En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
0 0 0000

Şehir efsanelerinin fena halde sonu geldi



Şehir efsaneleri, ne zaman, nerede, kim tarafından, ne amaçla, nasıl… çıkarıldığını kimsenin bilmediği… bazıları halkın deney ve gözlemlerinden çıkmış olması muhtemel, ancak çoğu büyük ihtimal tamamen ‘sallama’ olan… hiçbir yazılı belgesi, kanıtı bulunmayan… daha çok kulaktan kulağa yayılan… bazıları yerel, ama çoğu tüm dünyada bilinen inanışlardır. Bilimin cevaplayamadığı pek çok soruda ve biçare kaldığı  durumlarda imdâda hep şehir efsaneleri yetişir; özellikle de bizim tıp alanında.

Şehir efsanelerinin doğruluğu her zaman herkesin aklını kurcalar, ama gelin görün ki kolay kolay aksini iddia eden babayiğit çıkmaz, çıksa da sözünü kimseye dinletemez.

Ama, son günlerde nazar mı değdi bilinmez, bu efsanelerinin birer birer yıkıldığına şahit oluyoruz.  Amerikalı araştırmacılar daha geçen hafta ‘günde 8 bardak su içmenin’ ne kilo vermeye, ne baş ağrısına, ne vücuttan toksinleri atmaya ve ne de cildimizin güzelleşmesine … hiçbir yararı olmadığını ortaya çıkarmışlardı.

Karalahana ‘aklandı’

Evvelki gün ‘Karalahananın guatr yaptığı, Karadenizliler çok karalahana yedikleri için onlarda guatrın çok görüldüğü’ şeklindeki efsanenin yerle bir olduğunu okuduk gazetelerde.
Doç. Dr. Hasan Acar, Karadeniz’ de 100 bin kişi üzerinde yaptıkları guatr taramasında, bu bölgenin geleneksel mutfağında önemli yer tutan karalahananın masumiyetini kanıtlayan sonuçlar elde ettiklerini açıklamıştı. Acar’ a göre, karalahananın guatr yapabilmesi için her gün 4 kilo yemek lâzımmış ve bu da imkânsızmış.
Karalahana ‘aklanmış’ oldu böylece.

Kırmızı et kalp dostu imiş

Dün de Sabah gazetesinde Esra Tüzün’ ün röportajında Prof. Dr. Ahmet Aydın ‘kırmızı et’ ile ilgili efsaneleri darmaduman ediyordu:
‘’Kırmızı etin mümkün olduğu kadar az yenilmesi fikrini kim çıkarttı bilmiyorum ama insanlar bu yanlış inanışın peşinden koşuyorlar. İnsan sağlığı için mutlaka et yenilmeli. İnsan büyük ölçüde etoburdur…
Kırmızı et tabusu yakın zamanlarda oluştu. Et yiyenlerde daha çok kalp hastalığı olduğu doğru değil. En fazla et tüketiminin yaşandığı 1930'lu yıllarda, kalp hastalığı ana ölüm nedenlerinden biri değildi. Bence, kırmızı eti kalp hastalıklarının sorumlusu gibi göstermek insanlığın geçmişine ihanet etmektir. Kırmızı et kalp için çok yararlıdır.’’

Bitmez tükenmez efsaneler

Daha pek çok efsane var; kimi yüzlerce yıldır dimdik ayakta hâlâ, kimi ‘yerle yeksan olmuş’ durumda. İşte son yıllarda yıkılan şehir efsanelerinden ilk anda aklıma gelenlerden bazıları:
Karanlıkta okumak gözleri bozar: Karanlıkta veya alacakaranlıkta kitap okumak gözlerde kalıcı hiçbir hasara yol açmaz, ama gözde dinlenme ile düzelen yorgunluk ve görme keskinliğinde azalma olabilir. Çok kitap okumak da gözleri hiçbir şekilde bozmaz. 
Fazla yenen hindi eti uyutur: Hindi etinde bulunan ‘triptofan’ isimli maddenin uyutucu etkisi vardır, ama tavuk ve sığır etinde de aynı miktarda triptofan bulunur. Asıl uyutucu olan,  hindi eti ile beraber alkol alınması ve çok fazla yemek yenmesidir.
Beynimizin sadece yüzde 10’unu kullanıyoruz: Ünlü bilgin Einstein’ a ait olduğu ileri sürülen bu efsane de gerçek dışıdır. MR, PET ve diğer görüntüleme yöntemleri ile beynin her tarafının ‘aktif’ olduğu gösterilmiştir.  Metabolik araştırmalarda da beyinde faaliyet göstermeyen hiçbir yer bulunamamıştır.
Süt balgam yapar: Bazı insanlar süt içtikten sonra boğazlarında bir tabaka oluşmasından ve yutma güçlüğünden yakınırlar. Bunun sütle hiçbir ilgisi yoktur, süt kıvamındaki bütün içecekler bu tür bir hisse sebep olabilir.
Sütün, balgam yaptığı ve öksürüğe yol açtığı gerekçesiyle astımlı ve bronşitli çocuklara verilmemesi de aslı astarı olmayan bir şehir efsanesidir. Süt, çocukların en önemli besin kaynaklarından biridir ve balgam yaptığını veya balgamı artırdığını gösteren hiçbir bilimsel delil olmadığı gibi, birçok araştırmada sütü ve sütten yapılan diğer besinleri düzenli olarak tüketen çocuklarda astım belirtilerinin daha az görüldüğü ortaya konmuştur.

Gelelim neticeye

Sözü arkadaşım Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın öğütleri ile bağlayalım: Kırmızı et (tercihen yemlenen değil, otlayan hayvan eti); sucuk, kavurma, pastırma serbesttir. Katkı maddelerinden dolayı salam ve sosis tercih edilmemelidir. Karaciğer, böbrek, yürek, kokoreç, işkembe ve uykuluk kırmızı etten daha yararlıdır. Beyaz ette tercih köy tavuğu ve diğer kümes hayvanlarından yana olmalıdır. Etin yanında yeşilliği de ihmal etmeyin. Unlu ve şekerli gıdaları azaltın. İstediğiniz kadar yumurta da yiyebilirsiniz



Bu yazı 9,042 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 14 Mayıs 2013 Akademik sahtekârlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 11 Aralık 2012 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 9 Ekim 2012 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 3 Ekim 2012 Burun damlaları ile aldatılıyor muyuz?
    • 2 Ekim 2012 Kimi kime şikâyet edelim?
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 16 Eylül 2012 Mamografi taramalarına karşıyım
    • 10 Eylül 2012 Modern tıbbın son numarası: Aşırı teşhis
    • 8 Eylül 2012 Mamografi kanser riskini arttırıyor
    • 7 Eylül 2012 Benzer ilaç nedir?
    • 28 Ağustos 2012 Meme taraması saç taramaya benzemez
    • 14 Ağustos 2012 Antibakteriyel ürünlerdeki büyük tehlike
    • 6 Ağustos 2012 Sağlıklı suda hiçbir mikrop olmamalıdır
    • 30 Temmuz 2012 Enerji içecekleri yasaklanmalıdır
    • 23 Temmuz 2012 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 10 Temmuz 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 23 Haziran 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 13 Haziran 2012 Ot-Çöp tüccarlarından alacağımız dersler de var
    • 17 Nisan 2012 Sönmez gene döndü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,832 µs