En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

Sezer’in atadığı ‘hülleci’ üye kim?



Faruk Loğoğlu’nun evindeki ‘çok güzel akşam yemeği’nde ne konuşulduğunu bilmiyorum ama (koca adamlar sadece ‘futbol geyiği’ yapmak için toplanmadı herhalde), mütekait Başsavcı Sabih Kanadoğlu’nun, mütekait Cumhurbaşkanı Sezer’e, ‘Elinize sağlık, Anayasa Mahkemesi üyelerini çok güzel atamışsınız. Ne kadar isabetli atamalar yaptığınız ortada. Rejimin geleceğini kurtarıyorlar’ dediğini çok iyi biliyorum.

Bence de çok güzel ve isabetli atamalar olmuş.

Nasıl mı?

Bir örnekle bu düşüncemi açmaya çalışayım.

Hatırlayacaksınız, Sezer, CHP’liliği tescilli eski Baro Başkanı Özdemir Özok’u Anayasa Mahkemesi üyeliğine önerdiğinde büyük bir gürültü kopmuştu.

Bir CHP’linin Anayasa Mahkemesi üyeliğine atanması şık olmazdı.

Bu nedenle, Özok, kendisine yakışanı yapmış, Cumhurbaşkanı’nın üyelik teklifini (kendi ifadesiyle, ‘bu onurlu görevi’) reddetmişti.

Düşünebiliyor musunuz, duygularını ve ideolojik tercihlerini ‘hukuk’un önüne geçiren, zaman zaman bir ‘savunma adamı’ndan beklenmeyecek çıkışlar yapan Özdemir Özok, (mesela, İmam Hatip’li bir Başbakan’ı içine sindiremediğini söylemişti), mutlak tarafsızlık ve ‘hukuk hassasiyeti’ gerektiren yüce mahkemenin ‘yargıç’ üyelerinden biri ve Türkiye için hayati önemi haiz kararların altına imza atıyor...

İnsan düşünmek bile istemiyor...

Demek ki, değerli avukat Özok, karşısına İmam Hatip kökenli bir sanık geldiğinde soğukkanlılığını kaybedecekti.

Neyse...

CHP’li Özok’un reddettiği bu onurlu görevi, DSP’li avukat Serruh Kaleli kabul etti...

Kaleli sadece eski bir DSP’li değildi, aynı zamanda CHP’den DSP’ye milletvekili transfer etmek amacıyla kurulan ‘hülle partisi’nin (‘Solda Katılım Partisi’nin) genel başkanıydı.

Bir ‘savunma adamı’ olarak Kaleli’nin işiyle idoeolojik tercihleri arasında nasıl bir bağ kurduğunu, ‘öteki’ne bakışta hangi siyasal düşünceyi temellük ettiğini bilmiyoruz...

Çünkü bu konuda tartışmalı herhangi bir davranışını, temel ‘hukuk ilkeleri’yle çelişen herhangi bir beyanını hatırlamıyoruz.

Fakat, Anayasa Mahkemesi, bir hüllecinin üyeliğini kaldırır mıydı?

Burası tartışmalı işte...

Düşünebiliyor musunuz, ‘Anayasa’yı deldirtmemekle’ görevli yüksek yargı organına üye olarak atanan Serruh Kaleli, 1994 yılında DSP’ye katılabilmek için hülle yapmış, yani ‘ufaktan’ Anayasa’yı delmiş.

Peki neden böyle yapmış?

İşte cevabı: ‘DSP’ye katılmak adına kurulan partiye üye oldum. Parti kurmak için İçişleri Bakanlığı’na başvurmuştuk, adımı genel başkan yazdılar, yani herhangi bir isim o. Zaten üç günlük partiydi, o kadar ciddiye almayın...’

Ne kadar kolay, görüyorsunuz.

Ben de Kanadoğlu gibi düşünüyorum:

Sezer ‘çok güzel atamalar’ yapmış.

Belli ideolojik görüşteki insanları Anayasa Mahkemesi’ne yığmış.

İyi de etmiş.

Sorun elbette değerli üyelerin ‘mensubiyetleri’ değil...

Sağcı, solcu, DSP’li, CHP’li, AK Parti’li, laikçi, ulusalcı, hülleci olunabilir...

Karar veren yargıç, dünya görüşü ve ideolojik tercihleri karşısında da ‘tarafsız’ ve ‘bağımsız’ davranabiliyor mu? ‘Hukuk’u mu, yoksa belli bir ideolojiyi mi önceliyor?

Sorun bu...
 
star

 

 



Bu yazı 1,172 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,282 µs