En Sıcak Konular

İbrahim Karagül


İbrahim Karagül
0 0 0000

Neoconlar Türkiye'yi ele geçirmek üzere!



Amerikan aşırı sağı, üç yıl önce başlattığı; “Türkiye'de iç siyaseti yeniden dizayn etme” kampanyasının sonuna geldiğini düşünüyor. Daha şimdiden zafer çığlıkları atıyor. İsrail aşırı sağı ile birlikte, Türkiye'deki ortakları üzerinden uyguladıkları senaryonun bir benzerini, belki de daha rafine olanı kerrar uyguluyorlar.

Onlar sadece Irak'ı ele geçirmediler. Yanı başımızda yüz binlerce insanı katletmediler. Türkiye için de bir işgal senaryosu hazırladılar. Bütün bölgeye yönelik yıkım senaryoları çerçevesinde Türkiye'yi de ele geçirme serüvenine kalkıştılar.

Türkiye'de, iç siyasi krizi tartışırken bu boyutunun ihmal edilmesi bu ülkenin tamamına büyük zarar verecek. Daha önce de böyle oldu. Parti kapatmalardan bölgesel operasyonlara kadar onlar her zaman krizin merkezinde yer aldılar. Krizi yönettiler ya da yönlendirdiler. Birilerini hedef tahtasına koydular, ona karşı savaş ilan ettiler, kamuoyunu harekete geçirdiler, kurumlar üzerinden tüketmeye çalıştılar.

28 Şubat böyle bir operasyondu. İçimizdeki “yanıklar” bunu yıllar sonra anladı. Ne çabuk unutuldu? Bugünkü süreci o krizle ilişkilendirmek istemeyen çok. Doğru, farklı yönleri çok, tam da örtüşmüyor. Ancak onlar için semboller, siyasi söylemler, gündelik kavgalar değildi benzeşmesi gereken. Merkez iktidarın kontrolüyle bölgesel dizaynın örtüşmesiydi gerekli olan. Bu yüzden Yeni Ortadoğu için, küresel 28 Şubat için o krizi çıkardılar. Bu yüzden Irak işgali öncesinde Türkiye'de ciddi bir iç dizayn yaptılar. Şimdi, belki İran için belki bölgesel düzeyde başka projeler için yeniden ayarlama yapmaya girişiyorlar.

Türkiye'de rejim meselesi ekseninde kurumlar harekete geçirilirken, devlet iktidarı refleksiyle çatışma alanları alabildiğine genişletilirken ABD'de derin iktidarı, Anglosakson ırkçılığını temsil edenler paralel bir çalışma içinde oldu hep. Bunu görmezden gelemeyiz. 2005 yılından bu yana, üç yıldır yürütülen bu kampanyaya gözlerimizi kapatamayız. İslam ve tehdit söylemi üzerinden bu ülkenin yerel gücü, direnci kırılıyor. Irak işgaline direnen, İran saldırısına direnen, Filistin veya Lübnan fark etmez, bölgesel pozisyon almaya dönük motivasyon yok ediliyor.

Bütün bölgeyi kana bulayanların Türkiye'de sokakları bölmesine, çatışmayı teşvik etmesine karşı duramazsak yarın bu ülkede çok keskin bir etnik kavga başlayacak demektir. Bu şer odaklarının senaryoları ile içeride “ülke bütünlüğü” ve “vatanseverlik” adına, “Türkiye'yi kurtarma” adına harekete geçenlerin birbirleriyle bu kadar içli dışlı olmalarını hiçbir zaman anlayamadım. Türkiye de anlayamadı.

Birilerini “Amerikancı” diye vuranlar kendileri Amerika'nın en derin, en şahin, en kanlı odaklarıyla iş tutmasını anlamam benim açımdan mümkün değil. Bu bir işgal seferberliğidir. Bütün bölgeyi ele geçirmek isteyenlerin Türkiye'ye kurduğu ağır bir tuzaktır. Bu tuzak içimizde çok derin yaralar açacaktır. Bu toplumun bir kesiminin üzerine “satılmışlar” diye saldırı başlatırken o canilerle nasıl el ele olabiliyorsunuz, bunu nasıl kabullenelim?

Mesele sadece AK Parti meselesi değil, Türkiye meselesidir. Bunu hep yapıyorlar. Bu ülkenin kaderiyle her zaman böyle oynuyorlar. Kendi çıkarları için, hesapları için, iştahları için. İslam'a saldırdılar. Müslümanlara saldırdılar. Şehirlerimize saldırdılar. Yüzyıllarca birlikte yaşayanları birbirine düşürdüler. Mezopotamya'yı kam gölüne çevirdiler. Türkiye'yi tarihinin en büyük krizleriyle baş başa bıraktılar. Bunları tanıyalım artık!

Tetikçileri neler yazıyor, nerelerde yazıyor, kimlerden talimat alıyor bakalım: Daha birkaç gün önce “The Wall Street Journal”da yazan, yıllardır patronları adına iç savaş senaryoları tezgahlayan bir küstah adam, hem ABD ırkçılarından hem Türkiye'deki bazı çevrelerden beslenerek çirkin yazılar yazıyor. Burada öncelikle Türkiye'ye karşı işlenen bir cürüm var, saygısızlık ve hakaret var. Bu ülke için El Kaide senaryoları yazdılar. Bu ülke için şeriat senaryoları yazdılar. Bu ülkenin iktidar partisinin kapatılması için üç yıldır kampanya yapıyorlar. Bu ülkenin Başbakanı için ağza alınmayacak hakaret ve küfürler savuruyorlar.

Tayyip Erdoğan Putin'miş, diktatörmüş, durdurulmalıymış, Türkiye otokratik rejim oluyormuş! Sizin haktan, adaletten, özgürlükten, demokrasiden, dürüstlükten, erdemden söz edecek yüzünüz mü var? Biz sizi tanımıyor muyuz? Siz değil miydiniz darbe çağrıları yapan, darbecilerle ittifak yapan? Siz değil miydiniz Türkiye'de iç savaş isteyen? Siz değil misiniz bu bölgede bir çok ülkeyi işgal listesine koyan? Bu ne utanmazlık böyle!

Michael Rubin'i getirip Türkiye'de Başbakan yapalım. İstedikleri gibi bir vesayet yönetimi kuralım. ABD'nin neoconları da tatmin olur Türkiye'nin neoconları da. ABD işgallerine karşı duranların bu adamları alkışlaması anlaşılabilir bir şey değil.

Ama yapıyorlar. Washington-Ankara arasındaki güç ittifakı AK Parti'yi tasfiye etmek, Tayyip Erdoğan'ı siyaset sahnesinden silmek için inanılmaz enerji sarfediyor. Neden? Bu sorunun cevabını dikkatle bulmak gerekir. Gündelik söylemlerin arkasına uzanıp gerçek ittifakın ve senaryonun ne olduğuna bakmak gerekir. Rubin gibi ırkçı söylemleri olan birinin Harp Akademileri'nde uzman olarak konuşturulması, Türkiye'nin iç işlerine bu kadar müdahale edebilmesi, bu ülkenin Başbakanı'na Bin Ladin diyebilmesi hazmedilir bir şey değil. Bıraktık her şeyi. Hiç kimsenin bu ülkenin kurumlarına, örgütlerine, liderlerine bu şekilde sövmesini hazmetmemeli Türkiye.

Bir yıl önce, “AK Parti'ye karşı yargısal süreç işletilecek” dedi, işletildi. Kapatılacak ve bölünecek diyor. Devam ediyor, siyasi yasağı da geçti, tutuklamalardan söz ediyor.

Bu adamın kafası bu kadar çalışmıyor. Kurye bu kurye! Oradan oraya laf taşıyor, tetikçilik yapıyor, konuşuyor, yazıyor. Kim adına! İşte buraya dikkat.

Bir yıl önce, “AK parti”ye neocon tuzağı” başlığıyla bu senaryolu yazmıştım, 9 Mayıs 2007'de. Tuzak işledi ve bu noktaya getirildi. İçerideki ve dışarıdaki neoconların tezgahı işliyor. Ne için? Bütün bölgeyi savaş alanına dönüştürmek için. Vatanseverlik, ülke bütünlüğü sizi kandırmasın. Aldatıyorlar hepimizi, aldatıyorlar!

Ama anlamıyorlar. Bu oyun geri tepecek!


yenişafak



Bu yazı 1,349 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 20 Nisan 2012 Türk-Kürt-Sünni..
    • 30 Mart 2012 Suriye satrancı, İsrail'e askeri üs
    • 16 Şubat 2012 En tehlikeli ihtimal: Ya savaş tersine dönerse!
    • 10 Şubat 2012 Hesaplaşma: Kim kimi tasfiye edecek?
    • 2 Aralık 2011 Bitti Esad, gerçekten bitti..
    • 18 Kasım 2011 Artık, Suriye ile savaş halindeyiz!
    • 9 Eylül 2011 Evet, Tahrir'de konuş! Tarihi değiştir! De ki...
    • 18 Ağustos 2011 İran-Suriye ve PKK: O 'kart' yine masada..
    • 10 Ağustos 2011 Altı saat ne konuştular?
    • 27 Temmuz 2011 Ölüm koalisyonu Haçlı savaşçıları..
    • 22 Temmuz 2011 Avrupa Birliği parçalanıyor..
    • 29 Nisan 2011 Cuma, öfke, kan...
    • 10 Şubat 2011 Barış beklerken savaş gelmesin!
    • 31 Aralık 2010 Bir casusa bu kadar para veriliyor mu!
    • 29 Aralık 2010 İki not ve bir kirli ittifak!
    • 24 Eylül 2010 İsrail-PKK bağlantısı bu işi bozabilir mi?
    • 3 Şubat 2010 Bu toplantı hiç de hayra alamet değil!
    • 17 Aralık 2009 İran-Suudi savaşına doğru mu gidiyoruz?
    • 8 Aralık 2009 Reşadiye'den kim ne mesaj veriyor?
    • 28 Ekim 2009 Birileri tarih yapıyor, bunu kimler yazacak?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,751 µs