En Sıcak Konular

Ergun Babahan


Ergun Babahan
0 0 0000

Medya ve siyasi çizgi



12 Eylül sonrasında Özal'ın "Dört eğilimi birleştirme" girişimi gazeteleri de etkiledi.
Yıllardır süren hırgürden bıkan insanlar farklı arayışlar içine girdi.
SABAH burada ilk adımı atarak yıllarca birbiriyle boğaz boğaza gelmiş isimleri çatısı altında toplamayı başardı.
Darbe sonrası insanların geçmiş tutumlarını sorgulaması ve eski kavgalardan vazgeçmesi de bunda etkili oldu elbette.
Sonuçta gazeteler bir çeşit süper markete dönüştü ve her ürünü (fikri) ayrım yapmadan içinde barındırır hale geldi.
Oysa dünyada gazeteler genelde kendi çizgilerine uygun yazar-çizerlerle çalışır.
Mesela New York Times liberal kesimin gazetesidir, okuruna farklı bir renk vermek için muhafazakâr kesimden bir yazar barındırır.
William Safire'ın emekli olmasından sonra yapılan seçim nedeniyle büyük eleştirilere de maruz kaldı yakın zamanda.
Aynı şekilde Wall Street Journal da muhafazakâr bir gazetedir ve bu da köşe yazarı dağılımına yansır.
Diyeceğim şu, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de çeşitli kutuplaşmaların öne çıktığı bir dönemden geçiyoruz.
Demokrasi, hukukun üstünlüğü, farklı kimliklere saygı gibi temel konulara bakış önem kazanıyor.
Bu ortamda gazetelerin eski süper market tarzını sürdürmesi çok mümkün görünmüyor ve giderek saflarını belirliyorlar.
Kimileri daha muhafazakâr bir çizgiye kayıp içinde liberal tek bir unsur bile barındırmaz hale gelebiliyor.
Bu satırları yazarken amacım bir basın kavgası çıkarmak değil elbette.
Sadece önümüzdeki dönemin özelliğinin kendimce altını çizmeye çalışıyorum.
Gazeteler arasında kimilerinin dinci dediği muhafazakâr kesimi ayrı tutarsak, böyle bir değişim yaşandığı açık.
Bunun da yararlı olacağına inanıyorum.
Böylece her gazete kendi durduğu noktayı daha köşeli çizgilerle belirleyecektir, hem de gazeteler arası düzeyli tartışmalardan okur daha büyük yarar sağlayacaktır.
Liberal-muhafazakâr gazete ayrımının farklı bir boyutta yeniden gündeme geldiği bir süreç bu...
Yasaklardan çetelere kadar birçok temel konuda gazetelerin olaylara yaklaşım tarzı bu konuda önemli bir ölçüt olmuş durumda zaten.
Bu yasama döneminde bu ayrımın daha da çarpıcı bir biçimde öne çıkacağına inanıyorum.

Temizlik

Türkiye kritik bir dönüm noktasında.
Çetelerin cirit attığı, insanların çete kurbanı olduğu bir ülke mi olacak, yoksa bunları geride bırakıp hukukun üstünlüğünün öne çıktığı çağdaş bir ülke biçimine mi dönüşecek.
Hrant Dink cinayetinin tüm gelişmeleri, planlı-programlı, soğukkanlı bir eylem planının varlığını gösteriyordu.
Katil zanlısıyla çekilen fotoğraf, ona yapılan kahraman muamelesi bile böyle bir örgütlenmenin varlığını gösteriyordu.
Yani bir takım insanlar kendilerine "vatansever" etiketini layık görmüşler ve "zararlı" unsurları temizleme görevini üstlenmişler.
Yakın tarihimize bu gözle bakınca, bu yolla "temizlenen" çok sayıda insanın varlığını daha net görüyoruz.
Türkiye, Soğuk Savaş döneminin bu kirli yapılanmalarını artık temizlemeli.
Yazan, çizen, düşünen insanlar "fail-i meçhul"e kurban gitmenin korkusunu üzerinden atmalı, yazarı-çizeri bu ülkede hiçbir tehdit hissetmeden yaşayabilmeli.
Bu dönem böyle bir şans var.
Siyasi hesaplar uğruna bu fırsat elden kaçırılmamalı.

sabah



Bu yazı 933 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 6 Mayıs 2012 Adalet talebinden tahrik olan bir ordu! Astsubaylar direnin
    • 4 Nisan 2012 Benim darbecim insanlık suçu işlemez
    • 24 Mart 2012 Ergenekon ve psikolojik savaş
    • 14 Mart 2012 Kürt meselesinde tarihi uyarı
    • 7 Mart 2012 Türkiye, AB için neden önemli!
    • 4 Mart 2012 Medya nasıl kurtulur?
    • 3 Mart 2012 Medya eliyle hükümet devirmek de darbedir!
    • 19 Şubat 2012 Sayın Başbakan 3’üncü dönemler hep zor geçer!
    • 15 Şubat 2012 Washington’ın Türkiye’ye bakışı
    • 14 Şubat 2012 Gazetecinin suç işleme özgürlüğü
    • 7 Şubat 2012 Tencere dibin kara
    • 5 Şubat 2012 Sadece ordu yetmez devleti sıfırdan kurmalı
    • 22 Ocak 2012 Barlas, Özkök’ü neden uyarmıştı!
    • 3 Ocak 2012 Bu facia AK Parti için çok ciddi alarm
    • 13 Aralık 2011 Siyaset ve sadakat
    • 11 Aralık 2011 Bu iddianamede ciddi şike var!
    • 6 Aralık 2011 İşte kahramanınız Kozinoğlu!
    • 22 Kasım 2011 CHP, Dersim ve Ermeni kırımı!
    • 19 Kasım 2011 Atatürk milliyetçiliği ‘Ne Mutlu Türküm’ demektir
    • 15 Kasım 2011 Ulusalcılara bir iyi bir de kötü haber

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,465 µs