Türkiye'de birçok insan hâlâ AK Parti'nin neden sürekli yükseldiğini, CHP'nin ise neden gerilediğini anlamakta zorlanıyor. Bunun için birçok siyasi ve ekonomik neden söylenebilir. Hatta çağın ruhunu yakalayan güçlü bir siyasi düşüncenin olup olmaması da tartışılabilir.
Ama en önemlisi, siyasi partilerle halk arasında kurulan ilişkidir.
İşte bu açıdan CHP'yi ve CHP'lileri yakından ilgilendiren iki çarpıcı insani öyküyü dikkatinize sunuyorum.
İlki geçtiğimiz hafta son yolculuğuna uğurladığımız cumhuriyet döneminin devlet sanatçısı heykeltıraş Prof.Dr. Tankut Öktem'in yakınlarıyla ilgili.
Ünlü sanatçı Öktem'i, Kurtuluş Savaşı'nı ve kahramanlarını bugüne ve geleceğe taşıyan heykelleriyle tanıyoruz.
Kuvayı Milliye ve Atatürk Anıtı, Atatürk ve Harbiye Anıtı, Nazım Hikmet ve Uğur Mumcu heykelleri eserlerinden sadece birkaçı.
Türkiye'nin bilim ve sanat dünyası açısından önemli bir isimdi.
Üsküdar'daki talihsiz trafik kazasıyla yaşamını kaybetmesi üniversitelerden Genelkurmay'a, sanat ve iş dünyasından siyasete, her kesimde derin üzüntü yarattı.
Ve başta Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere, siyasi parti başkanlarından kültür bakanına, yüzlerce kişi ve kurum, üzüntülerini başta hocanın küçük kızı Oylum Öktem İşözen ve damadı Erhan İşözen olmak üzere aileyi arayarak paylaştı.
Bu ilgi, ailenin acısını bir nebze de olsa hafifletmişti.
Ancak aileyi ziyaret ettiğimde gördüğüm, hatta aile üyelerinin konuşmalarına yansıyan bir burukluk dikkatimi çekti.
İçinde doğup büyüdükleri, hatta damat Erhan İşözen'in "Bilim Kurulu"nda yer aldığı, Cumhuriyet'in kurucu partisi CHP'den tek bir arayanın olmaması bütün ailede burukluk yaratmıştı.
Dahası sadece Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Kültür Bakanı değil, AK Partili İstanbul milletvekillerinin bile aradığı aile, Cumhuriyet'in en önemli heykeltıraşının ölümü üzerine "Cumhuriyet'in savunucusu"
CHP'den kimsenin aramamasına içerlemişti.
Eserlerinin ana eksenini Cumhuriyet'in oluşturduğu Prof. Dr. Tankut Öktem'in ailesinin acısını CHP Genel Merkezi'nden kimsenin paylaşmaması acı değil mi?
Şimdi gelelim ikinci örneğimize...
Seçim sonuçları açıklandığında CHP büyük bir şok yaşadı; bu kadarını ne onlar ne de CHP'ye oy verenler bekliyordu.
Bugüne kadar bu başarısızlık konusunda çok şey söylendi ama mail kutuma düşen aşağıdaki anekdot kadar etkili bir örnek hiç görmedim.
Küçükçekmece'de yaşayan Kenan Kiler'den gelen maili biraz kısaltarak sizlerle paylaşıyorum.
"Ben ve eşim Atatürkçü düşünceye gönül vermiş, o düşünce doğrultusunda hizmet etmiş iki emekli öğretmeniz . Atatürkçü düşüncenin temsilcisi olması gereken CHP' nin her geçen gün kan kaybediyor olmasından duyduğumuz üzüntü sebebiyle, eşimle 'Partimiz için bir şeyler yapmalıyız' dedik. Hem bölgemizdeki yanlışları konuşmak hem de partimizde daha aktif çalışmanın bir başlangıcı olsun düşüncesiyle CHP Küçükçekmece İlçe Başkanlığı'ndan randevu aldık.
Ancak randevu günü ilçe binasına gittiğimizde çaycıdan başkası yoktu, randevu aldığımızı söyleyince de "Ne var canım bir daha gelirsiniz" denilerek özür bile dilenmeden uğurlandık.
Arabamıza binip evimize doğru giderken bir yandan eşimle yapılan nezaketsizliği konuşuyorduk. O anda arabamızın lastiğinin patladığını hissettim. Moralim iyice bozuldu. Çünkü bugüne kadar hiç lastik değiştirmemiştim. Bu sırada arkamızda bir araç durdu, iyi giyimli bir bey indi ve yardıma ihtiyacımız olup olmadığını sordu. Benim bu işi beceremeyeceğimi görmüş olmalı ki ceketini çıkarıp lastiği değiştirmeye koyuldu. İş bittiğinde üstü biraz kirlenmişti, teşekkürler ettik, bir kahve ısmarlamak istedik ama vakti yoktu.
Kartvizitini istedik ki daha sonra ziyaret edip teşekkür edelim.
İşte o zaman yıkıldık. Kartvizitini verdi ve kartta Küçükçekmece AKP İlçe Başkanı Temel Karadeniz yazıyordu.
Bilmem CHP neden kaybediyor diye düşünmeye gerek var mı artık?"
Son günlerde Cumhuriyet Halk Evleri (CHE) ile bu durumu tersine çevirmeye çalışan CHP İl Başkanı Gürsel Tekin'in dikkatine sunulur...
sabah
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle