En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

Başsavcı Ergenekon’un neresinde?



Önce şaka zannettim; 'hukuk' tedrisatından geçmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı gibi önemli bir makama yükselmiş (ve üstelik parti kapattırmak gibi hayırlı devlet hizmetlerinde bulunmuş) bir hukuk adamı böyle sözler söyler miydi?

Söylemiş...

Hem de çatır çatır söylemiş...

Salih Boğaç Güldere adlı diplomat da 'söylenenleri' ayakta alkışlamış.

Söylenenlere geçmeden önce, 'söyleyen'le (yani Sabih Kanadoğlu'yla) ilgili birkaç not düşmek istiyorum.

Siz onu Yargıtay Cumhuriyet Onursal Başsavcısı ve '367'nin mucidi' olarak tanıyorsunuz.

Bas bariton sesi, kararlı cumhuriyetçi duruşu, ödün vermez laik bakışlarıyla farklı, gerçekten de çok çok farklı ve (bunu söylemek zorundayım) korkutucu bir kamu görevlisi portresi çiziyor...

Ben korkuyorum, ne yalan söyleyeyim...

Fakat, Kanadoğlu, aynı zamanda katı ideolojik görüşleriyle temayüz etmiş bir 'eylem ve düşün adamı'dır.

Düşüncelerini, bombalandığı halde 'bombalanmamış gibi' yapan Cumhuriyet gazetesinde bizlerle paylaşıyor.

İyi ki paylaşıyor...

Bu vesileyle, İlhan abi'giller tayfasının (Kanadoğlu, İlhan abiyi çok sever) hukuk anlayışı ve yaklaşımı hakkında bilgi sahibi oluyoruz.

Kanadoğlu, ilginç bir Başsavcı'ydı.

Müdanasızdı da...

Bir vakitler, Siyasi Partiler Kanunu'nun 96. Maddesine göre 'komünist' ve 'faşist' partiler kurmak yasakken, Komünist Parti'ye lütfen bir uyarı göndermiş, isim tashihi istemişti. Çünkü, selefi Vural Savaş, kapatma davası açmayı ihmal etmişti. Bu ihmali nedense kendisi de göstermiş, sadece uyarıyla yetinmişti.

Elbette 'Komünist Parti'yi kapatmalıydı' demiyorum.

Komünistleri uyarırken, Fazilet Partisi karşısındaki cevvaliyetinden eser yoktu da, onu hatırlatmaya çalışıyorum.

Şimdi gelelim, değerli Kanadoğlu'nun söylediklerine.

Demiş ki, 'AK Parti değil yüzde 47, yüzde 97 oy alsa bile bu dava açılır.'

Bununla da, kalmamış, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı 'milli bütünlüğü bozmak'la, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ı da 'döneklik'le suçlamış.

Daha önce bir açış konuşması yaparak Kanadoğlu'nu takdim eden Frankfurt Başkonsolosu Salih Boğaç Güldere de, bu sözleri ayakta alkışlamış.

Kanadoğlu, 'yüzde 97 oy bile alsalar' sözleriyle, sadece pozitif hukuk anlayışını ortaya koymuyor, sahiplendiği rejimin mahiyetini de açık ediyor. Demek ki bizim 'laik ve demokratik' zannettiğimiz Türkiye Cumhuriyeti, azınlık tahakkümüne imkan veren 'oligarşik bir yapılanma'ymış.

Fakat, asıl bombasını Ergenekon olayını yorumlarken patlatıyor...

Kanadoğlu'na göre, 'Ergenekon soruşturması da Şemdinli gibi olmaya mahkum.'

Şemdinli olayını hatırlıyorsunuz. 'Karıştırıcılık' faaliyetinde bulunan iki adet devlet görevlisi bombalarıyla suçüstü yakalanmış, cezalandırılmaları beklenirken, kabak konuyu mahkemeye taşıyan Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın başına patlamıştı.

Demek ki Şemdinli olayı bir şey ifade etmiyor Kanadoğlu için...

Demek ki provokatörler suçüstü yakalanmadı.

Demek ki görevini yapmaya çalışan bir savcı usulü dairesince (!) ayıklanmadı.

Demek ki 'Ergenekon' diye bir örgütlenme yok.

Demek ki Danıştay suikasti, Ümraniye çöplüğünde bulunan cephanelik, darbe hazırlıkları, Cumhuriyet gazetesine atılan bombalar ve o bombaların menşei, darbenin lojistiğini yapan sivil toplum örgütleri, 'Ordu göreve' pankartları birer 'hayal'den ibaret.

Ergenekon soruşturması nasıl neticelenir, bilmiyorum ama, soruşturmayı yürüten savcının, bir tür 'lojistik destek' sayılabilecek demeç ve açıklamaları da dikkate alması gerekiyor...

star



Bu yazı 1,147 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,827 µs