En Sıcak Konular

Ekrem Dumanlı


Ekrem Dumanlı
0 0 0000

Gül'ün ziyareti ile ne değişir?



Dün bir grup gazeteci ile beraber Beyaz Saray'daki buluşmayı yakından izleme imkânım oldu. Daha önce bu tür gezileri pek çok kez takip etmiş birisi olarak görüşmenin fevkalade yakınlık, sıcaklık ve olağandışılık içinde gerçekleştiğini söyleyebilirim.
Mesela Bush ile Gül, basının karşısına Oval Ofis'te değil Beyaz Saray'ın bahçesinde çıktı. Her iki lider de kesin bir şekilde Türk-Amerikan ilişkilerindeki son zirveyi işaretledi. Başkan Bush net ifadelerle Türkiye'nin stratejik ortak olduğunu vurgularken Türkiye'nin Müslüman dünya ile Batı arasında bir köprü olduğunu belirtmeyi ihmal etmedi. Ortak düşman PKK'ya karşı mücadelenin süreceği açıkça ifade edildi. Gül, kendinden emin bir şekilde katıldığı basın toplantısında Bush'un nezaketine teşekkür etti; ortak vizyon ve çalışmalara atıf yaptı ve PKK ile mücadelenin devam edeceğini söyledi. Dünkü ziyarette çok net bir şey görülüyordu: Başbakan Erdoğan'ın 5 Kasım'daki ziyaretinde elde edilen ortak mücadele stratejisinin çok daha ilerisine gidilerek, iki aydır devam eden süreç daha net ve somut adımlarla devam edecek.

Başbakan Erdoğan'ın Washington'a yaptığı tarihî ziyaretten iki ay sonra Cumhurbaşkanı Gül'ün yapmış olduğu ziyaret, eleştiri konusu olmuştu. Kimilerine göre bu kadar kısa sürede iki üst düzey zirve, program hatasıydı. Buna sebep olarak bu kadar kısa süre zarfında çok önemli konularda büyük bir değişiklik yaşanmayacağını gösterenler var. Oysa durum hiç de o kadar basit değil. Zira Başbakan'ın gezisinden sonra hızla yaşananlar, hiçbir zirve sonrasında yaşanmadı. Başbakan'ın görüşme sonrasında her iki ülkeden de yapılan açıklamalarda PKK 'ortak düşman' edilmiş, ayrıca 'istihbarat paylaşımı' üzerinde durulmuştu. Kısa zamanda bu yaklaşımların meyvesi alındı. 'Kış geldi, askerî operasyon artık olmaz; ancak bir başka bahara' deniyordu. Oysa Türk ordusu, Kuzey Irak'a askerî operasyon düzenledi ve büyük başarılar elde edildi. Askerî bakımdan elde edilen başarıda Amerika'nın verdiği teknik destek ortada. Irak'ın hava sahası Amerikan ordusunun denetiminde, o bölgedeki hareketlenmeyi ve teşkilatlanmayı da en iyi onlar biliyor. İstihbarat paylaşımındaki hızlı iletişim de devreye girince başarılı bir operasyonun önü açılmış oldu.

Meselenin daha kritik bir yönü vardı: Diplomasi. Siz bir operasyon yapabilir; hatta askerî önemli bir başarı elde edebilirdiniz; ancak dünyadan gelecek ses, sizi çok büyük sıkıntılara sokabilirdi. Türkiye bu zoru başardı. Dünyanın hemen her kesiminden gelen destek, uzun zamandır süregelen diplomatik atakların zaferiydi. Dünkü Washington zirvesinin ve bu vesileyle yapılan toplantıların anlamı bu bakımdan da önemli. Türkiye'nin teröre karşı verdiği önemli mücadelede çok kritik bir eşik aşılıyor. Terör örgütü ilk defa bu kadar köşeye sıkıştırılmış durumda. Bu aşamada yapılacak her toplantıda alınan mesafe masaya yatırılacak, bundan sonraki bitirici hamleler üzerinde konuşulacak. Ayrıca Gül, muhatabı ile sadece PKK'yı konuşmadı. Balkanlar, Irak, Ortadoğu ve enerji başta olmak üzere dünya meseleleri iki liderin gündemine geldi. Cumhurbaşkanı'nın Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'le beraber Enerji Bakanı Hilmi Güler'i Washington'a getirmesi anlamlıydı.

Başkan Bush, Gül görüşmesinden hemen sonra Ortadoğu'ya çıkıyor. Türkiye, Arap-İsrail çatışmasının tarafı değil; ancak bölgedeki gücü ve önemine binaen mühim bir aktörü. Dolayısıyla Başkan'ın İsrail ile başlayan gezisinde Türkiye'nin görüşlerini dinlemesi fevkalade faydalı. Abdullah Gül, Türk dış politikasını yakından bilen hatta pek çok politikada mimarlık yapmış bir lider. Türkiye, aktif bir dış politika izliyor. Bunu izlerken de kendine göre bir yol haritası çizmiş. 'Komşularla sıfır problem' üzerinde ısrarla duran ve değişik ülkelerle değişik diplomatik ajandalar öneren Ahmet Davutoğlu'nun da gezide yer alması boşuna değil.

Türkiye, Washington'a sadece dinlemeye gelmiyor artık. Kendine göre yaptığı tespitleri, tahlilleri ve çözüm paketlerini de getiriyor. Son yıllardaki en büyük değişim budur. Ve daha güzel olanı buna Türkiye ile muhatap ülkelerin alışması; hatta bu yeni stratejiden istifade ediyor olması. Bu açılardan bakıldığında rahatlıkla söylemek gerekir ki Bush-Gül görüşmesi hem yakın vadede hem de uzun yol haritasında önemli bir sürecin önemli bir aşamasıdır...

 
zaman



Bu yazı 906 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 24 Eylül 2012 Ne gereği vardı?
    • 11 Haziran 2012 Cuntalarla nasıl mücadele edilecek?
    • 30 Nisan 2012 Şiddet!
    • 16 Nisan 2012 '28 Şubat'çılardan panik atak hamleleri
    • 10 Nisan 2012 Çin'den bakınca Türkiye'nin gücü
    • 9 Nisan 2012 Darbede tanıdığım dört subay
    • 2 Nisan 2012 Suriye İran... İşte çetin imtihan!
    • 26 Mart 2012 Terlik
    • 13 Şubat 2012 Aman dikkat!
    • 6 Şubat 2012 Bu yüzden mi susuyorsunuz?
    • 23 Ocak 2012 Hem Hrantçı hem Ergenekoncu olunabilir mi?
    • 16 Ocak 2012 Kaç kafatası bir manşet eder?
    • 9 Ocak 2012 Hesap vermek
    • 26 Aralık 2011 Çanlar Avrupa için çalarken
    • 19 Aralık 2011 Militan
    • 12 Aralık 2011 Maazallah!
    • 5 Aralık 2011 Global Ergenekon
    • 28 Kasım 2011 Dersim'den alnımızın akıyla çıkmak
    • 23 Kasım 2011 İngiltere'yi yeniden keşfetmek
    • 21 Kasım 2011 Dersim'in şifreleri

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,720 µs