En Sıcak Konular

Emre Aköz


Emre Aköz
0 0 0000

Hava operasyonu sadece başlangıç



Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kandil Dağı'ndaki bazı PKK hedeflerini bombalaması... Medyada yer alan kimi haber ve yorumlarda iddia edildiği gibi... Örgütün "çökertildiği", "belinin kırıldığı", "tarumar edildiği" anlamına geliyor mu?
Sanmıyorum...
Muhakkak ki örgüte bir miktar zarar verilmiştir. Ama o kadar!
Bu operasyonlardan çok önce, katıldığım bir TV programında, Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, vurulması gereken hedefleri sayarken, ağzını doldura doldura, Kandil'de "üç" tane jeneratör olduğunu söylemiş, "Adamlar elektrik üretiyor, elektrik" demişti.
Ben de, muzırlık olsun diye, "Duyamadım, 'kaç tane' demiştiniz" diye sormuştum.
Aygün de faka basıp tekrar "Üç" deyince... Diğer katılımcılar bıyık altından gülmüştü.

Haksız değillerdi elbette.
Çünkü savaş tarihi bize hava saldırılarının düzenli orduları dağıtabildiğini... Kentlere, çeşitli tesislere büyük zarar verdiğini... Buna karşılık gerilla tipi mücadeleye karşı fazla işe yaramadığını gösteriyor.
Zaten sözü, yorumu ciddiye alınacak tüm emekli komutanlar da, "Kandil'e komandoları göndermeden... Mağaraları tek tek temizlemeden" bu işin hallolmayacağını belirtiyor.
Özetle Kandil'in bombalanması, askeri olmaktan siyasi ve moral bir operasyondur.
Bir kere, çok çeşitli çevrelere "mesajlar" gitmekte... İşte iki örnek...
Barzani'ye: "ABD'ye güvenerek bize babalandın ama gördüğün gibi ABD ile ortak hareket ediyoruz..."
Halka: "Endişelenmeyin, hâkimiyet bizde, şehitlerin kanı yerde kalmayacak..." Bunlar siyasi mesajlardır.
Moral üstünlük de çok önemli elbette... PKK, Kandil gibi korunaklı bir coğrafyada huzursuz edilmekte... Elini kolunu kıpırdatamaz hale getirilmekte... Başka tarafa gitmeye zorlanmakta...

Tabii kendimizi kandırmayalım: ABD ile işbirliği çerçevesinde gerçekleştirilen bu operasyonlar... İşin mantığı gereği, yine "ABD'nin çizdiği sınırlar" içinde kalmakta...
Yani ABD, PKK'yı "hangi şekle sokmak", "ne tarafa yönlendirmek" istiyorsa, tam da o yapılmakta.
Eğer ABD, PKK'yı gerçekten Türkiye'ye saldıran bir unsur olmaktan çıkarmak istiyorsa... (Ki bütün ipuçları bu yönde; tersine bir veri ise yok!..)
O halde önümüzdeki dönemde hava saldırılarından başka şeylerin de yapılması gerekiyor.
Çünkü şu nokta açık: Havadan bombalamakla PKK bitmez. "Siner, susar, pusar" ama yok olmaz.
Dolayısıyla PKK'ya karşı "başka türde" askeri operasyonlar da yapılacak. Belki şimdi, belki ilkbaharda... Ama mutlaka yapılacak. Gerçekten "bitirmek" istiyorlarsa buna mecburlar.
PKK ise buna, Türkiye'nin büyük kentlerinde saldırılar düzenleyerek (sabotaj, bomba, canlı bomba, suikast, vs.) karşılık vermeye çalışacak herhalde.
Bu saldırılar... Halka büyük rahatsızlık verir... Muhalefet, hükümete bastırmaya başlar... "Meğer Kandil'i vurmak bir işe yaramamış" düşüncesini uyandırır...
O halde... Örgüte yönelik bir "Yeni Hayat" (adına ne derseniz deyin) programının uygulanması gerekiyor.
Önümüzdeki bu programın ne olduğunu, nasıl ve kime uygulanacağını göreceğiz.

Almanya, 1870'lerden 1940'lara Fransızlara büyük acılar çektirdi. Saldırdı, işgal etti, vurdu, kırdı, astı, kesti... Bu arada kendisi de ciddi dayak yedi.
Ama bugün iki ülke Avrupa Birliği'nin temel direkleri durumunda.
Barışı ve huzuru sağlamak için bazen bağrına taş basmak gerekiyor.

sabah



Bu yazı 1,031 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Ağustos 2012 Yeni Anteplere dikkat!
    • 28 Haziran 2012 Suriye aynı zamanda Rusya'dır!
    • 21 Haziran 2012 Bunlar bizi kandırıyor
    • 23 Mayıs 2012 Tek emperyalist ABD mi?
    • 15 Mayıs 2012 Silivri izlenimleri (1)
    • 10 Mayıs 2012 Başkanlık sistemi: Valiyi halk mı seçecek?
    • 6 Mayıs 2012 Aşk olmadan meşk olur mu?
    • 3 Mayıs 2012 Çelişik mesajlar kafa karıştırıyor
    • 27 Nisan 2012 27 Nisan'ın da hesabı sorulacak mı?
    • 24 Nisan 2012 Stalinci olmak suç mu, değil mi?
    • 3 Nisan 2012 PKK'nın vesayet aracı KCK
    • 16 Mart 2012 Aleviler neden Sivas'ı 'yaptıranları' görmek istemez?
    • 9 Mart 2012 Hani kadınları eve kapatacaklardı?
    • 22 Şubat 2012 Seçilmişler, atanmışların kulu değil... Ya seçenler?
    • 16 Şubat 2012 Krizler bitmeyecek
    • 14 Şubat 2012 O ajanlara bir de böyle bakın
    • 10 Şubat 2012 2014 kavgası
    • 8 Şubat 2012 Kemalistler ve İsrail lobisi
    • 5 Şubat 2012 Müsamere kardeşliği
    • 25 Ocak 2012 Kemalistlerin baba kompleksi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,301 µs