Hrant Dink öldürüleli tam bir yıl oluyor. Tetikçileri yakalandı ama hunhar cinayetin arkasındaki karanlık ilişkiler bir türlü çözülmedi, çözülemedi.
Soruşturmanın seyri böyle bir niyet olduğu konusunda insanın kafasında kuşku uyandırıyor açıkçası.
Türkiye'deki genel sistem anlayışını tüm çıplaklığıyla ortaya koyan bir dava sürecine tanıklık ediyoruz aslında.
Kamu görevlilerinin ister kasıt, ister ihmal deyin, her türlü sorumluluğunun göz ardı edilmesine dayanan bir sistem bu.
İster trafikte ateş açan polis, ister Şemdinli'de bomba atan asker kişi, isterse Trabzon'daki güvenlik görevlileri olsun...
Allem edilip kallem edilip olaya bir kısım güçler dahil oluyor, savcılar meslekten ihraç edilip çok özel kararlar alınabiliyor.
Çünkü sistem kamu görevlisinin dokunulmazlığı ve yurttaşa istediğini yapabilme hakkına sahip olması üzerine kurulu.
"Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü" adına gerçekleştirdiği iddia edilen eylemler, hukuk düzeninin denetimine giremiyor bir türlü.
Girmesi için Dağlıca'da rütbesiz er olmanız gerekiyor zaman zaman.
Ve birtakım insanlar, bu sistemin dokunulmadan aynen devam etmesi, sorgulanmaması için seferber olmuş durumda.
Bu konuları gündeme getirmiyorlar, getirenlere sürekli bir etiket yapıştırıp sindirmeye çalışıyorlar.
Günümüz dünyasında bunun böyle sürmeyeceği kesin.
Onun için Türkiye'nin sivil anlayışa dayanan, bireyi devlet karşısında koruyan, kamu görevlisinin her koşulda sahip olduğu dokunulmazlığını ortadan kaldıran bir hukuk sistemine ihtiyacı var.
Bu anayasayı şu veya bu mağdur grubun sıkıntılarını aşmak için gündeme getiriyor izlenimi verirseniz aslında anayasa değişikliğinin anlam ve değerini kaybetmesine yol açarsınız.
Çünkü Türkiye'nin bugün ihtiyacı olan çağdaş, demokrat, liberal bir anayasadır.
Hedef, yurttaşa bir birey olarak temel hak ve özgürlükleri sağlamak, bireyi devlet karşısında güçlü kılmak olmalıdır.
Böyle bir anayasa bireyin hak ve özgürlüklerini temel alacağı için bugün yaşamakta olduğumuz sıkıntıların çoğunun üstesinden de gelecektir.
Anayasanın önüne dikilen veya dikilmeye çalışılan engellerin temelinde, bu anlayışa muhalefet vardır.
Dokunulmazlar güçlerini korumak için her yola başvuruyor.
İşbirlikçileri de onlara çanak tutuyor maalesef.
Çamur atmak
Tetikçilerin ahlaksızlığı gerçekten sınır tanımıyor.
Etik kural, yaptıkları haberin, yazdıkları yazının doğru olmasının hiç önemi yok. Onlar kendilerine verilen hedefi kurşun yağmuruna tutmaktan başka bir eğitim almadıkları için kendi hesaplarını da öyle kapatmaya çalışıyorlar.
Yalancılıkları, iftiracılıkları, onursuzlukları herkesin malumu.
O yüzden cahil bir tetikçinin küfürlerine, asılsız yalanlarına hedef olanların üzülecek bir şeyleri olmadığını biliyorum. Türkiye'de medyanın bir gün bu utanmaz tiplerden temizleneceğine yürekten inanıyorum.
sabah
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle