0 0 0000

Beklenen sonuç değil hak edilen sonuç oldu

Galatasaray’ın biraz daha hak ettiği ama beraberliğinde çok haksız sayılmadığı bir maçtı. Demek ki Fenerbahçeli futbolcularda ben gibi düşünmüşlerdi maçtan önce. Maçın Fenerbahçe lehine rahat olacağına kanaat etmişlerdi. Bu havada başladı maça Fenerbahçe. Önce ki maçların tersine daha az temkinli orta sahası daha ilerde oyuna giriyor, top kayıplarında daha rahat hareket ediyorlardı. Galatasaray yönünden de Fenerbahçe’nin bu oyun tarzını kabullenen bir oyun vardı. Ligde oynanan ilk maçta ilerde basan, savunmasını orta sahaya kadar çeken Cimbom yoktu ilk yarı. Fenerbahçe’yi orta sahada karşılamayı tercih ettiler, bu yüzden önceki maçta baskı sonucu geride bıraktıkları boş alanları bulamadı Fener. Bütün bunlar takımlar acısından artı eksi olsa da, oyunun geneli itibarı ile tarafsız bir gözle seyredenler için güzel bir maç olduğu kanaatindeyim. Rahat kazanacağını düşünen Fenerbahçe’nin ilk yarı gol bulamaması onu strese soktuğu gibi, rakip Galatasaray’ı daha çok oyuna motive etti. İkinci yarı bildiğimiz baskısını kurdu Fenerbahçe sahasında , yaklaşık 20 dakika çıkamadı Fener. Defansı hataya zorlayan bu oyun tarzı ile 20 dakika içerisinde net gol pozisyonu bulduğunu söyleyemeyiz Galatasaray’ın, ikinci yarı önemli pozisyonunu oyundan düştüğü ve Fenerbahçe’nin baskı kurduğu bir anda kontra atakla Arda’yı kaçırdığı dakikada buldu. İlk yarı Hakan’ın bulduğu pozisyondan sonraki en net gol pozisyonuydu bu maçta. Fenerbahçe ise bu pozisyonu verdikten sonra baskısını yitirdi ve Lugano’nun atılmasından sonra her iki takımın kabullendiği bir skorla  tamamladı maçı. Bir çok eksiği olan Galatasaray’ın sahada gerçekte görünen tek eksiği Nonda oldu bana göre. Onun haricinde şunun yerine bu oynasaydı daha iyi olurdu diyeceğiniz bir isim yok. Fenerbahçe’de ise maçın en kötüsü tüm zamanların en istikrarlı oyuncusu Aurelio oldu maalesef. Orta sahada bu kadar basit top kayıpları yapması onu izleyenlerin çok gördüğü bir tablo değildi. Selçuk ise Zico’ya “ Maldonado ya ne gerek var ki “ dermiş gibi oynadı. Fenerbahçe’nin iyilerindendi. Her maçta Uğur’la başlayıp ilerleyen dakikalarda performansından memnun olmayarak Vederson’u oyuna alan Zico, ne zaman Vederson’la oyuna başlayacak bende merak ediyorum. Bir çok taraftar daha maç başlamadan Uğur Vedorson değişikliğinin maç içerisinde olacağını biliyorsa, Zico’nun bu konuda biraz daha düşünmesi lazım. Fenerbahçe adına maçın kırılma noktalarından biride elbet Semih’in çıkması oldu. Hepimiz Semih’in maç içerisinde gol bölgeleri haricinde de ne kadar etkili olduğunu gördük. Yerine oyuna giren Kezman uluslar arası bir oyuncu olsa da, tek santrafor oynayabilecek tarzı olmadığı artık tescillenmiş oldu. Eğer Semih’in sakatlığı ciddi değilse Maldonado’nun gelmesi ile zaten kulübede oturacak yabancı Kezman olacaktır.
Bu bir eleme maçı, rakip sahada berabere kalarak avantaj sağlayan elbet Galatasaray, ama yinede bir derbi olduğunu ve deplasmanda olduğu için daha temkinli oynaması gerektiğini bilerek maça çıkan, ve kendi evinde gol yememiş bir Fenerbahçe’nin bu tura ortak olduğunu unutmamak lazım.

İki takım için şunu belirtmeliyim. Türk futbolunda en büyük zaaflardan biri duran toplardır. Adam paylaşmada yapılan hatalar ve rakibi rahatsız etmeden kolay topa çıkmasına izin veren oyunlardan çok başımız yanmıştır, bu maçta özellikle dikkatimi çeken iki takımında duran toplarda rakibini rahatsız ederek kolay topa vurmasına engel olması oldu. Yakında Avrupa’da bizleri temsil edecek olan iki takımımız adına olumlu gördüğüm bir oyundu bu. Son olarak birde iki takım oyuncularının maç içerisinde ki birbirlerine tavırları çok güzeldi en ufak bir itiş kakış olmadan centilmence tamamlanan bir maç oldu. Maç sonrası tahrik içerikli açıklamalar yapan yöneticilere değil belki ama futbolculara kesin bir teşekkür borçluyuz.

Bu yazı 1,309 defa okundu.