Uğur Dolgun
0 0 0000
Gaflet, delalet ve …
Hadi türban konusunu şimdilik bir yana bırakalım.
O, zaten kolay kolay çözülecek gibi görünmüyor…
Ancak her geçen gün, ülke gündemine yeni ve daha ciddi sorunlar eklenmekte.
Hem de, ulusal bütünlüğü bozacak olan hayati konularda…
***
Bir televizyon kanalındaki canlı yayında gazetecilerin sorularını cevaplayan Başbakan, şimdi de TRT’nin bir kanalının tümüyle Kürtçe, Arapça ve Farsça yayınlar yapacağını belirtiyor…
Gerekçesi, ana dilini öğrenmek isteyenlere bu hakkın tanınması…
Avrupa Birliği’nin, Kürt asıllı vatandaşlarımıza “azınlık” statüsü kazandırma uğraşları devam etse de, bu insanlarımız Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecindeki asli unsurdurlar.
Buna hiç kimsenin bir itirazının olacağını tahmin etmiyorum.
Ancak buradaki stratejik hata, ana dilini öğrenme hakkının bu vatandaşlarımızın kendi bölgelerinde devletin görevlendireceği kişiler tarafından verilebilecekken TRT tarafından üstlenilmiş olması…
Kısacası, “iyi niyet” ve “hizmet” anlayışlarının ötesinde bir tehlike söz konusu…
***
Ulus-devlet olmanın temeli, öncelikle ortak bir dile sahip olmaktan geçer.
Dil, bir devleti var eden ortak kimliğin asli göstergesidir.
Atatürk’ün kurduğu cumhuriyette “üst kimlik”in Türklük olduğu göz ardı edilmemek kaydıyla, gayet doğaldır ki herkes kendi yerel ve etnik kültürlerine de sahip çıkacak…
Fakat üst kimlik ile alt kimlikler arasında baş gösterecek bir kargaşa ve çatışma ortamı, milli bütünlüğün temelini de dinamitleyecektir.
Özellikle de, bölünme ve parçalanma tehlikesinin her daim mevcut olduğu bir ortam ve coğrafyada…
***
TRT’nin bir kanalının tümüyle Kürtçe, Arapça ve Farsça yayınlar yapacak olması, mevcut koşullarda tüm şartları zorlayarak siyasallaşma amacını gerçekleştirme uğraşında olan PKK’nın amacına hizmet etmek dışında hiçbir misyonu yerine getirmeyecektir…
Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan Kürt asıllı vatandaşlarımız, Kurmançça ve Zazaca gibi iki farklı yerel lehçeyi kullanmaktalar. Bazı bölgelerde de, -istisnai biçimde- Gorani, Sorani ve Badinani lehçelerine rastlamak mümkün. Yani, farklı bölgelerde ikamet edenlerin büyük çoğunluğu, konuşma dili açısından kendi aralarında dahi anlaşamamaktalar.
Bu nedenle, konuyla ilgili rapor ve belgeler; aynı şekilde PKK’lı teröristlerin de koordinasyon eksikliği ve yanlış anlamalara yol açmamak için, -telsiz konuşmaları, yazışmalar, bildiriler, kongre metinleri, vs. gibi- tüm iletişimlerini Türkçe olarak gerçekleştirdiklerini göstermektedir.
Bu dilsel temelli bölünmüşlük, ayrılıkçı terör örgütünün temel amaçlarından olan Bağımsız Kürdistan yolundaki birleşme ve milletleşme gibi amaçların önündeki en büyük engellerdendi.
Ancak AB’nin baskısıyla önceki yıllarda TRT üzerinden haftanın belli gün ve saatlerinde başlatılan Kürtçe yayınlar, terör örgütünün bu amacına büyük oranda hizmet etti.
Şimdi ise, bir kanaldan tüm yayınların Kürtçe olarak yapılmasından bahsediliyor…
Böyle bir gaflet, yoksul ve kandırılmaya müsait bölge halkı üzerinde ciddi bir etkiye sahip olan PKK’nın ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değildir.
Ortak dil, bir süre sonra milletleşmenin de alt yapısını hazırlayarak, parçalanma ve kopuş sürecine gerekli zemini hazırlayacaktır.
***
Eh bundan sonrasını da görememek, artık gaflet ve delalet sınırlarını aşmak olacaktır...
Bu yazı 1,331 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
25 Eylül 2008
Asabı bozuk bir adamın portresi…
-
18 Eylül 2008
Basını bekleyen tehlike?
-
11 Eylül 2008
Yetenek önemli tabii!
-
8 Eylül 2008
Başbakan tarihi gerçekleri de göz önüne almalı
-
2 Eylül 2008
Biri hepimizi gözetliyor…
-
25 Ağustos 2008
Büyükşehirlerdeki aşiretler ve terör!
-
16 Ağustos 2008
Kontrolsüz güç!
-
7 Ağustos 2008
Alın size Ergenekon yazısı…
-
28 Temmuz 2008
32 kısım tekmili birden…
-
11 Temmuz 2008
Gündemi tatil sonrasında okumak (ya da okuyamamak…)
-
23 Haziran 2008
Tatil düşleri…
-
16 Haziran 2008
Önümüzdeki yerel ve genel seçimlerin sonucu zaten belli…
-
11 Haziran 2008
Giderek DP’leşen AKP’yi kim kurtaracak?
-
6 Haziran 2008
Ya istiklal ya…
-
3 Haziran 2008
Peki, ya sonuç?
-
27 Mayıs 2008
Aileden Sorumlu Devlet Bakanı nerede?
-
19 Mayıs 2008
19 Mayıs’ta İngiltere Kraliçe’sinin ziyaretini değerlendirmek
-
15 Mayıs 2008
Magandalardan lahmacun cinayeti…
-
10 Mayıs 2008
“Dindar” değil “dinci” olunca…
-
6 Mayıs 2008
Siyasi istikrar…
Yorumlar
+ Yorum Ekle