Genel eğilim bir olayı görünen yüzüyle değerlendirmektir. Çünkü görünen şey gerçek, arka plan olarak adlandırılanlar ise bir spekülasyondur. Arka planı herkes kendi eğilimlerine göre değerlendirir. Geçmişte tüm arka planlarda komünistler, bugünlerde bazılarına göre PKK, diğerlerine göre ABD vardır.
Bu konuda izlenen yol şudur: Önce bir gücü amacınıza uygun biçimde tanımlar ve onu toplumun böyle algılamasını sağlarsınız. Sonraki aşamada herkes yapılanları bu tanıma uygun olarak yorumlar. Bu yolun sağladığı bir kolaylık da olayların gerçek yüzünü araştırmanıza gerek kalmaması ve önceden belirlediğiniz biçimde algılanmasıdır. Mesela ülkemizde patlayan her bombanın arkasında PKK vardır, her yıkıcı eylemin planlayıcısı ABD’dir.
İlk bakışta yapana fayda sağlayacağı düşünülen bu yol giderek ciddi bir engel haline dönüşür. Mesela ABD ikiz kulelere yapılan saldırıyı İslamcı teröristlerin yaptığını söylemiş ve buna dayanarak İslam coğrafyasında büyük operasyonlar gerçekleşmiştir. Ancak gelinen noktada eylemler unutulmuş, sadece ABD’nin yaptığı işgaller ve bunun yarattığı ABD karşıtlığı kalmıştır. Genel kanı ABD’nin yaptığı her eylemin sinsi bir planın parçası olduğu ve ABD’nin doymak bilmeyen ihtirasının sonucu olduğu biçimindedir.
ABD’nin Kuzey Irak’a müdahalemize destek olmasının arka planında da böyle bir çıkarın bulunması gerektiği, orada verdiğini başka bir yerde fazlasıyla alacağı düşünülmektedir.
İlke olarak bu düşünce doğrudur ve her güç kendi projelerinin gerçekleşmesini ister ve bunu söylemek bir kehanet ya da büyük bir laf değildir. Ancak bunun somut olaylara uygulanmasında önemli hatalar yapılmaktadır. Mesela ABD’nin, verdiği desteğin karşılığında, bizden Afganistan’a asker göndermemizi isteyeceği söylenmekte ve basit bir alış veriş gibi gösterilmektedir.
Bu desteğin amacını ve beklenen sonuçlarını anlamak için bazı tespitlerde bulunmamız gerekir. ABD bölgede bir Türk-Kürt çatışmasının olmaması için büyük bir gayret sarf etmektedir. Bir yanda Kürtlere müdahalenin PKK’nın tasfiyesiyle sınırlı olduğunu söylerken diğer yandan askerlerimizin kısa sürede görevini tamamlayıp dönmesini istemektedir. Hem biz hem de ABD bu müdahalede amacının PKK’yı tasfiye etmek olduğu söylesek bile daha anlamlı sonuçlar alınmak istenmektedir. Türkiye’nin bugün yaptığı operasyonun ilerde, başka bir gerekçeyle yapılması halinde de bunun bölge halkına yönelik olmayacağı, halkın bundan herhangi bir zarar görmeyeceği mesajı verilmek istendi ve bu konuda başarılı olundu. Bu operasyonda herkesin asıl amacın PKK’nın tasfiyesi olduğu biçimindeki kanaatine katılmıyorum ve bölge halkıyla aramızda oluşacak güven ortamının daha değerli olduğunu düşünüyorum. Bu açıdan harekatın kısa sürede sona ermesi bir zafiyet olarak algılanmamalı ve uzatılmış bir süreçte tesadüflerin ya da provokasyonların bu ortamı bozacağı düşünülmelidir.
ABD ve Türkiye PKK’nın tasfiyesi kararını verince bunun için fazla bir gayrete ve savaşa lüzum yoktur. Bu amaca ulaşmak için birçok yol vardır.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle