En Sıcak Konular

İbrahim Karagül


İbrahim Karagül
0 0 0000

Türkiye'nin neresinde silah depoları yapıldı?



Temmuz 2007'de, helikopterlerle Türkiye sınırındaki bazı bölgelere helikopterlerle silah ve füze takviyesi yapan Irak'taki ABD unsurlarının, sınırın Türkiye tarafına da indiğine, bazı kişileri buralara indirdiğine dikkat çektim ve şunlara işaret ettim: Türkiye sınırına helikopterlerle indirilen Ankara'nın iki müttefikine ait askeri birimler, ölçümler yaparken, bazı bölgelerin koordinatlarını belirlerken, uydu üzerinden hedef noktaları netleştirip ülkelerine aktarırken ne düşüneceğiz? Önceki gece Zap bölgesinde arazi ölçümleri yapılıyordu. Sadece Irak-Türkiye sınırı değil, sınır ölçümleri ve arazi taramaları yapılıyor.”

Bu notlardan iki ay sonra, 21 Ekim'de 12 askerin şehid edildiği o korkunç Dağlıca saldırısı oldu. Bazı yabancı unsurların saldırıya iştiraki tespit edildi. 600 PKK'lının katıldığı, günlerce süren hazırlıktan sonra Türkiye böyle bir olay yaşadı. Bu sadece PKK saldırısı mıydı? Bence değildi. Bilenler bir gün anlatır diye umuyoruz. Saldırıdan önce, aylarca Türkiye sınırına yığınaklar yapıldı. Füze rampaları bile kuruldu. Türkiye'ye mensup unsurlar, Ankara'dan aktarılan bilgilerle Kuzey Irak'ta pusuya düşürülüyordu.

11 Eylül'ün altıncı yıldönümü. Ankara büyük bir saldırıdan son anda kurtuluyor. “Türkiye'nin 11 Eylül'ü” dedirtecek bir hazırlık önleniyor. Yüzlerce kilo patlayıcı tespit ediliyor. Patlayıcıları oraya koyanların amacı korku salmaktı. Ama en önemlisi birilerine “ayağını denk al” demekti.

Kim hazırladı, bilinmiyor. Başbakan yerinden alınıp başka bir yere götürülüyor, kişi ve kurumlar olağanüstü güvenlik önlemleriyle korumaya alınıyor. Hedef kim? Türkiye mi? Başbakan mı? Cumhurbaşkanlığı ile bağlantılı bir öç alma duygusu mu? Ya da Türkiye'yi bölgesel düzeyde hissedilecek bir dehşet senaryosu için hizaya sokmak mı? Aynı günlerde memleketin her bölgesinde patlamaya hazır mayınlar, bombalar tespit ediliyor. Terör üzerinden güç/iktidar devşirme, terör üzerinden dış ve iç politika manevraları, terör üzerinden bölgesel projeler…

“Patlayıcı PKK'ya, torbalar Irak'a işaret ediyor” denildi. Elbette öyle. Yıllardır Irak'tan Türkiye'ye giren patlayıcıların, muhtelif şehirlere stoklanan patlayıcıların izi sürülebildi mi? Ya da bunları kim biliyor? Kim, nerede ne tür hazırlıklar yapıyordu? Ankara'nın yanı sıra, bu ülkenin hangi şehirlerine patlayıcılar gitti? Silah deposu evleri kimler hangi senaryolar için hazırlıyordu? Şu soruları sordum o günlerde:

Türkiye'de asker, diplomat, siyasi çevreden ve iş dünyasından bazı kişiler ABD ve İsrail istihbaratı ile Kuzey Irak merkezli nasıl bir işbirliği içinde?

Sık sık İsrail'e giden bazı kişilerle Türkiye'deki saldırılar, suikast hazırlıkları, bombalı saldırı senaryoları arasında ne tür bir bağlantı var?

Kuzey Irak'tan Türkiye'nin bazı şehirlerine nakledilen patlayıcı ve silahlarla ilgili trafiği bu kişiler mi yönetiyor? Ve bu patlayıcı ve silahlar hangi saldırılarda kullanıldı?

Türkiye'den bazı unsurlar, bu ülkenin mahrem bilgilerine sahip insanlar, Türkiye içinde yaptıkları toplantılarda Lübnan'dan Kuzey Irak'a kadar kimlerle neleri planlıyorlar?

Sadece Ankara'ya değil, Anadolu'nun bir çok köşesine benzer sevkıyatlar var. Neden kimse ses çıkarmıyor?

İsrail'den Kuzey Irak'a nakledilen silahlar, patlayıcılar ve füzelere güvenlik sağlayan Türkiye'ye mensup bazı unsurlar hangi amaç için çalışıyor?

Kuzey Irak'tan Silopi'ye gelip Afyon'a ulaşan, oradan da Ankara, İstanbul ve başka bölgelerine sevkedilen yüzlerce kiloluk patlayıcılar, C-4'ler, silahlar hangi amaç için nerelerde stoklanıyor? Bu sevkıyat sırasında şehirlere gönderildiği söylenen Stinger füzeleri nerelerde kullanılacak?

O tarihlerde, İsrail'den Kuzey Irak'a haftalarca sevkıyatı yapılan, füzelerin, yakın muharebe silahlarının, anti-tank mayınlarının, topuk mayınlarının, termal kameraların, gece görüş dürbünlerinin, A-3, A-4 ve C-4 patlayıcılarının ne kadarı bu ülke topraklarına girdi? Sadece Ankara'ya bir seferde 750 kilogram C-4'ü kimler götürdü ve nerelerde depoladı?

Bunları sormuştuk o zamanlar. Hiçbir cevap alamadık. Alamayacağımızı biliyorduk. Sadece kamuoyunun dikkatini çekmeye çalıştık.

Şimdi, Ümraniye'de bulunan bir sandık el bombası ve PKK'ya verildiği söylenen 24 bin silahın peşine düştük. Silah sevkıyatlarında Türkiye'den unsurların yanı sıra yabancı ülke istihbaratlarına mensup kişilerin Anadolu içlerinde bu patlayıcılara nasıl güvenlik sağladığını neden sormadık. Bu sevkıyatlarla suikast, iç çatışma senaryoları arasındaki bağlantıyı çözebildik mi?

Yukarıdaki iddialara konu olan hazırlıklar hâlâ deşifre edilmedi, edilemedi. Ne dersiniz, endişelenmekte haklı değil miyim?

yenişafak



Bu yazı 3,216 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 20 Nisan 2012 Türk-Kürt-Sünni..
    • 30 Mart 2012 Suriye satrancı, İsrail'e askeri üs
    • 16 Şubat 2012 En tehlikeli ihtimal: Ya savaş tersine dönerse!
    • 10 Şubat 2012 Hesaplaşma: Kim kimi tasfiye edecek?
    • 2 Aralık 2011 Bitti Esad, gerçekten bitti..
    • 18 Kasım 2011 Artık, Suriye ile savaş halindeyiz!
    • 9 Eylül 2011 Evet, Tahrir'de konuş! Tarihi değiştir! De ki...
    • 18 Ağustos 2011 İran-Suriye ve PKK: O 'kart' yine masada..
    • 10 Ağustos 2011 Altı saat ne konuştular?
    • 27 Temmuz 2011 Ölüm koalisyonu Haçlı savaşçıları..
    • 22 Temmuz 2011 Avrupa Birliği parçalanıyor..
    • 29 Nisan 2011 Cuma, öfke, kan...
    • 10 Şubat 2011 Barış beklerken savaş gelmesin!
    • 31 Aralık 2010 Bir casusa bu kadar para veriliyor mu!
    • 29 Aralık 2010 İki not ve bir kirli ittifak!
    • 24 Eylül 2010 İsrail-PKK bağlantısı bu işi bozabilir mi?
    • 3 Şubat 2010 Bu toplantı hiç de hayra alamet değil!
    • 17 Aralık 2009 İran-Suudi savaşına doğru mu gidiyoruz?
    • 8 Aralık 2009 Reşadiye'den kim ne mesaj veriyor?
    • 28 Ekim 2009 Birileri tarih yapıyor, bunu kimler yazacak?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,116 µs