Taha Akyol'un son kitabı 'Ama Hangi Atatürk'ü keyifle okurken, ben de bir zamanlarki kendi Atatürk'ümü düşündüm.
1960'lı yıllarda benim Atatürk'üm 'kalpak'lıydı. En çok o kalpaklı halini severdim. Başındaki o kalpak devrimciliğin simgesi idi. Onun için devrimci gençler her yere onun kalpaklı fotoğraflarını asarlardı.
O zamanlar benim Atatürk'üm 'emperyalizm ve kapitalizm'e karşıydı.
Başka Atatürk yoktu!
Şu sözlerini haykırırdık:
"Türkiye halkını, emperyalizm ve kapitalizmin tahakküm ve zulmünden kurtararak irade ve hakimiyetinin sahibi kılmak..."(Ama Hangi Atatürk, s.275)
'Türkiye için Devrim' dergisine hemen her fırsatta Atatürk'ün kalpaklı fotoğrafını basar, altına da emperyalizmle kapitalizme çatan bu sözlerini slogan gibi basardık.
Daha da ileri gittiğimiz zamanlar olmuştu. 1960'ların sonunda Türkiye'de askeri darbe ortamını daha iyi kışkırtabilmek için, Mao'nun 'Kırmızı Kitabı'ndan esinlenen bir eylem türü de düşünmüştük bir ara.
Şöyleydi:
Atatürk'ün Nutku kırmızı olarak basılacak, devrimci gençler ellerindeki Nutuk'ları sallaya sallaya Ankara'da Kızılay'dan, Tandoğan Meydanı'ndan Anıt Kabir'e doğru kitle yürüyüşleri yapacaklardı.
Benim Atatürk'üm böyleydi.
1960'larda ben ne düşünüyorsam, Atatürk'ü de o kalıba sokmaya çalışmıştım.
Kimler yoktu ki bunu yapan?..
O zamanlar yanında fedai yazı müdürü gibi çalıştığım Doğan Avcıoğlu da yaptı bunu, Attila İlhan da.
Kimi, Atatürk'ten devletçilik ve planlı komuta ekonomisi çıkarmak istedi. Kimi, Atatürk'ü solcu, kimi Asyalı yaptı.
Kimileri, yüzü Batı'ya değil, Doğu'ya dönük Atatürk'ü kendi siyasi emelleri için kullanmak istedi. Kimileri Atatürk'le 'solculuk'a soyunurken, Erbakan Hoca da bir ara Atatürk'ü İslamcı yapmaya kalkışmıştı.
'Ama Hangi Atatürk'te bütün bu konuların anahtarlarını bulmak mümkün.
Atatürk neyi, ne zaman, hangi koşullarda ve neden söylemiş?..
Bu sorunun yanıtlarını bir kuyumcu titizliğiyle arayan Taha Akyol, herkesin Atatürk'ten neden işine gelen tarafları aldığını da aydınlığa kavuşturmuş.
Bunu yaparken, Atatürk'ün siyasi dehasıyla, yer yer siyasal oynaklığı ve pragmatizmi de kitapta kendiliğinden sergilenmiş...
İsmet İnönü'den bu konuda şu alıntı var:
"Atatürk'ün siyasi kudreti, esasen askeri kudretinden daha fazlaydı."
Evet, Atatürk'te bir dönem emperyalizme ve kapitalizme karşıt bir söylem ağır basıyordu. Bunun bir nedeni, Anadolu'da Batı'ya dönük müthiş tepki ve öfkeydi. Ama Atatürk'ün bu söyleminin gerçek amacı, Milli Mücadele'ye Sovyetler Birliği desteğini sağlama bağlamaktı.
Evet, Atatürk'ün söyleminde bir dönem dini ve İslami motifler çok belirgindi. Bunun amacı, Anadolu'yu toparlamak ve Hint Müslümanlarına kadar Doğu'nun desteğini devam ettirmekti.
Bu arada Kürtler çok önemliydi Atatürk'ün gözünde. Kürtleri Milli Mücadele'ye kazanmak için Kürt kardeşliği söylemi ağzından hiç düşmez, her fırsatta, "Türk, Çerkez, Kürt gibi din kardeşlerinin elele vermesi"nden söz ederdi.(S. 168)
Atatürk Milli Mücadele'den sonra Kürt sözcüğünü unuttu. Sonraki yıllardan bugüne Atatürk'ün Kürtler için söyledikleri de saklandı, bu konudaki resmi belgeler gözlerden kaçırıldı, resmi tarih kitaplarından kazındı.
Bir nokta kesin:
Atatürk'ün gerçek yüzü Doğu'ya değil, Batı'ya dönüktü. Bu açıdan birçok örneğin yer aldığı Taha Akyol'un kitabından şu alıntı yapılabilir:
"Milli Mücadele'de zaferin kazanılmasıyla bu terimler (emperyalizm ve kapitalizmle savaş gibi, HC) adeta birden bire bırakılmış, istisnai hale gelmiştir. Çünkü artık Gazi, Lozan'da Batılıları yumuşatmak istiyor, 'Garpa teveccüh etmiş' bir Türkiye, Batılılaşmış bir ulus devlet kurmaya başlıyor."(s.545)
Taha Akyol'un güzel kitabını okurken bir kez daha düşündüm.
Atatürk tabu değil, olamaz da.
Atatürk rahatça eleştirilmeli.
Atatürk eleştirisi suç olmaktan çıkarılmalı.
Belki daha önemlisi:
Atatürk darbecilerin elinden kurtarılmalı!
İyi pazarlar!
İZİN DUYURUSU
Yıllık iznimin bir bölümünü önümüzdeki hafta kullanacağım.
Öbür hafta yine bu köşede buluşmak üzere okurlarıma en iyi dileklerimi sunuyorum.
HC.
milliyet
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle