Taraf gazetesinin yayınladığı ve Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlandığı iddia edilen belge geniş yankı uyandırdı.
"Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Türkiye'yi biçimlendirme" planı diyebileceğimiz belgenin varlığı resmi olarak yalanlandı.
Türkiye'nin yakın tarihi medyanın, yargının, iş aleminin asker tarafından çeşitli biçimlerde kullanıldığına tanıklık etti.
28 Şubat döneminde koca koca yargıçlar, gazeteciler askerden "brifing" almak için sıraya girmişlerdi hatırlayın.
Sahte ve düzmece olduğu bilinen "andıç" önümüze konulmuş ve bizler de yayınlamıştık.
Andıç da psikolojik harbin bir parçasıydı çünkü.
O dönemin gazete yayınlarını hatırlayın, bugünkü bir kısım "medyanın" yayınıyla aynı olduğunu göreceksiniz.
Çünkü olmayan bu belge 28 Şubat'tan bu yana devam eden bir işbirliğinin göstergesi.
Gazetelere bakın, kaos çağrılarını doğru okuyun ve bu belgeyi dikkatle inceleyin.
Sonucu kendiniz çıkarın.
Son dönemde yaşadıklarımız 28 Şubat benzeri bir işbirliği olduğunu gösteriyordu açıkça.
Taraf gazetesinde yayınlanan belge demokrasiye yönelik girişimlerin perde arkasını anlamamızı kolaylaştırıyor.
Hem de çok açık bir biçimde.
Evet ülkede terörle mücadele ihtiyacı var.
Ama bu ülkenin demokratik yöntemlerle çözmesi gereken bir Kürt meselesi de var.
O bölgede yaşayan insanlar, bizim yurttaşlarımız.
Kimsenin onların zaten zor olan yaşam koşullarını daha da zorlaştırma çabasına girmeye hakkı yok.
Bu ülke gerek ekonomik düzeyi, gerek dünyaya entegrasyonu sayesinde vesayet altında olmayı hak etmiyor.
Bu ülkenin insanı her seçimde sandığa gidip büyük bir olgunluk içinde demokratik görevini yerine getiriyor.
Doğru, bu ülkede temel sorunlar var.
Ama bunların varlığı, Türkiye'yi anti-demokratik yollara sürüklemek olmamalı.
Bu arada, her fırsatta demokrasi, basın özgürlüğü çığlıkları atanların da bir adım öne çıkmaları gerekir.
Artık yüksek sesle sorulması lazımdır, "Kullanılan medya, kullanılan gazeteci kimdir?"
Türkiye'de demokratik süreci kesintiye uğratmak, yolundan çıkarmak için kimler anti-demokratik güçlerle işbirliği yapmıştır.
Ergenekon davasının örtbas edilme çabasının altında böyle bir işbirliği mi yatıyor sorusu son derece masum bir sorudur.
Çıkın ve konuşun.
Çünkü zan altındasınız.
Umudu yaşatmak
Hırvatlar 119'uncu dakikada golü atınca "Bu sefer iş bitti" dedim.
Hatta maçı birlikte izlediğimiz arkadaşlara "Televizyonu kapatmayı" bile teklif ettim.
Ama onlar daha iyimserdi.
Son dakikaya kadar mücadeleye inançlıydılar çünkü sahadaki gençleri biliyorlardı.
Müthiş bir olay oldu ve Semih'in füzesiyle beraberliği yakaladık.
Moral güç bize geçmişti.
Penaltılara geçildiğinde artık üstünlük bizdeydi.
Bunu kaledeki Rüştü'nün duruşunda da, topun başına gelen gençlerin yüzünde de okumak mümkündü.
Cuma gecesi sadece bir maç izlemedik.
O bu ülkenin insanları, gençleri için bir hayat dersiydi.
Birlikte mücadele etmenin, inanmanın, vazgeçmemenin önemini anlatan bir ders.
sabah
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle