Nedret Ersanel
0 0 0000
Örümcek ağı geceleyin yüzünüze yapışır!
Hem Hürriyet’in hem de Sabah’ın aynı zamanlama ile aynı haberi atlamış olmasına; hani nasıl diyelim, Avrupa Yakası dizisinin popüler karakterinin “şaşırdım!” tonlamasıyla karşılık vermek lazım…
Halbuki “habere adam gönderdikleri” de anlaşılıyor…
İsrail’de iş yapan bir inşaat grubu (adını vermekte beis yok: 'Yılmazlar') bir gezi düzenliyor ve basın mensuplarını da götürüyor.
Anlaşıldığı kadarı ile buradaki toplantıya İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni’de gelmiş. Gezide bulunan bir meslektaşıma göre (Referans Gazetesi’nden Cahit Uyanık) Livni, Başbakan Erdoğan’ı üstü kapalı eleştirmiş.
“Herkesin tarafları müzakereye zorlaması gerekir. Liderlerden gelecek iyi ifadelere ihtiyacımız var” demiş.
Ondan sonra da gazetecilerin sorularını da reddedip, toplantıdan alelacele ayrılmış.
Belli ki toplantıda rahatsız edici bir hava oluşmuş..
Zaten firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yılmaz’ın, “günül isterdi ki İsrail-Türkiye ilişkilerinden bahsetsin. Bu konuda biraz eksiklik oldu” sözleri durumu gösteriyor.
Sayın Yılmaz’ı tanımam. Ama bir iyilik yapayım. Türkiye-İsrail 'ilişkilerinden bahsedilmesini' bir süre daha beklemek zorunda kalabilir!
Livni’nin soğukluğuna gelince.. Görünürdeki sebep malum; geçtiğimiz hafta sonu Başbakan Erdoğan, Gazze’deki olaylar yüzünden İsrail’i kınayan açıklamalar yapmıştı.
Peki görünmeyen ne?
* * *
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,-artık Livni’nin sözleri kendisine mi ulaştı bilinmez-partinin Meclis grup toplantısında şunları söylüyordu; “İsrail’in Filistin halkına Gazze’de yaşattığı şiddet ‘insaf ölçüsünü aşıyor’. İsrail operasyonunun bitmesini memnuniyetle karşılıyoruz.”
Yani “görünen” devam ediyor…
Peki görünmeyen ne?
* * *
İçeriği kamuoyuna gecikmeli ulaşmış bir haber var elimde..
ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Matt Bryza, (kendisini eşi Zeyno Baran’dan anımsayabilirsiniz.) Enerji Bakanı Hilmi Güler’le geçtiğimiz hafta İstanbul’da biraraya gelmişti.
Bu toplantıdan ve Bryza’nın Ankara’ya geçip BOTAŞ yetkilileri ile görüşmesinden sonra, “Irak gazı”nın en geç 2015 yılına kadar “pazarlanmaya” başlanması mutabakatı çıktı.
Irak gazının, Türkiye ile ABD işbirliğinde üretilip, pazarlanması planlanıyor.
Üstelik “iki yol” birden düşünülmüş.. Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı’na paralel bir doğalgaz hattı yapılacak, Ceyhan üzerinden dünya pazarına çıkılacak.
Hattın güzergahı da şöyle olacakmış; “Diyarbakır, Şırnak, Silopi” Adana (Yumurtalık) ve Ceyhan.
Bugüne kadar isimlerini hep “terörle ilgili konularda duymaya alıştığımız” bölgelerimiz için güzel bir haber.
Uzmanlar Irak gazının bölgedeki diğer doğalgaz alternatiflerine alternatif olacağını söylüyorlar..
Orası neresiyse?..
Ceyhan’dan bir başka ülkeye doğalgaz ve/veya petrol hattı çekilmesi düşünülüyor mu acaba?
Diğer yol ise; Nabucco Doğalgaz Boru Hattı üzerinden “Avrupa”. Avrupa’ya şu an kim doğalgaz veriyorsa canı hayli sıkılmış olmalı.
Irak gazının Türkiye üzerinden, Avrupa ve dünya pazarlarına pazarlanması mümkün olur mu acaba?
Duyduğuma göre bu planın önündeki en büyük engel, Bağdat hükümetinin Petrol Kanunu’nu henüz onaylamamış olmasıymış.
Demek Türkiye bu dev projeler için Irak Petrol Kanunu’nu istemek durumunda.. Da, acaba bu kanunu bekleyen bizden başka kimse var mı?
Yani görünmeyen ne?
* * *
ABD, Irak, Türkiye bu konuda kendi başına çalıp söylüyorlar gibi ama bu işin kaynağında bir başka ülke daha var.
Azeri dostlar ne diyor bilmiyorum bu işlere… Ama bildiğim şu ki, Ankara ile Bakü arasına bu konuda para girmiş bulunuyor.
“Kardeşler arasında lafı mı olur” demeyin.. Azerbaycan gazının Türkiye’den geçişinin fiyatlandırılmasında uyuşmazlık var.
Belki “görünmeyen”, gazın Avrupa’ya gitmesinden (yukarıda) üzülen birileri Azeri dostlarımızı sıkıştırıyordur.
Oysa özellikle Nabucco Projesi’ni ABD’nin desteklediğini biliyoruz. Bu yüzden Amerika’nın dediğine de bakmak lazım.
Lazım fakat, ABD şunu söylüyor: “Vallahi ikiniz de haklısınız.” Hasılı sıkışmış bir süreç var.
Gerçekten şansız bir durum… Üstelik Azeri kandaşlarımız, “yeni patlayan” Karabağ-Ermeni meselesi yüzünden akıllarını bu konuya "tam" veremeyebilirler.
Belki onların adına şimdilik “görünmeyen” biri konuyla ilgilenir. Tabii isterlerse!
Kimse o görünmeyen?
* * *
Boruların bir ucu da Avrupa’ya (AB'ye) çıkıyor işte… Brüksel’de iki günlük bir konferans düzenlendi.
“Yeni Sivil Anayasa ve Türkiye’nin Kürt Sorunu”. Toplantının ev sahibi, Avrupa Parlementosu’nda Türkiye’yi “destekleyen” (!) üç siyasi grup.
Konumuzla ilgisi yok ama bilgi olsun; Sosyalistler, Liberaller ve Yeşiller. Türkiye’den gelenler ise; DTP’nin iki eş başkanı Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk, KADEP Genel Başkanı Şerafettin Elçi, Hak-Par Genel Başkanı Sertaç Bucak.
Eh, Olli Rehn ile Joost Lagendijk zaten kontenjan...
Ama davetli olduğu halde gelmeyenler var… AKP ve CHP “geleceğiz” deyip sonra vazgeçmişler, haklı (!) mazaretler göstererek.
Konuşmacı olarak TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ da varmış. Fakat dedikodulara göre-siz bana bakmayın, dedikodu dediysek bildiğimiz var-Büyükelçilik tarafından caydırılmış!
Başta şaka yollu yazdık ya, “şaşırdım!” diye, buraya da yazıyorum.
AB diye diye dilinde tüy bitmiş hükümet yok, ana muhalefet yok, artık neredeyse “AB’ci” damgası yemiş TÜSİAD yok.
Olacak iş değil ama, insanın “AB ile aramızı mı açıyoruz” diyesi geliyor.
Hiç AB meraklısı değilim ama…
Bunda “görünmeyen” ne ola ki?
* * *
Gelelim borunun öbür ucuna.
“Rusya” dediniz mi hangi dengeye bakacağınızı şaşırırsınız.
Ama biz “görünmeyen” dengesine bakalım.
Moskova’da dertten başka bir şey yok.. Füzel kalkanı, Kosova, bağlantılı olarak Kıbrıs, enerji meseleleri, (Ukrayna, Avrupa), ABD ile boğaz boğaza gelme ihtimali, Irak, İran (nükleer destek) saymakla bitmez.
Bütün bunların üstüne tam da şimdi Rusya patronunu değiştirdi. Veya şöyle söyleyelim, “patronların yerlerini değiştirdi.”
Artık 1 numara; “Dimitri Anatoleviç Medvedev”.
Sadece iki not söyleyeceğim… Gerisini size emanet ediyorum!
1) Financial Times’dan bir alıntı; “1956 yılında SSCB lideri Nikita Kuruşçev Batı dünyasına şöyle seslenmişti; ‘Sizi gömeceğiz’. Rusya’nın yeni Cumhurbaşkanı ise şöyle diyor; ‘Sizi satın alacağız”.
2) Peki Rusya’da bu para var mı? Ben söyleyeyim, hem de nasıl! "Nereden" derseniz enerjiden. Ama ikinci not bu değil.. Şu... Rus enerji hatlarının “yönü” neresi? "Tersi" var mı?
“Görünmeyen” bir “yön” var mı dersiniz?
Bu yazı 3,635 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
13 Mayıs 2014
Ruslar UFO’larla bizim gibi it dalaşı yapabilir mi?
-
6 Mayıs 2014
Berlin, Obama’nın (en iyi) arkadaşı değil
-
29 Nisan 2014
'Manidar Zamanlama'ları Ayarlama Enstitüsü
-
22 Nisan 2014
Albino çocuk ve beyaz kurdeleli uzaylılar inlere girebilir mi?
-
15 Nisan 2014
'ABD'den Türkiye çıkışı' yazılır, 'ABD'den sakın çıkma' okunur!
-
8 Nisan 2014
İsrail yanımıza, Rusya kolumuza, ABD nereye?
-
31 Mart 2014
Erdoğan'ın yolu 'oralarda' anlaşıldı mı?
-
25 Mart 2014
Twitter'ı kapatan Facebook'u niye kapatmadı?
-
17 Mart 2014
Tokalaştığınız el işe yaramaz, diğer el önemli!
-
10 Mart 2014
Büyük resme çıplak gözle bakılmaz
-
4 Mart 2014
Dünyanın söküldüğü yer
-
25 Şubat 2014
Aurens'in raksını Hüseyin alkışlıyor...
-
11 Şubat 2014
Uçak gemisinden korkabilirsiniz ama büyüğü var
-
4 Şubat 2014
Angel(a)’nın kanatları ve ışığın askerleri!
-
28 Ocak 2014
MİT’i kelepçelemekten daha 'sembolik delil' ne olabilir...
-
21 Ocak 2014
Akdeniz’de Çin-Rus tatbikatı ‘devlet TIR’larını rahatlatır mı?
-
13 Ocak 2014
Rusya, İran yüzünden Londra'ya elinin tersiyle...
-
7 Ocak 2014
Enerjiniz olmadan enerjiyi mi kontrol edeceksiniz?
-
31 Aralık 2013
2014: Bize ne olacaksa, tüm bölgeye o olacak!
-
24 Aralık 2013
Türkiye'nin canını o yüzden yakıyorlar
Yorumlar
+ Yorum Ekle