En Sıcak Konular

Engin Ardıç


Engin Ardıç
0 0 0000

Bu, gazetecilik değildir



Bölünmeyelim diye diye bölmeyi pek seviyorlar... Basın da ikiye ayrıldı. Bir yanda "hükümet yanlısı" gazeteler, bir yanda, hükümete muhalif, değil, hayır, hükümete körü körüne "düşman" gazeteler.
İkinciler, bizi de birinci kampa katmaya çalışıyorlar, hakaretten başlayıp iftiraya kadar her yolu denediler ama okuyucuya yutturamadılar.
Elbette bizimle olan sorunlarının altında ticaret yatıyor. Fakat "ticari rekabete siyasi kılıf" uydurmaya çalışmak, en azından ayıptır. En fazlasından ne olduğunu dillendirmek istemiyorum.
Yalnızca yanlış değil, aynı zamanda çok çirkin bir yolda gidiyorlar.
Hükümeti beğenmeyebilirsin (ben de çok bayılmıyorum) ama konuları çarpıtamazsın.
Örneğin cumhurbaşkanlığı koltuğunda Sami Selçuk'u görmek isterdim ama Abdullah Gül'e küfür etmeye hakkım yoktur!
"Alavere dalavere, bir bahane uydur, vur abalıya" politikası, sakildir.
Yalan yazmaya hakkın olmadığı gibi, her öküzün altında bir buzağı bulmaya çalışman da gülünçtür.
Oysa bunlar yalan da yazdılar, çarpıtma yoluna da gittiler.
Yazarları düşünce üretemiyorlar, slogan atıyorlar.
Bilinen yâveleri tekrarlamaktan ve bunları hükümeti devirme amacıyla kullanmaktan öte bir numaraları yok.
Düşünce üretene, hele azıcık "aykırı" durana karşı kullandıkları yöntem de terör.
Gerçekleri yazmak, insanlara bir şeyler öğretmeye çalışmak, insanları düşünmeye, kendilerine dayatılanları yutmamaya yönlendirmek en ağır suç sayılıyor artık!
Uyguladıkları vahşi saldırı politikası karşısında tartışmanın da tadı kaçıyor, latifenin de... İnsanın içini derin bir bezginlik kaplıyor. Bunlarla dalga geçmenin de keyfi kalmıyor, eleştirmenin de, kızmanın da...
Bütün dertleri, onlarla eski politikacılar gibi "mıç mıç" olmayan ama kendi zenginini yaratmaya çalışan bu iktidardan kurtulmak (kurtulma yöntemi hiç önemli değil onlarca, demokrasiyi, en azından "demokrat gibi görünme" endişesini falan çoktan bıraktılar bir yana, parti de kapatılır darbe de olur kan da dökülür, yeter ki kurtulsunlar), zayıf bir "ara rejim" ya da "güçsüz bir koalisyon hükümeti" kurdurup kendi çıkarları yönünde etkilemek... Gerekirse baskı uygulamak.
Bütün bunlar da iki tane boktan inşaat yapıp üç kuruş daha para kazanmak için. Yazık.
Öyle ya, İnönü kendi zenginini yaratır, Menderes yaratır, Demirel yaratır, Özal yaratır, Çiller yaratır, Yılmaz yaratır, Erdoğan yaratamaz!
Para, ancak sizin patronun cebine girerse makbul. Öbür patronlar ya hırsız ya namussuz.
Bu basın, ruh sağlığımızı bozuyor. Bizi mutsuz ediyor.
Onun için ipimi kırıp kırıp dışarılara kaçıyorum, nefes almak için, bu amaçla kendi cebimden eşek yüküyle harcama yapıyorum, bilmeyen de paraları ezmekten hoşlandığımı sanıyor. Dikili ağacım varsın olmasın ama aklım fikrim sağlam kalsın.
Örneğin şu anda penceremden bakıyorum, siz Türkiye'de sıcaktan ve gerginlikten bunalmaktasınız, burada hava soğudu, barometre hızla düşüyor, deniz kabardı, kapkara bulutlar tepemize üşüştüler, okyanustan doğru fırtına patlamak üzere...
Türkiye'deki siyasal fırtınadan çok daha sağlıklı!

sabah



Bu yazı 1,115 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Tayyip gitsin de Hitler mi gelsin?
    • 15 Ağustos 2012 Atraksiyon
    • 29 Temmuz 2012 Akşam diyordun Abbas
    • 23 Temmuz 2012 Özeleştirini yap Kemal arkadaş!
    • 16 Temmuz 2012 Fransa'nın Kılıçdaroğlu'su
    • 15 Temmuz 2012 Onları geri kazanalım
    • 4 Haziran 2012 Ay birbirinizden farkınız mı vardı?
    • 26 Mayıs 2012 İç savaş istediklerini söylemiştim
    • 29 Nisan 2012 Coşku duyulacaaak... Duy!
    • 13 Nisan 2012 Osmanlıca dersi de konulsun
    • 8 Nisan 2012 Osmanlı'da garaj mes'elesi
    • 23 Mart 2012 Hatırlayalım hatırlatalım
    • 7 Mart 2012 ''Haybeden Şef Gezisi''
    • 29 Şubat 2012 Senin de adın Kemal
    • 12 Şubat 2012 Lafının ardında dur
    • 19 Ocak 2012 Aman oğlum, vururlar ha
    • 6 Ocak 2012 Zurnanın zırt dediği yere henüz gelmedik
    • 5 Ocak 2012 İlker Paşa bize de ifade versin
    • 2 Ocak 2012 CHP'yi destekliyorum
    • 19 Aralık 2011 Olmayanı olduramazsınız

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,168 µs