En Sıcak Konular

Emre Aköz


Emre Aköz
0 0 0000

Kanının son damlasına kadar



AKP kapatma davasından kendini kurtarmalı. Bunu yapabilmek için her türlü hukuki ve siyasi yola başvurmalı.
Bu yönde çaba gösterirken " ama bu etik değil " ya da " şık olmadı " gibi sözlere aldırmamalıdır.
MHP ile mi anlaşacak? CHP ile mi kapışacak? Anayasayı ve yasaları mı değiştirecek? Avrupa Birliği'nden ya da ABD'den destek mi sağlayacak? Her yolu denemeli.
Bunu niye söylüyorum?
Önce genel sebepler:
- Elbette hiçbir parti kapanmak istemez. Yöneticiler ve üyeler harcadıkları onca emeğin boşa gitmesini istemez.
- Parti sadece "kendisi için" bir örgüt değildir. Aynı zamanda, deyim yerindeyse, ona oy veren milyonlarca kişinin de malıdır.
- Demokratik bir rejimde, doğru dürüst bir hukuk devletinde böyle sudan sebeplerle parti kapatılmaz. Madem bizde kapatmanın kanuni dayanakları var; o halde kanunları değiştirerek demokratikleşmeyi derinleştirmek AKP'nin boynunun borcudur.

En önemli sebepler:
Yukarıdaki üç nokta neticede AKP'yi, DTP gibi öteki partileri ve oy verenleri ilgilendirir.
Aşağıda yazacağım üç temel sebep ise tüm Türkiye'nin meselesidir.
1) Ekonomi: 2001 krizinin geldiği 2000 yılının Ağustos ayında belliydi. Hatta ANAP'lı Eyüp Aşık, krizi gördüklerini ama tedbir alamadıklarını itiraf etmişti. Niye? Aptal oldukları için mi? Hayır! Karar alamayan üç başlı " koalisyon hükümeti " yüzünden... Mecburen Kemal Derviş'i getirmişlerdi.
Şimdi de bir ekonomik krizin yaklaştığı söyleniyor. Bunun güçlü bir tek parti hükümeti tarafından göğüslenmesi gerekiyor.
2) Kürt meselesi: AKP kapanırsa, DTP de sırada demektir. Bu da Kürt vatandaşların yüzde 90'ının partisiz kalması anlamına gelir. Yıllardır terör ve işsizlik sarmalında acı çeken sokaktaki Kürt, böyle bir durumda tam anlamıyla umutsuzluğa düşer; yüzünü Ankara' ya, İstanbul'a değil Kuzey Irak'a döner. AKP'nin kapanması, ayrılıkçıların elini güçlendirir.
Kimse " Asker idareyi alır; ülke toparlanır " sanmasın.
PKK'yı bu hale getiren 12 Eylül 1980 darbesidir.
3) Avrupa Birliği: Türkiye'nin AB'ye girip girmemesi değil, o yolda yürümesi önemlidir. CHP ve MHP, Avrupa'ya karşı tavır alıyor. AKP kapandığı takdirde AB rüyası da biter. Demokratikleşme, insan hakları ve hukuk devleti gibi değerler rafa kalkar. Bu arada ekonominin ne olacağını varın siz hesaplayın.
Özetle: AKP'nin kanının son damlasına kadar direnmesi, ülkenin bütünlüğünü, refahını isteyen herkesin de, kerhen dahi olsa, buna destek vermesi gerekiyor.

Tasfiye mi pasifleştirme mi?
DÜNKÜ yazıyı " Bu tip örgütler tam olarak tasfiye edilmez " diye bitirmiştim. Nedenini anlatayım:
Esas olarak " komünist işgale " karşı kurulmuş bir teşkilat Ergenekon . (İyidir, kötüdür; o ayrı tartışma.)
Ama Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra amaçsız kaldı, vizyonunu yitirdi. Son yıllarda darbecilik oynuyor. Türkiye'yi Batı aleminden koparmaya çalışıyor.
Bence İtalya'daki kardeşi ( Gladio ) gibi tasfiye edilmesi şart.
Ancak bazen iktidarlar; elsiz, ayaksız bıraktıkları örgütün beyin kadrosuna dokunmuyor.
Korkutmakla, sindirmekle yetiniyor.
Bu kararın birkaç sebebi olabilir. Mesela: " Gün gelir, biz de kullanırız " oportünizmi... Siyasetçisinden işadamına, askerinden akademisyenine önemli bazı şahısların örgütte yer alması ve dolayısıyla birçok etkili kişi ve kurumun araya girmesi...
İşte bu yüzden... " Ergenekon tam kadro ortaya çıkarılırsa, küçük dilinizi yutarsınız ama belli bir seviyede keseceklerdir " diyorum. Tahminim: Tasfiye değil, pasifleştirileceği yönünde.

sabah



Bu yazı 1,071 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Ağustos 2012 Yeni Anteplere dikkat!
    • 28 Haziran 2012 Suriye aynı zamanda Rusya'dır!
    • 21 Haziran 2012 Bunlar bizi kandırıyor
    • 23 Mayıs 2012 Tek emperyalist ABD mi?
    • 15 Mayıs 2012 Silivri izlenimleri (1)
    • 10 Mayıs 2012 Başkanlık sistemi: Valiyi halk mı seçecek?
    • 6 Mayıs 2012 Aşk olmadan meşk olur mu?
    • 3 Mayıs 2012 Çelişik mesajlar kafa karıştırıyor
    • 27 Nisan 2012 27 Nisan'ın da hesabı sorulacak mı?
    • 24 Nisan 2012 Stalinci olmak suç mu, değil mi?
    • 3 Nisan 2012 PKK'nın vesayet aracı KCK
    • 16 Mart 2012 Aleviler neden Sivas'ı 'yaptıranları' görmek istemez?
    • 9 Mart 2012 Hani kadınları eve kapatacaklardı?
    • 22 Şubat 2012 Seçilmişler, atanmışların kulu değil... Ya seçenler?
    • 16 Şubat 2012 Krizler bitmeyecek
    • 14 Şubat 2012 O ajanlara bir de böyle bakın
    • 10 Şubat 2012 2014 kavgası
    • 8 Şubat 2012 Kemalistler ve İsrail lobisi
    • 5 Şubat 2012 Müsamere kardeşliği
    • 25 Ocak 2012 Kemalistlerin baba kompleksi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,754 µs