En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Yargılama süreci uzar mı?



Dış baskılara açık olduğu, kararlarını alırken telkinlerden etkilendiği yollu iddialar konusunda Anayasa Mahkemesi üyelerinin ne kadar hassas olduklarını biliyoruz. Bilmemizin sebebi, bir gazetede yer alan, “Mahkemenin asker kökenli üyesi Deniz Kuvvetleri Komutanı tarafından yönlendirildiği için 367 kararı çıktı” haberine verdikleri tepkidir. Mahkemenin eski ve yeni başkanları iddiayı kesin bir dille yalanladılar.

Böyle olduğu halde neden iddialar sona ermedi? Neden yargılama sürecinin erken bitmesi veya davanın uzaması üzerine ayrı ayrı senaryolar yazılabiliyor?

Konuya ilişkin bir değerlendirmeden, Ak Parti'nin ek süre istemeyişinin, savunmasını erken vermesinin ve davanın biran önce bitmesini istemesinin sebeplerini öğrendik: “Ekonominin kırılganlığı ortada; gerginlik ekonomi için iyi olmaz” diye düşünmüşler... Bir düşünceleri de “Kararın yılsonuna sarkması halinde, Mart 2009'da yapılacak yerel (belki genel) seçimde sahaya sürülecek yedek partinin işinin zorlaşacağı...”

Ak Parti'nin hesabı şu, aynı değerlendirmeye göre: “1) Yaz başı karar çıkar ve AKP kapatılmazsa hasar en aza iner. / 2) Karar yılsonuna kalır ve kapatma kararı çıkarsa sistem zorlanır. / 3) Karar geciktikçe kapatma çıkmasa bile ekonomik risk büyür.”

Bu satırları yazan yorumcu şu ihtimali de okurlarıyla paylaşmaktan kendini alamamış: “Peki AKP'nin kuşkulandığı gibi ortada bir 'komple (komplo) çetesi' varsa... O çetenin muhtemel stratejik takvimi farklı olmalı, öyle değil mi? Davalının çabuk bitsin diye dua ettiği dava uzuyorsa, mutlaka bir sebebi olmalı.”

Bu satırların içinde yer aldığı yorumun, CHP-yanlısı ve Ak Parti'nin kapatılmasını kendi davası gibi gören bir grubun gazetesinde yer aldığını unutmayalım. Konumu gereği, yazarın, yalnızca siyasete değil, yargı camiasına da kulak verebildiği bir sır değil. Böyle bir ihtimali kayıtlara geçirme ihtiyacı duyması önemli.

Aslında Ak Parti'nin yaptığını öğrendiğimiz değerlendirme partisel çıkarlar üzerine oturan bir değerlendirme değil; Ak Parti'nin aldığı karar, ülke için de geçerli gerekçeler yüzünden mahkeme sürecinin uzamaması yönünde... Ekonomi krize girerse bundan ülke de zarar görecektir. Seçim yargı kararından etkilenirse demokrasinin beklentisi yerine gelmez, sonuçlara gölge düşer.

Parti kapatma davasıyla ilgili etrafta yüzlerce senaryonun dolaştığını herhalde Sağır Sultan bile duydu. Neredeyse herkes davanın hukuki gerekçelerden çok siyasi bir beklentiyle açıldığına inanıyor. Tartışmaya yurtdışından katılanlar bile “Vur abalıya” biçiminde yaklaşıyorlarsa konuya, hukuk-dışı mülâhazalar onların kulağına da eriştiği içindir. Anayasa Mahkemesi'nin saygınlığına düşkün üyelerinin böyle bir ortamda işleri hayli zor...

Akıllı insanlara akıl verilmez, ancak bir hatırlatmada bulunduğum için alınacaklarını da zannetmiyorum Anayasa Mahkemesi üyelerinin: İtibarları üzerinde titizlikle durduklarını, bu davaya daha fazla siyaset karışmasını engelleyerek gösterebilirler. 367 kararı henüz belleklerde taze, kolay kolay da silineceğe benzemiyor. Kapatma davalarını (Ak Parti ve DTP için) kendilerinden beklenen bir yansız tavır içerisinde görmeli, gereksiz uzatma girişimlerine fırsat vermemeli ve kararlarını ülke çıkarlarını gözeterek almalıdırlar.

İnsanlar, davanın nasıl görüldüğüne ve verilen karara bakıp “Ankara'da hâkimler var” diyebilmeli.

Aksi halde neler olacağını söylemeye bile gerek yok. Daha şimdiden senaryoların bini bir para iken, davayı kendi davaları gören gazetelerde bile endişeli yazılar çıkabilirken, kimbilir kimler hangi iddiaları gündeme taşıyacak, Anayasa Mahkemesi üyelerinin hassas olduğunu '367' tartışmaları sırasında öğrendiğimiz kalplerini kimbilir nasıl rencide edebilecekler?

Buna fırsat vermemek Anayasa Mahkemesi üyelerinin elinde.

yenişafak



Bu yazı 1,303 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,728 µs