdi Madımak'la da ilgi kurarlar!” diyor alaycı üslupla....

Ya yukarda saydığım her şeyi çözmüş olmalı Baykal, ya da bunların çözülmemiş olmasında bir sakınca görmüyor olmalı...

Evet bu davalarla ilgili bazı yargılamalar ve mahkumiyetler oluyor, ama sonuçlar hiç kimseyi tatmin etmiyor. Çünkü, “Daha derinlerde bir şeyin sonucu bunlar” kanaati herkesin zihnini zorluyor.

“Acaba, Ergenekon'la ilgili olarak adı geçenler gerçek aktörler midir?” sorusu benim zihnimi meşgul ediyor.

İddianameye girenler bile daha büyük, daha köklü bir yapıyı gerektiriyor. Kaldı ki, iddianameye girmediği halde, yakın geçmişte Ergenekon ikliminden doğmuş izlenimi veren yığınla olay yaşanmış Türkiye'de ve onların da görülmesi gerekiyor.

Kaygım şu:

Bu büyük yapının, yargının şu andaki taşıma gücü içinde kavranması zor görünüyor.

Bunu bir şey değiştirebilir:

Hükümet, Meclis (iktidarı muhalefeti ile), TSK, istihbarat birimleri ve Yargının “Temiz eller operasyonu”nda ahenkli bir çalışma yürütmesi...

Bunun için herkesin “Devlet temizlensin” kararında buluşmasından başka gereklilik de yok.

 
bugün



Bu yazı 1,010 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Eylül 2012 Vesayet tortusunu silmek...
    • 20 Eylül 2012 Ana gündem: Terörü yok etmek
    • 12 Eylül 2012 Gültan Kışanak kaçırılsa...
    • 11 Eylül 2012 AK Parti formatının önemi
    • 9 Eylül 2012 Ne kadar çok ''keşke'' diyoruz
    • 7 Eylül 2012 ''Akil adam'' enstrümanı
    • 28 Ağustos 2012 MGK ne yapacak?
    • 26 Ağustos 2012 Düşme, düşersen üzerine çullanırlar
    • 19 Ağustos 2012 Bayram nostaljisi
    • 14 Ağustos 2012 Aygün ve bölgenin çıplak gerçeği
    • 12 Ağustos 2012 115 asker ölseydi...
    • 9 Ağustos 2012 ''Güvenlikçi politika''
    • 7 Ağustos 2012 Şemdinlili bir ananın Karayılan'a mektubu
    • 2 Ağustos 2012 ''Daha büyük harita''
    • 27 Temmuz 2012 Ortak mutluluğu planlamak
    • 26 Temmuz 2012 Ortadoğu'da ne oluyor?
    • 24 Temmuz 2012 Bölgesel Kürt yapılanması
    • 19 Temmuz 2012 Erdoğan'ın kurgusu ne?
    • 18 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu için son raunt
    • 27 Haziran 2012 Türkiye sınanıyor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,798 µs