En Sıcak Konular

Mustafa Karaalioğlu


Mustafa Karaalioğlu
0 0 0000

‘2007’nin en önemli olayları’ listem



Geride bıraktığımız yılla ilgili onlarca anket, soruşturma ve değerlendirme okuyoruz. 2007 nasıl bir yıldı, yaşanan en önemli olaylar nelerdi, beklentiler karşılanabildi mi?

Ayrıca her şey sadece toplumların hayatındaki siyasal, ekonomik, kültürel değişimden ibaret de değildir. Kendi dünyamıza baktığımızda da bir yıla sığdırılmış birçok özel öykü göreceğiz.

Devlet başka, toplum başka, birey başka... Hepsi de birbirinden şaşırtıcıdır. 2007’ye girerken Türkiye’nin yılı böyle çıkartacağını kim düşünebilirdi. Tarihin sıradan yıllar galerisinde yerini almaya hazırlanan bir yıl Cumhuriyet tarihinin en muazzam değişiminin adı oldu. O değişimi anlayabilmek için, yaşadıklarımızı kazananlar-kaybedenler ekseninden çıkarmalıyız. Kim Cumhurbaşkanı oldu, kim seçim kaybetti, kim para kazandı, kimin yatırımı başarısız oldu... Sadece bunlara değil, 2007’de yaşananlardan gelecek yıllara ne kaldı, ona bakalım.

İşte bu yüzden benim ‘2007’nin en önemli olayları’ listem bu yüzden biraz daha farklı...

Bana göre 2007’nin en önemli olayları Türkiye’nin kaderini değiştiren olayların başlattığı süreçlerde gizlidir. Sıralayayım:

1-) Yılın en önemli olayı 21 Ekim’de yapılan ve Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesi kararıyla sonuçlanan referandumdur. Toplum bu oylamanın önemini çok iyi kavramış ve genel seçimden henüz çıkılmış olmasına ve o gün Hakkari’de büyük bir terör olayı yaşanmış olma sına rağmen yüzde 70’e yakın bir katılımla eline geçen fırsatı değerlendirmiştir. Cumhurbaşkanı’nı halkın seçecek olması teknik olarak parlamentarizmi bitirmiş ve Türk siyasetinde her defasında Çankaya eksenli oluşan aksaklığı ortadan kaldırmıştır. 2007’nin gelecek yıllara bıraktığı en önemli yenilik bu referandumdur. Referandum, Türk demokrasisi üzerinde olumlu etkileri yıllar içinde daha iyi görülecek hassas bir dokunuştur.

2-) İrtica söyleminin marjinalleşmesi de 2007’ye damgasını vuran fevkalade önemli bir gelişme oldu. 22 Temmuz seçimi ‘irtica’yı bitirmiştir. 2008, 2009, 2010 ve daha sonrasında irtica edebiyatı duyulduğunda dudak bükülecek bir iş haline gelecektir. Çünkü, yıllar yılı hakim ideolojinin omurgasını oluşturan bu söylem marjinalleşmiştir.

Türkiye’de artık irtica korkusu üzerinden siyaset yapmanın, toplumu yönlendirmenin, retorik geliştirmenin mana ve önemi kalmamıştır. Alıcısı kalmamıştır, umutsuz siyasetin söylemine sıkışmıştır. İrtica tehlikesini referans yaparak konuşanlar geçmişleri, kariyerleri, pozisyonları ne olursa olsun etki yaratamamaktadırlar. O söylemin sözcüleri artık ‘kaybedenler kulübü’ üyeleridir.

3-) Geride kalan yılın, önümüzdeki yıllara sarsıcı etki yapacağı bir gelişme de halkın yönetime el koymasıdır. Böylesi daha önce yaşanmadı... Toplum, gözünün önünde seyreden 367 skandalı, e-muhtıra, başörtüsü sorunu dahil olmak üzere bütün demokratikleşme engellerinin çözümüne 22 Temmuz aracılığıyla el koymuştur. İnsanlar ilk kez siyaset kurumuna doğrudan sahip çıkarak ‘Biz de buradayız’ demişlerdir. Halk, bundan sonra da bulduğu her fırsatta bu sivil müdahaleyi yapacak ve yönetimin ortağı olmaya devam edecektir.

4-) Kürt sorununda inisiyatif siyasetin eline geçmiştir. 25 yıldır asker-siyaset ortaklığıyla yönetilen ve siyasal istikrarsızlığın da etkisiyle son sözün genelde askerde bittiği sorununun yönetiminde sevk ve idare ikinciden yana değişmiştir. Bu değişimin ilk meyvesi de terörün ülkeye en çok zarar verdiği ve binlerce insanımızı kaybettiğimiz dönemde bile sağlanamayan uluslar arası destek, bugün daha az zarar gördüğümüz süreçte temin edilmiştir. Dünya, Türkiye’nin arkasındadır. Sırada, siyasetin sorunun çözümüne dokunduracağı ‘siyaset eli’ vardır, olmalıdır.

2008’in Türkiye’ye daha yaşanabilir, daha demokratik, daha zenginleştirici fırsatlar sunması dilerim.

star



Bu yazı 2,342 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 29 Nisan 2011 Erdoğan ne yapmış oldu?
    • 26 Ocak 2011 CHP değişmese ne olur?
    • 27 Eylül 2010 ''Seçkinler'' demokrasiye entegre olacak mı?
    • 3 Haziran 2010 İsrail’in başındaki bela
    • 14 Aralık 2009 DTP KAPALI, PKK AÇIK Bu karar kimi cezalandırdı?
    • 24 Kasım 2009 Aynı analiz, aynı nakarat
    • 6 Ağustos 2009 Ayıp
    • 28 Temmuz 2009 367’nin mucidine bir küçük soru
    • 2 Aralık 2008 Ergenekon davası nasıl başarısız olur?
    • 30 Kasım 2008 Erdoğan’ın en önemli seçim vaadi
    • 19 Ekim 2008 151 oy neyi anlatıyor
    • 17 Eylül 2008 Satır aralarından Başbuğ
    • 8 Mayıs 2008 O yemekte ne konuşulmadı
    • 13 Nisan 2008 ‘AB şimdi’nin iki faydası
    • 10 Mart 2008 CHP’den başka küçülen Atatürk kurumu var mı?
    • 14 Ocak 2008 Alevi ezberleri
    • 1 Ocak 2008 ‘2007’nin en önemli olayları’ listem
    • 24 Kasım 2007 Kritik operasyon soruları
    • 5 Temmuz 2007 MHP siyasetini bekleyen yüzleşme
    • 28 Haziran 2007 ‘Gül olamaz’ daha iyi bir gerekçeydi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,844 µs